Advertisement



Ekonomide kelebek etkisini yazmak geldi nedense içimden. Çünkü bu yazıda bizim her gün konuştuğumuz FED var. Ya da belki Kuzey Kore var. Gelişen ülkeler var. Liderlerin yaptıkları, bir de yatırımcının anladığı var. Öncelikle şunu söyleyeyim ama, 3. Dünya Savaşı çıkmadığı sürece Kuzey Kore, ABD gerginliğini olaydan saymıyorum. Ya da Trump’ın Meksika duvarını “hükümeti kilitlemek pahasına” tehdidine ya da borç tavanı tartışmalarına çok takılmıyorum. Bütün ay gündemi işgal eden Jackson Hole’den 2014 yılında parasal genişlemeye yönelik planlarını paylaşarak piyasaları şoka sokan Draghi sürprizi de beklemiyorum. Zira opsiyon piyasasında oynaklığa oynayan yatırımcıda benim dediğim gibi pozisyon almış, nitekim işin realitesinde ortaya para koymak varsa, koyan da “oynaklık olmaz”a oynamış.

Bir garip “ Büyük Resim” Hikayesi…

Buradaki her başlık için sayfalarca tez yazabilirim. Ama “büyük resim” her zaman daha önemli; tabi, büyük resmi küçük parçaların oluşturduğunu unutmadan.  Ama ilk paragrafta atıfta bulunduğum konuların tamamı, mevsimsel olarak yaz aylarında küresel işlem hacminin düşmesinden sıkılan ve kendine oyun alanı arayan yatırımcıların gün içi konuları. Bahsettiğim küçük parçalar ise makro veriler. Zira geçtiğimiz dönemde paylaştığım araştırmalardan biri(grafik 1), BoFA’nın yaptığı araştırmaya dayanıyor. İnceledikleri örneklem dönemi Irak İlhakı ve Kırım Savaşı dönemlerinde bile jeopolitik riskin yüksek olmasına rağmen yine de piyasayı asıl etkileyenin makro verilerdeki sürpriz olduğunu gösteriyor.



“Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır.”

Birinci paragrafın en önemli kısmı ise, başlıktaki Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin sözünün piyasaya uyarlaması aslında… Yani; “Anlattığın değil, anladığın kadarsın” kısmı. Mesela FED’den konuştuğumuz dönemde “enflasyon problem, artarsa FED faiz artıracak” kısmını biraz tartışalım isterim. Aşağıdaki grafik bununla ilgili enteresan bir sonuca götürüyor. Öncelikle parametrelerimizi anlatmaya çalışayım. MSCI ACWI endeksi, tüm dünyadaki hisse senetlerinin gösterge endeksi, ötekisi ise ABD’nin getiri eğrisi. ABD’nin şuan artan eğimli bir getiri eğrisi var. Ne demek? Yani piyasa, uzun dönemde enflasyonun artacağını düşünerek, uzun vadeli borç vermek için yüksek faiz talep ettiklerini gösteriyor. E o zaman FED faiz artıracak diyebilir miyiz? Pozisyonlanmaya bakarak konu enflasyonsa, evet diyebiliriz. Peki ACWI ne anlatıyor? FED’in faiz artırması demek, parasal sıkılaşma demek, kabaca; para muslukları kısılacak, eskisi kadar Dolar bulamayacağız demek. Likiditenin olmadığı ortamda hisse senedi alınılır mı? Grafik gösteriyor ki, evet alınabilir. Yani grafiğin sonucu şu: FED’in faiz artıracağına inanıyoruz, ama likiditenin kesileceğine inanmıyoruz, o yüzden hisselere ralli yaptırmaya devam ediyoruz. Ya da alt paneldeki korelasyona bakılacak olursa; FED ne yaparsa yapsın, ister enflasyon olsun, isterse olmasın; belki de piyasa bu eğrisin yataylaşacağına, ekonominin yeniden durgunlaşacağına ve belki yeniden FED’in sıkılaşsa bile, yola gelip yeniden gevşeyeceğine inanıyor.

Yılın sorusu: “Bu ralli devam eder mi? “

Ona da artık bir başka yazıda istatistikler “hem karnım doysun, hem pastam dursun” temalı piyasa anlayışını doğrulamış mı, bakarız…