Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Markets Live Global'in yaklaşık 700 katılımcıyla yaptığı ankete göre 2022 yılı için piyasadaki en büyük riskler enflasyon, koronavirüs ve jeopolitik gerilimler.

Katılımcıların yüzde 30'dan fazlası '2022'de en büyük endişelerinin ne olduğu' sorusuna 'enflasyon' yanıtını verdi. Katılımcılar, yüksek enflasyona bağlı olarak merkez bankalarının eğrinin geride kalması veya hızlı sıkılaşmanın risk yarattığını söyledi.

Katılımcıların yüzde 25'in üzerindeki koronavirüsten, yaklaşık yarısı yeni varyanttan endişeli olduğunu belirtti. Katılımcılar hükümetlerin yeni kısıtlamaları veya merkez bankalarının politika düzenlemelerinden endişeli.

Savaş riski ve Fed

Anket katılımcılarının yaklaşık yüzde 23'ü jeopolitik gerilimler, yüzde 16'sı savaş veya çatışma riskine dikkat çekti. Bu anlamda en büyük endişe kaynağının Çin-Tayvan, Rusya-Ukrayna arasındaki gerilim olduğu görüldü.

4. en büyük kuyruk riski ise Fed. Yüzde 13'lük kısım özellikle ABD Merkez Bankası'nın çok hızlı faiz artırmasını, yüzde 10'luk kısım da politika hatalarını kuyruk riski olarak görüyor. Yüzde 5'i, küresel Merkez Bankalarının eğrinin geride kalması veya enflasyona aşırı tepki vermesi gibi riskleri öne çıkardı.

Çin'in hem jeopolitik hem iç riskler barındırdığı, büyümenin yavaşlayacağı ve konut sektörünün etkileneceği belirtildi.

Katılımcıların öne çıkardığı diğer riskler arasında tedarik zinciri sıkıntıları ve stagflasyon da bulunuyor.

Dolar/TL çarşamba gününe 12,60 civarında başladıktan sonra gerileyerek günü 12,04 seviyesinde kapatmıştı. Perşembe günü de gerilemeye devam eden dolar kuru 12,3'e kadar yükseldikten sonra yüzde 10'u aşan düşüşle 10,50 seviyesini gördü.

Dolar/TL , pazartesi günü kabine toplantısı öncesinde 18 seviyesini aşarak rekor kırdıktan sonra TL’yi özendirici önlemlerin açıklanmasıyla gerileyerek 12,27 seviyesine kadar düşmüştü.

Dolar kuru salı günü sabah saatlerinde yüzde 14'ten fazla düşüşle 11,09 seviyesini test ettikten sonra yeniden yükselişe geçerek 14 seviyesinin üzerine çıkmış, 14,37 ile salı günü gün içi zirvesini görmüştü.

Türkiye’nin CDS’i 563 baz puan seviyesinde bulunurken 10 yıl vadeli tahvil faizi yüzde 22,97 civarında seyrediyor.

Türk lirasının 1 aylık ima edilen oynaklığı salı günü 62,62’ye ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini görmüştü. Gösterge en son 13 Ağustos 2018’de 61,47 seviyesine kadar tırmanmıştı.

Küresel tarafta dolarda yaşanan zayıflama da dolar/TL'deki düşüşte etkili oldu. Doların en çok işlem gördüğü para birimlerine karşı performansını ölçen Bloomberg Dolar Spot Endeksi çarşamba günü yüzde 0,5 civarında düşüş kaydederek 1.186 seviyesinden 1.179’a geriledi.

Kur korumalı TL mevduat enstrümanı

Hazine'nin TL mevduat hesaplara ilişkin açıklamasının ardından TCMB de dövizden TL mevduata geçişi destekleyen bir dizi önlem açıklamıştı.

Hazine'nin açıkladığı ürün, gerçek kişilerce TL vadeli hesaplar üzerinde işleyecek faiz ile hesap açılış ve vade tarihlerindeki kur değişim oranı kıyaslanacak ve yüksek olan oran üzerinden hesap nemalandırılacak. Ayrıca bu mevduat ürününe stopaj da uygulanmayacak.

TCMB'nin açıkladığı ise dolar, euro ve sterlin cinsi yabancı hesapların TL vadeli hesaba dönüşmesi halinde fon sahiplerine destek sağlayacağını, TL'ye dönüşümde dövizin TCMB tarafından satın alınacağını açıkladı. Böylece TCMB ilgili adımın kullanılmasıyla oldukça düşük tutarda olan kendine ait rezervlerini artırma imkanı elde edebilecek.

TCMB sisteminde sadece dövizden TL'ye dönüşte destek sağlandı, katılım bankacılığı da gözetildi.

Merkez Bankası ayrıca ihracatçı ve ithalatçı firmalara kur riskini yönetebilmeleri amacıyla, ihale yoluyla ve BİST VİOP'ta TL uzlaşmalı vadeli döviz satışı gerçekleştirileceğini de açıkladı.

TCMB 1 Aralık'ta yapılan ilk döviz müdahalesinde 844 milyon dolar sattığını açıkladı. Yapılan müdahaleler 15 işgünü sonra TCMB tarafından açıklanıyor. Bir sonraki müdahale 3 Aralık’ta olduğundan buna ilişkin veri de Cuma günü açıklanacak.

Ekonomist Haluk Bürümcekçi notunda TCMB'nin döviz satışlarını şöyle değerlendirdi:

Aralık ayı içinde gerçekleşen ve kamuoyuna açıklanan toplam beş döviz satış müdahalesinde yapılan toplam satışın en az 9 milyar dolar civarında olduğunu tahmin ettiğimi daha önce belirtmiştim. Bu arada, TCMB analitik bilançosundaki 20 ve 21 Aralık günleri görülen belirgin değişimler piyasanın dikkatlerini çekti.

Bankanın net döviz pozisyonunun (Dış Varlıklar - Toplam Döviz Yükümlülükleri) toplam 5,9 milyar TL açıldığını ve aynı günlerde swapların 1,1 milyar dolar arttığını gören bazı yorumcular bunun 7 milyar dolarlık döviz satışı yapıldığı anlamına geldiğini yazdılar.

Söz konusu günlerde kamuoyuna duyurulmuş bir doğrudan döviz satış müdahalesi olmamıştı. Ancak döviz pozisyonu üzerinden hesap yapılmasını doğru bulmadığımı, zira aynı dönemde dış yükümlülüklerin 1.6 milyar dolar artmış olmasının döviz pozisyonunu açan faktörler arasında olduğunu belirtmek isterim.

Dış yükümlülük artışını TCMB’nin piyasaya döviz satışları ile ilişkilendirmek doğru değil, bu artış dış borç ödemeleri ile ilgili bir hazırlık nedeniyle olması daha olası. Bu nedenle, analizi net uluslararası rezerv (NUR) üzerinden yaptığımda 4.4 milyar dolar düşüş görüyorum ve bunun 1.1 milyar dolarlık swap artışına rağmen gerçekleşmesi ise döviz satışının 7.0 değil 5.5 milyar dolar olduğunu gösteriyor. Ancak bu satış piyasaya yapılmadıysa kime yapıldığı konusunda bir açıklamanın yapılmasının da gerekli olduğunu düşünüyorum.

Altın fiyatları, Omikron varyantına dair endişelerin azalması ve doların zayıflamasıyla yeniden 1.800 doların üzerine tırmandı. Gram altın ise küresel altın fiyatlarındaki yükselişe rağmen dolar kurundaki gerilemeyle 600 TL’nin altına indi.

Dolar, Omikron vakalarının artmasına rağmen hastaneye yatma riskinin daha düşük olmasıyla hızlı bir düşüş yaşadı. Doların en çok işlem gördüğü para birimlerine karşı performansını ölçen Bloomberg Dolar Spot Endeksi çarşamba günü yüzde 0,5 civarında düşüş kaydederek 1.186 seviyesinden 1.179’a geriledi.

Philip Futures Emtia Müdürü Avtar Sandu ise altın piyasalarında momentumun azaldığını ve yıl sonuna kadar fiyatların konsolide olacağını düşündüğünü söyledi. Sandu, “Altın 1.810-1.760 dolar arasına sıkışmış durumda. Gümüş ve diğer değerli metaller de Omikron endişelerinin geçmesiyle yatırımcıların odağında” diye ekledi.

Gram altın fiyatı

Gram altın, küresel altın fiyatlarının 1.800 dolara çıkması ve dolar/TL’deki yükselişe geçen haftayı 950 TL civarında kapatmıştı. Haftaya dolar/TL’deki yükselişten destek bularak 1.000 TL'nin üzerinde başlayan gram altın, salı günü dolar/TL’deki dalgalı seyri takip etmişti. Gram altın perşembe günü dolar/TL'deki düşüşün yüzde 10'un üzerine çıkmasıyla 600 TL'nin altını gördü.

Ons altın fiyatı

Ons altın, Fed toplantısının yarattığı belirsizliğin kalkmasıyla geçen haftaki kayıplarını silerek haftayı 1.800 doların üzerinde kapatmıştı. 4 haftanın ardından ilk defa haftayı kazançla kapatan ons altın, yeni haftaya düşüşle başlamıştı. Salı günü 1.800 dolar sınırına kadar tırmanan ons altın, perşembe günü 1.805 dolar civarında işlem görüyor.

Omikron varyantına ilişkin son çalışmalar ve ABD’de açıklanan güçlü veriler küresel ekonomide toparlanma umutlarını canlandırırken, küresel borsalar güne yükselişle başlıyor.

Çarşamba günü Wall Street endeksleri yüzde 1 civarında artış kaydetti. S&P 500 yüzde 1,02, Nasdaq 100 yüzde 1,21 yükselişle kapandı. S&P 500 kapanış rekorunu kırdı.

Vadeli endekslerde yukarı yönlü hareket sürüyor. Avrupa vadeli endeksleri ile Asya’da borsalarında da toparlanma söz konusu. Japon hisselerindeki yükseliş MSCI Asya Pasifik Endeksinin yükselişini üçüncü güne taşımasına yardımcı oldu.

Ancak ABD’deki Noel tatili öncesi piyasalarda hacimlerin düşük olduğu gözlendi.

Hong Kong’da işlem gören teknoloji hisseleri JD.com Inc.’teki kayıplar öncülüğünde düştü. Düşüşte Tencent Holdings Ltd.’nin şirketin $16 milyarlık hissesini temettü olarak dağıtma kararı alması etkili oldu. Çin’de de Xi’an kentinde artan koronavirüs vakaları nedeniyle zorunlu haller dışında sokağa çıkmak yasaklandı, kentten çıkışlar kısıtlandı.

ABD 10 yıllık tahvil getirisi yüzde 1,45 ile yatay.

Petrol fiyatları ABD Enerji Bilgi İdaresi’nin ham petrol stoklarının Temmuz 2018’den bu yana en düşük seviyeye gerilediğini açıklamasının ardından yükseldi. ABD ham petrolün varili 73 dolar ile yaklaşık dört haftanın zirvesinden işlem gördü. Bloomberg Dolar Endeksi yüzde 0,44 düşüşle 1.179’a indi.

Dikkatler ABD verilerinde

ABD’de Noel tatili öncesi açıklanan ve açıklanacak olan bir dizi veri takip ediliyor. Dün duyurulan rakamların büyük bölümü ekonomide toparlanmanın devam ettiğine işaret etti. Ülkede üçüncü çeyrek büyüme verisinin son okuması yukarı yönlü revize edildi.

ABD’de yıllıklandırılmış gayrisafi yurt içi hasıla üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre beklentilerin üzerinde yüzde 2,3 büyüdü. Daha önce yüzde 2,1 seviyesinde açıklanan büyüme verisinin yine bu seviyede kalacağı öngörülmüştü. Üçüncü çeyrekte kişisel tüketim yüzde 2, GDP Fiyat Endeksi yüzde 6, Çekirdek PCE çeyreklik değişimi de yüzde 4,6 artış ile tahminleri aştı.

Conference Board Tüketici Güven Endeksi aralık ayında 115,8 ile beklentileri aşarken, ikinci el konut satışları ise kasımda 6,46 milyon ile tahminlerin altında kaldı. Bugün ise ABD’de kasım ayı dayanıklı mal siparişleri, PCE Deflatörü, kişisel gelirler ve kişisel harcamalar verileri ile işsizlik maaşına yapılan başvuruların haftalık değişimi TSİ 16:30’da açıklanacak. Kasım ayı yeni konut satışları da TSİ 18:00’de duyurulacak. ABD’de tahvil piyasaları Noel tatili öncesi New York saati ile 14:00’te erken kapanacak.

Çin yuanının gelişen piyasa paraları üzerinde hiç olmadığı kadar büyük etkisi hissedilirken, Çin para biriminin önümüzdeki yıl gelişen piyasa paralarının performansının belirlenmesinde önemli bir rol oynaması öngörülüyor.

Yuanın MSCI gelişen ülke paralarını içeren endeks ile korelasyonu Eylül ayında haftalık bazda rekor seviyeye yükseldikten sonra Omikron varyantının yayılması ile birlikte hafifçe geriledi. Bu yakın ilişki kısmen Çin’in endeksteki büyük ağırlığından kaynaklanırken aynı zamanda yuanın en az 2008’den bu yana en yüksek seviyesine çıkan Brezilya reali ve üç yılın zirvesine ulaşan Hindistan rupisi ile bağlantılarından da destek alıyor.

Yuanın artan küresel etkisi, Çin’in tüm dünya ekonomisinde derinleşen bağlantılarının diğer bir işareti olarak değerlendiriliyor. Yatırımcılar ABD tahvillerine alternatif olarak artan bir şekilde Çin tahvillerine yönelirken, bazı bankalar, yuanın dolar, euro ve yen gibi küresel bir rezerv para olmasını istiyor. Çin’in potansiyelinin bu ülkedeki belirsiz politika oluşturma ve düzenleyici kısıtlamalarla dengelenmesi birlikte, yuana bu kadar fazla bağlı olma sorunlara da yol açabilir.

PGIM Ltd. kıdemli ekonomisti Magdalena Polan, “Çin gelişen piyasa istikrarı ve büyüme görünümü için çok önemli bir unsur olacak. Çinli politika yapıcıların büyümeye istikrar kazandırmaya yönelik istekliliği, Çin’in ihracatına büyük ölçüde bağlı Latin Amerika, Asya ve Güney Afrika’nın görünümü için çok önemli olacak” dedi.