Advertisement

Seçimlerden sonra ralli bekleyen piyasada, özellikle de yerli yatırımcıların hepsi aynı soruyu soruyor: "Ne oluyor?"

Özellikle piyasa açısında bakıldığında en çok arzulanan seçim sonucu ortaya çıkmasına rağmen satışların IMKB'de, tahvil faizlerinde ve en önemlisi kurda hızlanarak devam etmesi piyasayı ciddi olarak tedirgin etmiş durumda.

Dün akşam Para Yöneticileri Derneği'nin vermiş olduğu kokteyle katıldım. Dernek Türkiye'deki tüm banka ve finansman sektöründe faaliyet gösteren para yöneticileri ve dealerların  bir araya gelerek kurmuş oldukları bir çatı. Dolayısıyla dün gece bankaların hazine bölümlerinde çalışan birçok yönetici ile konuşma şansım oldu. Geceden kalan bir iki tespiti sizinle paylaşmak isterim.

Öncelikle fon yöneticileri, en çok da tahvil ve bono yöneticileri oldukça dertli gözüküyordu. Birçoğu, yıl başından bu yana hedeflenen kârlılık rakamlarının oldukça altında kalmışa benziyordu. Diğer yandan genel kanı, gösterge tahvilde % 8,5 - % 9,20 bandına devam edileceği ve bandın altına inilmesinin çok zor olduğu yönündeydi. Fon yöneticileri %9,5 ve üstünün, başta Yunanistan'ın temerrüt  ihtimali olmak üzere, yurt dışı şokların öne çıkması hâlinde söz konusu olacağını düşünüyorlar.

Kur tarafında işlem yapan fon yöneticileri ise kârlılık açısından daha rahat gözüküyorladı. Ancak herkesin merak ettiği nokta; sepet kurun 1,95
seviyesini kırıp kıramayacağıydı.

Akşam Dolar/TL 1,60 seviyesinin yukarı doğru kırılmış olması, FX Trader'larının moralini bozmuş gibiydi. Genel kanı ise "eğer sepet kur 1,95'i geçerse, 2,00'ye doğru gideceği" ve bu noktadan da Merkez Bankası'nın döviz alım ihalelerinin iptal olacağı yönündeydi.  


Döviz işlemcilerinin en rahatsız olduğu konulardan biri ise yabancı yatırımcıların TL'ye karşı  ilgisizliği. Konuştuğum bankacılar, yabancı yatırımcıların cari açık konusunda olukça tedirgin olduğunu ve alınan önlemlerin yerinde olmakla beraber, faiz artırımı yapılmadan bunun üstesinden gelinemeyeceğini  düşündüklerini söyledi. Bu durumda da faiz farkından yararlanan "Dolar sat; TL al" hikayesinin şu an için geçerli olmadığını söylüyorlar. Yani yabancı, dolar satmıyor; vatandaş DTH bozdurmak için acele etmiyor. Dolayısıyla, özellikle ithalatçı şirketlerin döviz alımları ile kur yukarı doğru atmaya devam ediyor.

Piyasalar, özellikle de Türk fon yöneticileri, daha önce çok kriz gördü ve hepsinden de bir ders çıkartarak bugünlere geldi. Dolayısıyla, piyasada 'felaket senaryoları ' çizen yok. Ancak şu da bir gerçek ki; 2009-2011 döneminde dünya krizle boğuşurken, bizim göreceli olarak pozitif ayrışmamız, artık geride kalmış durumda.

Fon yöneticileri de zor geçecek bir 6 ay için hazırlıklarını yapıyor. Umut ediyorum; son 6-7 yıldır düşen faiz ortamında 'eski krizler sırasında edindikleri refleksleri'
unutmamışlardır. Genç portföy yöneticileri ve traderların dikkatine..

Bu grafik Bloomberg Terminal'in bir hizmetidir. Daha fazla bilgi için tıklayınız.