Önceki gün, muz üretimine dair bir haberi sosyal medyada paylaşınca, yazdığımız yoruma çok sayıda mesaj geldi.

Son dönemde Mersin ve Antalya'da çok sayıda ve plansız şekilde muz seralarının kurulduğunu yazmış ve muz ithalatında uygulanan gümrük vergisiyle birlikte içeride üretimin artmasının sevindirici olmasına karşın bu işin sürdürülebilir olması için üretimin iç ve dış pazarın tüketimine göre planlanması gerektiğini belirtmiştik.

Yazdığımız yorum üzerine konuyla alakalı gelen mesajlardan bir tanesi de konunun uzmanından.

Ziraat Yüksek Mühendisi Bünyamin Kozak, yıllardır muz konusunda çalışan, uzmanlaşan ve üzerine kitap yazan bir isim.

Bünyamin Kozak’ın Türkiye'de muz üretimi konusunda bizimle paylaştığı düşüncelerini sizlerle de paylaşmak istedik:

“İrfan Bey, muzda gelinen duruma kısaca değinmişsiniz. Teşekkür ederiz. Gerçekten önemli bir sorun… İthal muz kalitesindeki muz işleme, paketleme ve pazarlamaya çoğu üretici ve tüccar dikkat etmiyor. Bu soruna da dikkatinizi çekmek istedim.

Son yıllarda muz yatırımlarının Çukurova ve Antalya ovalarında yaygınlaşmaya başlaması üzerine başta muz üreticileri olmak üzere pek çok insanın korku dolu soruları giderek artmaktadır.

Bugün itibariyle ülkemizde ortalama 500-550 bin ton muz üretimi gerçekleşmekte ve 200 bin ton muz da ithalat yoluyla ülkemize getirilmektedir. 2019 yılı itibariyle 700 bin ton ortalama muz tüketimimiz var. Kişi başı haftada 1 parmak muz tüketilmektedir. Bu 1 parmak muzun yaklaşık üçte biri ithal edilmektedir. Günde 1 parmak muz tüketimi hedef alınacak olursa, üretim ve ithalatın 7 kata kadar önü açıktır.

"MUZ FACİASI" UYARISI

Ancak, ülkemizde üretilen muzun yüzde 80’i tablacı ve pazarcı aracılığı ile satılmaktadır. İstanbul toptancı halinde ithal muz 11 lira iken ondan daha lezzetli ve taze olan yerli muz işleme ve paketleme özensizliği nedeniyle 7 liraya satılmaktadır. İşte Manavgat ve Adana bölgelerinde son yapılan büyük muz yatırımlarında hedefin bu nedenle ithal muzun girdiği market piyasası olması zorunludur. Bu hedefi gerçekleştirecek kalitede üretim sağlanamaz ve yerli muz piyasasına pazarlanacak olursa gerçekten çok ciddi bir muz faciası ortaya çıkacaktır. Bu nedenle büyük işletmelere verilen kredilerle muzun ithal muz piyasasına girecek şekilde işlenip pazarlanması sağlanmalıdır.

ÜRETİMDEN PAZARLAMAYA MUZ STRATEJİSİ

Ülkemizde özellikle örtü altı üretimde 12 aya yayılabilen bir üretim hedeflenirse ve son yapılan seralarda işletme büyüklükleri artar, muzun işlenmesi, paketlenmesi ithal muz kalitesinde bahçenin başında yapılır, ithal muz gibi tüketim merkezlerine yeşil olarak sevk edilir, ihtiyaca göre olgunlaştırılıp pazara sunulursa, muz ithalatı kendiliğinden son bulacaktır.

Ticaret Bakanlığı, 24 Mart 2020 tarihinde yayınlamış olduğu tebliğ ile muz ithalatını gözetim uygulamasına almış ve Mayıs ayında da muz ithalatında referans fiyat uygulamasını kaldırmıştır.

Halen ithal muza uygulanan ve üreticimiz için en büyük destek olan yüzde 145,8 lik ek vergi uygulaması referans fiyatın kalkmasıyla sorunlar yaşatabilecektir.

Ülkemizdeki muz üretimi için olumlu görünen gözetim uygulaması ve referans fiyatın kaldırılmasının ardından ortaya çıkabilecek sorunların çözümü için bu yıl karpuz ithalatında uygulanan ton başına ek verginin emsal gösterilerek muz için ton başına 700 dolar olarak uygulanması çok yararlı olacaktır.

Sonuç olarak;

Son yıllarda artan muz yatırımlarının hedefi, sürekli verim ile 12 ay boyunca ithal muz piyasasına kaliteli muz sunmak olmalıdır. Daha küçük ölçekli muz bahçeleri aynı piyasaya muz satmaya devam edecektir.

Covid-19 salgın nedeniyle karantina tedbirleri milli tarımın önemini daha fazla ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle ithal muz piyasasına girmemiz daha da önem kazanmıştır. Muzda yeni yatırımların hedefi ithal muz piyasası olmalıdır.

MUZ SERASI YATIRIM MALİYETİ

Bünyamin Kozak, yukarıdaki mesajın dışında muz yatırımına yönelik bazı rakamları da paylaştı.

Muz yatırımlarının dekara 125 bin TL’yi bulan pahalı bir yatırım olduğunun altını çizen Kozak, ekonomik işletme büyüklüğünün en az 20 dekar olması gerektiğini belirterek, bir işletme için 2,5 milyon TL gibi ciddi bir sermayenin gerekliliğini ve iklimi, sınırlayıcı etkenler arasında gösteriyor.

Türkiye’de muz hasadının Kasım-Aralık ve Ocak aylarında yoğunlaştığına dikkat çeken Kozak, hasadın 3 aya sıkıştırılmasının, sektörün önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ifade ediyor.

Söz konusu durumun pazarda dengesizlik yarattığının altını çizen Kozak, planlama yapılırken özellikle örtü altı üretimde 12 aya yayılan bir üretim planlamasının önemine dikkat çekiyor.

Bünyamin Kozak’ın mesajı bu şekilde.

Bugün sektör paydaşlarının önemli bir kısmı tıpkı önceki yıllarda nar üretiminde yaşanan sorun ve kesilen ağaçların kaderinin muz üretimi için de yaşanabileceği kaygısı yaşıyor.

Biz de bu vesileyle konunun uzmanında gelen görüşleri sizlerle paylaşalım istedik.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com

Advertisement