Haftalık yorum
İki haftadan bu yana küresel ekonomide yavaşlama beklentileri, jeo-politik endişelerin güven aracı olarak dolar talebini ve değerini artırması emtia piyasalarını satış baskısı altına aldı. Ayrıca, geçen hafta açıklanan olumsuz tarım dışı isdihdam rakamları da talep endişelerinin öne çıkmasına ve Ağustos ayının geniş tabanlı emtia satışını makul gösteriyor. Şimdi, güçlü dolar ve Rusya’ya uygulanan ambargo yanında Avrupa Birliğinde ekonomik sıkıntıların devam etmesi emtia fiyatlarının daha da düşmesine yol açarmı?. Bu sorunun cevabı açık olmakla birlikte fonların net uzun pozisyonlarında azalma göz ardı edilmemeli. Finansal olmayan piyasalarda bu fonların net uzun pozisyonları 6 yılın en düşük seviyesine geriledi. Doğal olarak anaemik talep ve aşırı arzı fiyatlıyorlar. Bazı emtialar aşırı düşük seviyelerinde fonların ilgisini çekebilir ve toparlama eğilimi gösterebilirler. Genel olarak satış baskısı jeo-politik risklerin azalmasına kadar devam edecek gibi görünüyor. Özellikle, Rusya’nın gıda ambargosuna karşı otomotif, ulaştırma ve havacılık konusunda karşı atak sergilemesi emtia fiyatlarını olumsuz etkilemeye devam edecektir. Rusya’nın önde gelen ithalat partnerleri Çin, Almanya ve ABD. ABD ile yıllık ithalatı 16.7 milyar dolar, ihracatı ise 10.4 milyar dolar cıvarında. Çin ve Almanya ile ticari faaliyetleri daha yoğun.
ALTIN (COMEX)
Sürekli olarak arka planda hissedilen jeopolitik endişelerin yanısıra Çin, Avrupa ve ABD ekonomilerinden gelen veriler önümüzdeki hafta için altın fiyatını yönlendirecektir. Geçen hafta jeopolitik kaygılar öne çıkmıştı. Rusya-Ukrayna arasındaki gerginlik, Obama’nın Irak’ta İŞID’a müdahalesi, İsrail ve Hamas arasında ateşkes gibi birçok jeopolitik gelişme altın fiyatlarında dar bir aralıkta olsa bile önemli oynaklığa sebep oluyor ama yeterli desteği veremiyor. Herhalde, altın piyasalarında temel veriler oldukça zayıf. Fiziki altın talebi sakin ve altın satın almak isteyenler için yeteri kadar altın var. Alıcılar fiyat konusunda bir hayli hassas. 1280-1285 dolar/ons seviyesine gelindiğinde öne çıkıyorlar.
Biraz uzun vade bakıldığında altın fiyatı için yön tayin edici ekonomik veriler doğrudan FED’in faiz politikasından gelecektir. Bilindiği gibi, Ekim ayında tahvil satın alma programının sonlanması ardından tartışmalar FED’in faiz oranlarını ne kadar ve ne zaman yükselmeye başlayacağı endişesine odaklanacak. Faiz oranlarının yükseltilmesi ya da zamanının öne çekilmesi ekonomik seyrin iyi olduğu anlamına gelir ki bu altın için olumsuz bir gelişmedir. Ayrıca, altın piyasasında açık pozisyon sayılarının (open İnterest) bir hayli azaldığı da gözleniyor. Bu bir bakıma altına ilginin azaldığı anlamına gelir. Nitekim, likiditenin fazla olduğu ve paranın sermaye piyasalarına yöneldiği uzun süreç altın fiyatını baskı altına almıştı. Bu süreç devam ediyor.
Diğer olumsuz bir gelişme yatay seyrini kırıp biraz toparlanmaya başlayan ETF’lerin (borsa yatırım fonları) geçen hafta %5 değer kaybetmesi. ETF’lerde en büyük payı olan ve Altın yatırımından vazgeçmeyen Paulson’un pozisyonlarının azalttığı söyleniyor.
Sonuç olarak, ABD ekonomisinde toparlanma eğilimi ve buna bağlı olarak doların yükselmesi altın’ın yükselmesi önünde önemli engel.
Son iki haftadır sıkışık ama oynak seyir izleyen altın piyasasında fonların net uzun pozisyonlarını bir hayli azalttıkları (long liquidation) gözleniyor. Ama hala iki ay önceki pozisyonlarına göre (63150) iki kat yüksek, yani boşaltmaya devam edebilirler.
Teknik olarak, 1300 dolar seviyesi oldukça kritik ve altına sarkarsa fiyatlarda yeniden kısa dönemli 1280 riski oluşabilir, hatta Goldman Sachs dahil bir çok analistin çağırdığı 1150 dolar seviyeleri söz konusu edilebilir ama ben katılmıyorum. Zaten bu seviyelerde madenlerin altın üretim maliyetlerine denk düşüyor. Ancak kısa dönemli mevcut olumlu hava altın fiyatını 1330 dolar/ons üzerine taşıyabilirse tüm olumsuz beklentiler arka plana itilir ve altın fiyatının daha yüksek seviye hedeflerinin (1350+) gündeme geleceğini söyleyebilirim. Şimdilik, oynak ama dar aralık seyri (range trade) devam ediyor.
KAKAO (ICE)
2013-2014 ara mahsul sezonunda sona yaklaşırken Fildişi sahillerinde liman yüklemeleri 1.7 milyon/ton olarak belirtiliyor. Bu miktar geçen yıla kıyasla 300.000 ton ve daha önceki rekor seviyeden 200.000 ton daha fazla. Dünyanın en fazla üreten ikinci ülkesi Gana’da ise 2010-2011 sezonundaki 900.000 tonluk rekorunu aşması beklenmemekle birlikte üretimin geçen yıla kıyasla %12.5 yüksek olacağı tahmin ediliyor. Diğer yanda üretimin iyi olmadığı Kamerun’da bu sezon 190.000 ton civarında üretim bekleniyor. Genel olarak Dünya kakao üretiminin %75’ini yüklenen Batı Afrika ülkelerinde Kamerun dışında yine rekor hasat bekleniyor. Diğer üreticiler arasında olan Brezilya ve Ekvator üretimi biraz daha iyi olmakla birlikte Endonezya ve Nijerya geçen yıllara kıyasla aynı seviyeyi koruyor.
Böylesine aşırı üretimin olduğu, yani arz yönlü endişelerin olmadığı bir süreçte, kakao çekirdeği fiyatlarındaki aşırı yükselişi anlamak biraz güç. LİFFE borsasında stoklar ve daha önemlisi öğütülmeye uygun tescilli kakao stokları bir hayli düşük.
Stokların yanısıra talep’in yüksek olduğu ve kakao piyasalarında “bull market”i desteklediği söylenebilir. Oysa, 2. Çeyrekde büyük kakao şirketlerinin öğütme (grinding) mevsimi biraz düş kırıklığı ile başladı. Avrupa Bölgesinde kakao öğütülmesi geçen yıla kıyasal %0.7 düşerken Kuzey Amerika ve Asya’daki artış talebi dengeliyor gibi görülüyor.
Diğer yanda, kakao çekirdeği türevleri olan kakao yağı ve toz fiyatları oldukça sakin. Kakao yağı rasyosu geçen yaz aylarında zirve yaptıkdan sonra bugüne kadar bu seviyeleri koruyor. Toz arzı ise bir hayli yüksek ve aşağıdaki grafik’de kakao yağı ve yoz rasyosu görülüyor.
Bu günlerde büyük kakao şirketlerinin öğütme kazançları marjinal olarak gösteriliyor, yani üreticiler kakao çekirdeğinde satın alma faaliyetlerini yavaşlatabilirler. Dolayısıyla ileriye dönük bakıldığında, Fildişi sahillerinde 2014-15 üretiminin geçtiğimiz yıllardaki muhteşem performansına paralel olarak deva etmesi beklenmekle birlikte joker kartı olarak El-Nino’nun kuru hava endişeşi bölgede kakao üretimini olumsuz etkileyebilir.
Sonuç olarak, arz/talep temel verileri çerçevesinde kakao piyasasının bu denli yükselme eğiliminin, en azından kısa süre içinde, hak edildiğini düşünmüyorum. Öncelikle, fonların net uzun pozisyonları bir hayli yüksek ve her an kar realizasyonu gelebilir. Son üç haftadır, özellikle geçen hafta 90008 kontrat taşıyan fonlar tarihi rekor pozisyon taşıyorlar.
Teknik olarak, Matıs ayından bu yana yükselişin %38 ilk Fibo desteği 3100 dolar cıvarında görünüyor. Bu seviye aynı zamanda 100 günlük hareketli ortalamasına karşı düşüyor. Bu ölçüde bir düzeltme trend dönüşü anlamına gelmemekle birlikte yatırımcıların doğal tepkilerinin sonucu olarak görülür.