Kırmızı et ve çiğ süt piyasasında artan sorunlar ve belirsizlik, Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ni harekete geçirdi.
Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere tüm muhataplarına sektörün sorunlarını dile getiren Birlik yönetimi, sonunda çareyi bir maliyet analizi yaparak hükümet yetkililerine sunmakta buldu.
“Türkiye’de üretilen süt ve kırmızı et üretimine ilişkin maliyet analizi” başlığıyla hazırlanan rapor niteliğindeki çalışma, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da gönderildi.
Geçen yılın aynı dönemine göre bu yılki yem girdilerinin kalem kalem sıralandığı Ağustos ayını kapsayan maliyet analizinde, “Ülkemizde ortalama son 9 aylık dönemde süt satış fiyatında değişim olmamış ancak üretim maliyetleri yüzde 36,1 artış göstermiştir. Aynı şekilde kırmızı et fiyatlarında yılın aynı dönemde kayda değer bir artış olmazken, et üretim maliyetinde yüzde 22’lik bir yükseliş olmuştur. Üretim istikrarı sağlanabilmesi için satış fiyatlarına, bakanlığımız ve bakanlığımıza bağlı ilgili kurumların acilen müdahale etmesi arzu edilmektedir” denildi.
Üreticilerin hazırladığı çalışmada genel değerlendirme ve hayvansal üretime ilişkin çözüm önerileri de şöyle özetlendi:
1- Girdi maliyetindeki artışlar, yetiştiriciyi üretim konusunda endişeye sevk etmekte ve gelecek konusunda belirsizliğe yol açmaktadır. Bu durum üretimi doğrudan etkilemektedir. Mevcut yüksek maliyet ortamında yetiştiriciyi üretime yönlendirmek adına ciddi adımlarım atılması gerekmektedir. Yetiştiricinin ürettiği ürünün satışından kâr elde edeceğinden emin olacağı bir sistem oluşturulmalıdır. Üretim girdilerinin ucuz temin edilmesinin kısa vade de çözümü, tarımsal işletmelerde temel girdilere sübvanse destekleme modeli geliştirmek, uzun vade de ise yeterli ve nitelikli yerli üretimden geçmektedir.
2- Tarım sektöründe arz ve talep dengesinin istenilen düzeyde sağlanabilmesi için mutlaka üretim planlaması yapılmalıdır. Üretim planlaması yapılmadan yetiştirilen ürün karşımıza üretim açığı veya arz fazlası olarak çıkmaktadır. Tarımsal üretim planlamasının sağlıklı yapılması ile desteklemelerin ve girdi sübvansiyonlarının ülke çapında uygulanması kolaylaşacak ve niteliği artacaktır. Bu şekilde arz fazlası olabilecek ürünlere de destek ödenmemiş olacaktır.
3- Son yıllarda tarımsal üretimin gündeminde, aile işletmeciliği yani küçük çiftçilerin korunması ve üretimde aktif olmaları bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün araştırması da dünyada tüketilen gıdanın yüzde 70’inin küçük işletmeler tarafından üretildiğini ortaya koymaktadır. Tarımsal üretim alanında faaliyet gösteren büyük şirketlerin zarar etmeleri durumunda üretimden çıktığı düşünüldüğünde, aile işletmeciliği, gıda güvenliği ve kentlere göçün azalması açısından oldukça önemlidir. Ülkemizde de bu işletmelerin diğer desteklerden bağımsız ayrıca desteklenmesi gıda üretiminin sigortası olacaktır. Bu sayede genç nüfusun tarımsal üretimin içinde daha çok yer alması sağlanacaktır. Genç nüfus, gelir düzeyi ile karlılığın az olması ve tarımsal üretim ile uğraşmak istememektedirler. Ülkemizdeki yetiştiricilerin 64’ü çocuklarının kendileri gibi tarımsal üretim ile uğraşmasını istememektedir. Bu oran ancak kârlılığa bağlı olarak pozitif yönde değişecektir. Genç nüfusu tarımda tutmanın yolu kırsal kalkınmayı sağlamaktır.
4- Üretimde sözleşmeli üretim modelinin teşvik edilmesi ve yaygınlaşması sağlanmalıdır. Bu üretim şeklinin, kaliteliyi ve verimliliği esas alan üretimin yerleşmesine büyük katkısı olacaktır. Üretici satış kaygısından kurtulması ile birlikte kaliteli ve nitelikli ürün yetiştirmeye odaklanacaktır. Böylece sanayi de hammaddeyi nitelikli ve ihtiyacı kadar bulmuş olacaktır. Sözleşmeli üretim, üretici kadar sanayi açısından da kolaylık sağlayacaktır.
Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin Ağustos 2020 itibariyle hazırladığı ve Eylül ayında sunduğu çiğ süt ve kırmızı et maliyet analizlerine dair detaylı tabloları aşağıda paylaşalım.
2019-2020 KARŞILAŞTIRMALI ÇİĞ SÜT ÜRETİM MALİYET ANALİZLERİ
2019-2020 KARŞILAŞTIRMALI KIRMIZI ET ÜRETİM MALİYET ANALİZLERİ
Dolar/TL ’nin 7,85 seviyelerini, Euro/TL ’nin 9,25 düzeyini gördüğü bir ortamda ithalata dayalı girdi fiyatları hızla yükselirken maliyet analizi yapabilmek oldukça güç aslında. Her geçen gün artan kurun etkisiyle hesap ve kitap tutturmak neredeyse imkansız.
Ama en azından bu çalışma ile sektörün içinde bulunduğu durumu somut rakamlar üzerinden daha net görmek mümkün.
Umarız üreticilerin sesine kulak verilir.
İrfan Donat
Bloomberg HT Tarım Editörü
idonat@bloomberght.com