Advertisement

(Bu oyunun ilk sahnesi Temmuz- Ağustos döneminde yaşandı)

Temmuz ayının sonunda Avrupa Merkez Bankası Başkanı (ECB) Mario Draghi’nin Londra'da yaptığı konuşmada söylediği cümleyi bir kez daha hatırlayalım; ‘Euro Bölgesinin dağılmaması için ne gerekiyorsa yapacağız’. Merkel, Hollande, Rajoy’un kısır çekişmelerinden bunalan piyasa, ilk defa bu kadar net ve kararlı bir açıklama duymuştu. Hem de ECB  başkanından. Bu açıklama ile Eur/Usd paritesinin 1.20 bandından hızla 1.25'lere yükseldiği, İspanya 10 yıllık tahvil faizlerinin % 7'lerden gerilediğine şahit olduk. Bu açıklamadan 1 ay sonra Draghi’den gelen ikinci bomba tahvil alımı konusunda oldu. Draghi, ‘piyasaya erişiminde sıkıntı olan ülkelerin 3 yıla kadar olan tahvillerini ECB olarak 2. piyasadan alacaklarını’ söyledi. Bu açıklamanın ardından da ikinci bir alım dalgası geldi. Eur/Usd 1.28'e kadar cıktı. İtalya ve İspanya'nın özellikle 3 yıla kadar olan kısa tarafında ECB çoskusu ile faizlerde sert düşüşler görüldü. 3 yıl vadeli İspanyol tahvillerinin faizi % 3'ün altına geriledi. Piyasa ECB'nin FED-vari alım programını sevmişti. 

Böylece Avrupa'da ' işler yoluna giriyor'  oyununun ilk sahnesi tamamlanmış oldu.


Sahne II ; Başrol Rajoy, yardımcı oyuncular Merkel ve ECB

Eylül ayının ortasında Avrupa Liderler Zirvesi yapıldı. Piyasa zirveye büyük umutlar bağlamıştı. İlk bölümde Draghi Euro Zone'u ipten almıştı. Bu bölümde de liderlerin Avrupa'nın kaderi için bazı kararlar alması bekleniyordu.

 Zirve'de vaatler devam etti

Liderlerin aslında üzerinde anlaştıkları mutabakat metni olmadı. Ancak genel hatları ile şu noktaların üzerinde uzlaşıldı;

1- ESM fonu kuralacak ve 500 milyar €'luk bir kaynakla desteklenecek

2- İhtiyacı olan ülkeler bu fona kurtarma paketi için başvuracak

3- Paket alan ülkeler mali disiplin uygulayacaklarını taahhüt edecekler

4- Bu süreç devam ederken ECB 2. piyasada problemli ülkelerin tahvillerini alarak faizlerin daha fazla yükselip bütçelere daha fazla tahribat vermemesini sağlayacak.

5- Üye ülkeler bankalarına stres testi uygulayacak, gerekli ise sermaye ekleyecekti. Eğer ihtiyaç büyükse bu kaynak ECB tarafından sağlanacak.

6- Bu arada Avrupa’da bütün bankaların denetlenmesi için ortak Bankacılık Denetleme Kurulu kurulacak.

Şimdi şunları sormak lazım ;

İspanya ya da İtalya yardım almak için resmi olarak başvurdu mu?

Avrupa’da ortak bankacılık denetleme kurulu için somut bir gelişme var mı?

Avrupa Merkez Bankası şimdiye kadar herhangi bir tahvil alımı yaptı mı?

Avrupa da bankaların sermaye güçlendirilmesi yapıldı mı?

Bu soruların hepsinin cevabı; Hayır.

Dolayısı ile piyasanın neye sevindiğini, neyi fiyatladığını anlamak gerçekten zor. Ama başlıkta da söylediğimiz gibi işin aslı ‘işler yoluna giriyor ‘oyunu. Gerçekle oyun arasında o kadar fark olur tabii.