Organik tarım tabir yerindeyse en popüler dönemini yaşıyor.
Sağlıklı, güvenilir gıdaya erişim noktasında kafası hayli karışık olan tüketiciler eğer alım gücü varsa bir çok üründe organiği tercih ediyor.
Üretici ve tüketici taleplerine bağlı olarak organik gıda pazarı hızlı bir gelişim gösteriyor.
Dünyada organik tarımın mevcut durumunu ortaya koyan son veriler Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM) ve FIBL Araştırma Enstitüsü tarafından yayımlandı.
Şubat 2017 raporuna göre dünyada 2,4 milyon üretici 51 milyon hektar alanda organik tarım yapıyor. Vahşi toplama alanları ve tarım dışı alanlar ise 40 milyon hektarı buluyor.
2015 yılının sonu baz alınarak açıklanan son verilere göre, dünyada organik gıda ve içeceklerin perakende pazar payı 81,6 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı. Bu da 2014 yılında 75 milyar dolar olan pazarın yaklaşık yüzde 9 büyüdüğü anlamına geliyor.
2000 yılında küresel organik gıda ve içecek pazarının 18 milyar dolar olduğunu hatırlarsak, son 16 yılda pazarın 4 kattan fazla büyüdüğü görülüyor.
Bu rakamlar da gösteriyor ki tüketici beklentilerindeki değişim ile birlikte organik tarım ürünleri satışı hızla artıyor.
Dünyada organik tarım yapılan ülkelerin sayısı 179'a çıkarken, bunların 87’si organik standartlara sahip durumda. 17 ülke ise mevzuat taslağı hazırlanma sürecinde.
En fazla organik tarım arazisine sahip ülkelerin başında 22.7 milyon hektar ile Avustralya geliyor. Onu 3.1 milyon hektar ile Arjantin ve 2 milyon hektar ile ABD izliyor.
Sahip olduğu toplam tarım arazisinde organik tarım alanının payı en yüksek olan ülke ise yüzde 30,2 ile Liechtenstein geliyor. Onu yüzde 21,3 ile Arjantin, yüzde 16,9 ile de İsveç izliyor.
Ancak küresel anlamda organik tarım üretimi konvansiyonel tarım ile karşılaştırıldığında yüzde 1'lik bir paya sahip.
Rapora göre Amerika ve Avrupa yüzde 90 pay ile organik ürün satışının en büyük pazarı konumunda.
Son verilere göre organik ürünler açısından ülkeler arasında en büyük pazarı 35,8 milyar euro ile ABD oluşturuyor.
ABD’yi sırasıyla 8,6 milyar euroluk pazarı ile Almanya, 5,5 milyar euroluk hacimle Fransa izliyor.
Avrupa Birliği'ne bir bütün olarak baktığımızda organik pazar büyüklüğü 27,1 milyar euroyu buluyor.
KİŞİ BAŞI ORGANİK GIDA HARCAMASINDA İSVİÇRE İLK SIRADA
Peki ülkeler bazında baktığımızda kişi başına en fazla tüketim hangi ülkelerde?
Yayımlanan son verilere göre kişi başı organik gıda harcamasında İsviçre 262 euro ile ilk sırada yer alıyor.
İsviçre’yi 191 euro ile Danimarka, 177 euro ile İsveç ve 170 euro ile Lüksemburg izliyor.
Avrupa Birliği genelinde kişi başı organik gıdaya ayrılan bütçe 53,7 euro seviyesinde.
ABD’de ise kişi başı organik gıda harcaması 111 euroyu buluyor.
Türkiye'yi merak ediyorsanız hemen söyleyelim. Kişi başı organik gıda harcaması 1 euronun altında.
Projeksiyonlara göre organik tarım ürünleri pazarının önümüzdeki dönemde de pozitif şekilde büyümesi bekleniyor.
TÜRKİYE'DE ORGANİK TARIM
Peki Türkiye özelinde organik tarımın durumu ne?
Türkiye, 70 bin üretici ile organik gıda üreticisi sayısı açısından dünyanın en büyük ilk 10 ülkesi arasında yer alıyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın verilerine göre 2015 itibariyle Türkiye'de 69 bin 967 üretici, toplam 515 bin 268 hektar alanda 197 çeşit ürün ile organik tarım yapıyor.
Ancak organik tarım alanı, üretici sayısı ve ürün çeşidinde bir önceki yıla göre bir gerileme söz konusu.
Bir önceki yıl üretici sayısı 71 bin 400'ü aşıyor, toplam alan 842 bin hektarı geçiyor ve organik ürün çeşidi 208'i buluyordu.
Bugün Türkiye'de toplam tarımsal alan içerisinde organik tarım yapılan alan yüzde 1,95'lik bir paya sahip.
Organik olarak yetiştirilen ürünler arasında fındık, ceviz, antep fıstığı, kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm öne çıkıyor.
Yine baklagiller, tıbbi aromatik bitkiler, pamuk ve zeytin gibi ürünler de yine organik üretim açısından yoğun olan ürünler arasında yer alıyor.
Bitkisel üretimin yanısıra organik hayvansal üretim de son yıllarda oldukça revaçta. Et, süt, peynir, yoğurt, yumurta ve bal organik pazarda yerini alıyor.
Aslına bakarsanız her fırsatta dile getirdiğimiz şeyi yine tekrarlayacağız.
Her ne kadar var olan potansiyeli kullanamasak da Türkiye tarım açısından çok şanslı bir ülke.
Kültüre alınan bitkilerin yanısıra doğada kendiliğinden yetişen bir çok ürün organik tarım açısından büyük potansiyel vadediyor.
Örnek mi?
Böğürtlen, ahududu, adaçayı, kuşburnu, kekik bunlardan sadece bir kaçı.
Organik tarım denilince öne çıkan bölgelere baktığımızda Doğu Anadolu yüzde 57 pay ile ilk sırada yer alıyor. Bu bölgeyi yüzde 23,7 ile Ege, yüzde 6,4 ile Güneydoğu Anadolu bölgesi izliyor.
Çiftçi sayısı açısından baktığımız da ise yüzde 32,2 ile Ege ilk sırada bulunuyor. Bu bölgeyi yüzde 30,3 ile Doğu Anadolu ve yüzde 25,1 ile Karadeniz izliyor.
Türkiye'de organik tarım ürünü pazarı 500 milyon dolar seviyesinde. Organik gıda üretiminin önemli bir kısmı ihraç ediliyor.
İhracat yapılan ülke sayısı 26 civarında. İhracat, Avrupa yoğunluklu olmakla birlikte ABD, Japonya, İngiltere ve Kanada da diğer ihracat pazarları ve bu pastanın büyümesi açısından büyük potansiyel vaat eden ülkeler.
Kısacası Türkiye sahip olduğu tarımsal ürün çeşitliliği, zengin ekosistemi, organik tarıma uygun arazi yapısı ve uygun işgücü ile ciddi bir potansiyeli içinde barındırıyor.
Özellikle genetiği değiştirilmiş organizmaya her geçen gün tepkinin arttığı, aile çiftçiliğinin konvansiyonel tarımın çarkları arasında sıkıştığı bir ortamda organik tarımdaki büyümeyi ve hızlı gelişimi önemsiyoruz.
Sürdürülebilir tarımın teminatlarından biri konumundaki organik tarıma yönelik gelişmeleri yazmaya devam edeceğiz.
İrfan Donat
Bloomberg HT Tarım Editörü