Advertisement

Ticaret konuşacağız, duygusallığa yer yok. O nedenle "mantıklı" çoğunluğun tercihi olsun: Kötü haberle başlayalım: Vadeler uzadı, tahsilatlarda sıkıntı var.

Bu yeni bir gelişme değil ancak özellikle son 1 aydır tablo iyiden iyiye yönetilemez hale gelmiş durumda. Sermaye yetersizliği, geleneksel mekanizmalarla sürdürülen ticaret; bir de bunların üzerine darma duman olmuş global ekonomik konjontür eklenince ortalama vadeler 150 güne yaklaşmış durumda. Bu durum pek çok küçük ve orta ölçekli işletmeyi sıkıntıya sokuyor. Uluslararası sigorta şirketi Euler Hermes'in beklentisi bu yıl Türkiye'de 15 bin şirketin iflas edeceği ya da kapanacağı yönünde.

Yine Euler Hermes'in 44 ülkeyi incelediği endekse göre Türkiye, dünyada en çok tahsilat sıkıntısı çeken ülkeler arasında 10'uncu sırada.

İyi haber: Yaptığınız ticareti sigortalayabilirsiniz. Biliyorum hemen sesler yükselecek: teminatlar düşük, borcunu ödeyebilecek olan sigortalanıyor, maliyetler yüksek... Haberin önce iyisini değil kötüsünü duymak istemekle aynı şey bu. Neden mi şöyle:

Sigorta dediğiniz öncelikle bir kültür ve gelişmişlik meselesi. Gelişmiş memleketlerde A'dan Z'ye kendini sigortalamayan şirket yok. Tüm ticaret modern sigorta mekanizmaları üzerinden dönüyor. Tek neden daha zengin olmaları değil, bu işin önemini çok önceden kavramış olmaları aynı zamanda.

Rusya'daki kriz buraya iş yapan çok sayıda ihracatçımızı olumsuz etkiledi, etkilemeye devam ediyor. Hatta sıkıntı daha yeni başladı diyen uzmanlar da var. Sadece ihracatçı değil, Rusya'daki türbülans dolaylı yönden iç pazarı da vuruyor. Çok değil bundan bir süre önce Rusya'ya ihracat yapan bir narenciye firmasının uğradığı zarardan ötürü ona mal veren çok sayıda küçük üreticinin  iflas ettiği haberlerini okuduk. Durum ciddi.

Euler Hermes "alacak sigortası" yapıyor. Yani şirketlerin iş yaptığı şirketlerin riskini üstlenip alacaklarını teminat altına alıyor. Euler Hermes Türkiye CEO'su Özlem Özuner, bu haftaki KOBİ Destek'te konuğum oldu. Diyor ki; Rusya'da yaşanan sıkıntıdan ötürü oraya iş yapanlar tarafından çok ciddi bir sigorta talebi alıyoruz.
Ben de sordum: Bu krizden önce Rusya'ya iş yapan şirketler alacaklarını teminat altına alsaydı, tablo bu kadar vahim olur muydu?
"Elbette olmazdı"

Tecrübe her zaman pahalıdır.

Bu yıl ilk yarı zorlu geçecek. Bunu herkes söylüyor. Dışarda FED'in faiz artırımı beklentisi, içerde seçimler...Tuhaf bir "bekle-gör" ortamındayız. Bu dönemde KOBİ'lerin özellikle birkaç konuda dikkatli olmaları gerekiyor. Birincisi finansmana erişim. Bu dönemde kreditörlerinizle çok açık olmanız, kendinizi iyi anlatmanız gerekiyor. İkincisi alım satım maliyetlerindeki oynaklığa dikkat etmek gerek. Dövizdeki hareket nedeniyle daha sonra eritiriz umuduyla stoklu hareket eden çok firma var. Belki siz de bunlardan birisiniz. Burada sorun yok. Önemli olan iş yaptığınız şirketlerle durumunuzu açıkça paylaşmanız.
Üçüncüsü de elbette tahsilat. Vadelerin bu kadar uzaması herkese zarar veriyor. Sistem bir süre sonra kendi kendine bu tabloyu değiştirecek, vadeler kısalacak ama o zamana kadar bu tablonun farkında olup tüm bilanço kalemlerini tek tek gözden geçirip açıkları koruma altına almak şart!

* * *

6 Soruda Alacak Sigortası:

- Kimler kullanabilir?

Büyük ölçekli şirketlerle başladı. Hızla orta ölçeğe de yayılıyor çünkü çok pratik, ticareti iyi bir şekilde yürütmeye yarayan bir mekanizma. KOBİ'ler de bu mekanizmanın otomatik olarak içerisinde çünkü alacak sigortası yapan şirketler onların üzerinde risk taşıyor. Sisteme dahil 50 bin KOBİ var. Yani herhangi bir KOBİ bir şirketten mal alıyorsa o şirketin riskini taşıyarak satıcı şirkete teminat veriyor. KOBİ'ler de kendi müşterilerini yavaş yavaş bu mekanizmaya dahil etme trendinde. İhracatçı KOBİ'Ler öncü.

- Ciro sınırı var mı?

Şu andaki alacak sigortası poliçeleri 10 milyon TL ve üzeri şirketlere hitap ediyor. Yıl sonuna kadar KOBİ poliçesi adı altında yeni poliçeler sunulacak ve bu poliçeler 250 bin TL ve üzerine hitap edecek, en küçük mikro işletmeyi de kapsıyor olacak.

- Maliyeti ne kadar?

Alcak sigortası pahalı bir ürün değil. Primler şirket cirolarının binde birli rakamları kadar. Uzmanlar, "şirket bu sigortayla satışlarını da artıracağı için, ilave satış yaptığı birkaç müşteriyle bu primi de ödemiş oluyor" diyor. Alcak sigortasıyla üçlü bir mekanizma çalışıyor: Ciroyu artırıcı etki yapıyor. Tahsilat desteği veriyor. Kaza olursa tazminat sunuyor. Şirketler bu sayede şüpheli alacak yapacaklarına tazminatla sigortacıdan işletme sermayesi almış oluyor.

- Faktoringten farkı ne?

Faktoring sektörünün sunduğu hizmete yakın bir ürün . Dünyada faktoring sektörü alacak sigortası şirketlerinden sigorta poliçesi alarak müşterilerine fonlama hizmeti sunuyorlar. Herhangi bir garanti hizmetini kendilerini vermiyorlar. Türkiye'deki mekanizma ise farklı. Türkiye'de faktoring şirketleri hem garantör hem fonlamayı sağlıyor. Diğer yandan alacak sigortası şirketleri bütün ciro üzerinden faaliyet gösterirken faktoringciler tek tek her alıcı üzerinde bu riski kontrol edebiliyor.

-Müşteri çekleri sigortalanabilir mi?

Çeklerin kendileri sigortalanmıyor. Uzmalar, "çeklerinizi alın yanında alacak sigortası yapın" diyor. Sigorta şirketleri mutlaka faturaların sigortasını yapıyor ama müşteri bunun yanında çek de alabiliyorsa bir tazminat durumunda bunlar iyi teminat olarak kabul görüyor.

- Finansal standartları var mı?

Hayır, genel bir standart yok. Sigorta şirketleri bankaların ibraz ettiği finansallar üzerinden çalışıyor. Subjektif kararlar da alınabiliyor. Bu noktada şirketlerin müşterileriyle geçmişi,  piyasadaki varlığı, içinde bulunduğu sektörün özellikleri dikkate alınıyor. Çekli satışlar teminat dışı bırakılmıyor, bunlar da görülmek istiyoruz. Bankalardan teminat mektubu varsa o dışarıda tutuluyor.