Daha güçlü bir Türkiye ekonomisi için ivedilikle yapılması gerekenler listesi
13 yıl sonra, 7 Haziran seçimlerinde kaybettiği parlamento çoğunluğunu, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 49.4 gibi yüksek bir oy oranıyla yeniden kazanan AKP, büyük ihtimalle önümüzdeki 4 yıl içinde ülkeyi tek başına yönetecek.
Soru şu: Yeni AKP döneminde borcun sürdürülebilirliğini sağlamak üzere cari açık oranını, enflasyon oranını ve bütçe açığını kontrol altında tutarak, ülkeyi tekrar yüzde 5 potansiyel büyüme oranına çıkarabilecek miyiz? Tek başına iktidar, ülkeye istikrarlı bir yönetim getirecek mi?
Son üç yıl içinde Türkiye’de çok önemli olaylar ve sorunlar yaşandı. Mülteci sorunu, 17 – 25 Aralık soruşturmaları, kuvvetler ayrılığının zedelenmesi, yargıya müdahale, parlamenter sistemin güvencesi olan denge – fren mekanizmalarının zayıflaması, otoriterleşme, medyanın itibarsızlaşması, malum terör olayları ve dört büyük seçim, bunlardan sadece ilk anda akla gelenleri.
Yaşanan bu sorunlar nedeniyle ülkenin ihtiyaç duyduğu acil reformları hep erteledik.
Şimdi seçim tartışmalarını geride bırakıp, siyasi kutuplaşma, değişen küresel konjonktür ve giderek artan jeopolitik riskler nedeniyle yönetilmesi zorlaşmış olan ülkenin düzlüğe ve refaha çıkması için yapılması gerekenler listesine odaklanmak.
Ne var bu listede?
İlk anda aklıma gelenler şöyle:
1) Merkez Bankası’nın bağımsızlığı tartışmaya açılmamalı.
2) Merkez Bankası, kullandığı araçların başarısız olduğunu kabul etmeli, koridordan vazgeçmeli, eldeki araçları daha sade ve etkin hale getirilmeli.
3) Nisan ayında değişecek Merkez Bankası Başkanı ve yeni Para Politikası Kurulu üyeleri partizan olmayan, yatırımcılara güven verecek işin ehli profesyonellerden seçilmeli.
4) Yatırım yapılabilir ülke notunu korumak üzere mali disiplin devam ettirilmeli, Çözüm Süreci sayesinde sağlanan çatışmasızlık ortamına geri dönülmeli, ülkenin güneydoğu ve doğu bölgesi için özel bir kalkınma modeli geliştirilmeli.
5) Paralel yapıyla mücadele, istikrarın temel şartı olan ülkenin kurumlarla, müesseslerle ve kanunlarla yönetilmesi prensibini bozmamalı.
6) Yargının hızlı, tarafsız ve bağımsız olması için çok kapsamlı, amacı ve ufku sadece paralel yapıyı tasfiyeyle sınırlanmamış bir reform paketi hazırlanmalı.
7) Diyarbakır, Suruç ve Ankara’da yaşanan terör olaylarının tekrar etmemesi için ülkenin istihbarat ve güvenlik zafiyetleri giderilmeli.
8) Yasadışı organizasyonlarla mücadele de gecikilmemeli; medya ve bankalar dâhil, ülke şirketlerine yönelik, yabancı sermayeyi ve ülke insanını tedirgin edici operasyonlardan vazgeçilmeli.
9) 2016 yılında öncelik ekonomiye verilmeli ve başkanlık sistemi tartışmaları 2017 yılına bırakılmalı.
10) Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi’ndeki eleştiriler dikkate alınmalı; siyasi kutuplaşmaya ve bunun yargı üzerindeki olumsuz etkilerine son verilmeli; iş ve yatırım ortamı derhal iyileştirilmeli.
11) Şirketleri döviz cinsinden borçlanmamaya teşvik edici, hatta borçlanan şirketlerin teşvik önlemlerinden yararlanmasını engelleyici türden caydırıcı önlemler alınmalı.
12) Kur farkı giderlerinin matrahtan düşürülmesi imkânına son vermek türü, döviz yükümlülüklerini hedge etmeyen şirketler için caydırıcı önlemler alınmalı.
13) Şirketler döviz cinsinden borçlarını TL cinsinden borçlanmaya çevirmeye teşvik edilmeli.
14) Strateji ve yatırım bakanlığı kurulmalı. Bu bakanlık özel sektörle, sanayi ve ticaret odalarıyla işbirliği içinde çalışarak ülkenin stratejik hedeflerini tespit etmeli, bakanlıklardan stratejik hedeflere ulaşmak için neler yapacaklarını gösterdikleri faaliyet raporlar almalı; bu raporlar, bütçe taleplerinin dayanağı haline gelmeli, kamu iç mali kontrol ve iç denetim sistemi ayakları üzerine oturtulmalı. Stratejik planlara uygun olarak ihtisas organize sanayi bölgeleri kurulmalı ve teşvik sistemi bu plan üzerine oturtulmalı.
15) Eğitim sistemi bu stratejiye uygun olarak esastan elden geçirilmeli ve eğitim reformu ufku, yargı reformunda olduğu gibi sadece paralel devletle mücadele perspektifiyle sınırlandırılmamalı.
16) Tarım sektörü için ayrı bir stratejik alt – plan hazırlanmalı ve ülkenin gıdada dışa bağımlığını azaltıcı önlemler alınmalı. Sektörün ülkenin ihracat kapasitesine nasıl destek olabileceği ortaya konulmalı. Gıda enflasyonuyla mücadele böyle bir strateji çerçevesine oturtulmalı.
17) Ülkenin kalkınmasına bölgesel perspektifle bakılmalı, bölgesel bazda işbölümü artırılmalı, ülkenin güneydoğu ve doğu Anadolu bölgesindeki gıda, hayvancılık, turizm ve sınır ticareti potansiyeli harekete geçirilmeli.
18) “Piyasa demek, ekonomi demek değildir”, anlayışından hareketle stratejik plana uygun olarak kamu – özel sektör işbirliğiyle yapılması gereken projeleri finanse etmek üzere, etkin ve çalışan bir yatırım bankacılığı sistemi kurulmalı. Yeni özelleştirmelerle finanse edilerek kamu; kurumsal yönetim ilkelerine göre yönetilen, başarılı ve tecrübeli özel sektör şirketleriyle ülkenin üretim kapasitesini artırıcı yatırımlar yapmalı.
19) AB ile sürdürülen gümrük birliği anlaşmasının revize edilmesine yönelik çalışmalar stratejik plana oturtulmalı.
20) Batı için güvenilir bir partner olmanın kaldıracı olan AB’ye üyelik süreci canlandırılmalı.
21) Irak ve Suriye’de yeni durum idrak edilmeli, Basra Körfezi ve Irak petrolünün ülke topraklarından geçecek hatlarla Avrupa’ya akmasını sağlamak üzere, dış politikada hızlı ve pragmatik adımlar atılmalı.
22) İhracat olanaklarını ve enerji işbirliğini artırmak amacıyla, 14 milyon nüfusu Azeri Türkü olan İran ile ilişkileri canlandırmak üzere diplomatik atak yapılmalı.
23) Devlet özel sektör işbirliğiyle kurulacak, Borsaya kote, şeffaf, kurumsal yönetim ilklerine göre çalışan ve uluslararası profesyonellerce yönetilen bir doğal gaz – petrol boru hattı inşa ve dağıtım şirketi kurulmalı; bu şirket aracılığıyla Basra Körfezi ve Irak petrol – doğal gazının Avrupa’ya ulaştırılması stratejisinde, Irak ve Suriye’deki yeni durumdan istifade etmenin yolları aranmalı.