Borçlanma Stratejimiz Değişiyor mu?
Borçlanma Stratejimiz Değişiyor mu?
2018’in sonuna gelirken bu yılın özellikle ikinci yarısından itibaren kamu ve özel sektörün TL ve döviz cinsi borçlanmasının karakteristiğinin değiştiğini görüyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan verilen mesajlarda, 2019 yılında borçlanma çeşitliliğine gidileceği aşikar.
Özel sektörün (finans dışı) uzun vadeli döviz kredi borcu bu yılın başında 112,2 milyar dolar iken, yılı 110 milyar dolardan kapatıyor. Son dönemlerde hem hazine, hem de bankalar ise reel sektörün aksine döviz cinsi borçlanmalarını artırıyor.
Hazine’nin borçlanma dağılımı:
REEL SEKTÖR DÖVİZ KREDİLERİNİ AZALTIYOR MU?
Örneğin aşağıdaki tabloda son dönemlerde TL mevduatlardaki artış (yıl ortalaması olan %16 vadeli mevduat faizi getirisini de ekleyecek olursak), nominal olarak olması gereken seviyenin altında. Yani döviz mevduatlardaki düşüş TL mevduata gitmemiş, üstelik TL mevduatlar da azalmış. Sektörle konuştuğumuzda, döviz mevduatlarındaki düşüşün aslında deleveraging yani döviz borcunu ödemek isteyen reel sektörün döviz mevduatı ile karşılandığını gösteriyor.
KAMU, BORÇLANMA ARAÇLARINI ÇEŞİTLENDİRİYOR
Öte yandan son aylarda hazineden gelen adımları alt alta koyduğumuzda; hem borçlanma araçlarında çeşitlilik, hem de döviz biriktirme ihtiyacı ile döviz cinsi borçlanmların, TL cinsi borçlanmaya göre daha ön plana çıktığını gösteriyor.
Bireylere döviz cinsi tahvi ihracı:
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Hazine'nin yurtiçi yatırımcı için dolar ve euro cinsi Hazine tahvili ihraçlarına başladı, hatta gelen ilgi üzerine talep toplama döneminin 24, 25 ve 26 Aralık 2018 tarihine kadar uzatırken, bireylere ek olarak tüzel kişilere de bu ihracın devam edeceğini bildirildi. Bakan Albayrak, bankaların bilançosunda önemli kısmı mevduatta 176 milyar dolar eşdeğeri para olduğunu ifade ederek "Bu çerçevede dolar, euro Hazine garantili devlet garantili yüzde 100 tahvil ihracına başlıyoruz. Bireysel yatırımcı, vatandaşımız gidip alabilecek" dedi.
Bu ihraçla ilgili 2 temel soru işareti ise;
Faizler bireysel yatırımcıyı cezbedecek mi?
Döviz cinsi %4 ve euro cinsi %2,5 olan faizlerde özellikle euro cinsi getirinin daha avantajlı olduğu ve mevduattan farklı olarak stopaj olmadığı (fakat gelir vergisi olduğu unutulmamalı). Öte yandan son 1-2 ayda 100 bp’lik eurobond faizlerinin aşağı geldiği ve bankaların sunduğu %3,5-4 arası döviz mevduat faizinde düşüş olacağı beklentisi düşünülürse; %4 sabit dolar faizi ile birikimi değerlendirmek cazip şeklinde yorumlanıyor.
Amaç bankalardaki döviz mevduatlarına ortak olmak mı?
Hazine’nin bu ihracı, bireysel yatırımcının döviz birikimini yastık altından çıkaracaksa ve/veya potansiyel olarak 5-5,50 arasından yeni döviz talebi yaratacak vatandaş ve tüzel kişiler piyasadan döviz alıp fiyatları yukarı çekmek yerine bu birikimi Hazine aracılığıyla yapacaksa amaca ulaşılmış olacak. Fakat banka mevduatını çekip hazinenin döviz cinsi tahviline yatıracaksa pasta büyümek yerine bölünmüş olacak. Hele ki bankalarda likiditeye erişimin bu denli zor olduğu bir dönemde.
Herşeye rağmen 2018’in döviz talebi tablosu (yukarıdaki grafikte de görüldüğü üzere) yaklaşık 7,5 milyar dolarlık döviz mevduatlarda düşüşe işaret etse de, bunun kırılımında reel sektörün döviz mevduatını azalttığı-döviz kredilerini ödemek adına- fakat bireysel yatırımcının döviz mevduatlarında büyük bir düşüş olmadığını söylüyor. Yani 2019’da bireylerin döviz iştahı kesilmezse bu tarz döviz cinsi ihraçlar yine yerini bulabilir.
Hazine’nin “Bireyler ve tüzele döviz cinsi tahvi ihracı + Kurumlara döviz cinsi kira sertifikası” ile toplamda 1 milyar dolara yakın borçlanma gerçekleştirmesi bekleniyor. Banka hazineleri de T.C Hazine’nin 2019’da TL ihaleleri iptal edip, Eurobond ihracını artırmasını bekliyor.
Asıl amaç uygun faizden ( FED’den önce davranarak, döviz faizi ve kur düşükken) borçlanmak + döviz rezervi biriktirmek de olsa , 2019 Türkiye’nin dış ve hatta iç borçlanmasının Özel sektörden Kamu’ya kaydığı bir yıl olacak gibi.