ABD Ticaret Bakan Yardımcısı Venkataraman Bloomberg HT'ye konuştu
ABD'nin Küresel Piyasalardan Sorumlu Ticaret Bakan Yardımcısı Arun Venkataraman, Bloomberg HT'ye yaptığı açıklamada, ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği görüşmenin önemli fırsatlar yarattığını söyledi. Deprem sonrasında Türkiye ekonomisinin yeniden inşası için tekstil sektörünü desteklediklerini söyleyen Venkataraman, "Tekstili daha iyiye taşıyabilmeyi önemsiyoruz" dedi.
ZEYNEP BAYAR
Bloomberg HT’ye konuk olan ABD'nin Küresel Piyasalardan Sorumlu Ticaret Bakan Yardımcısı Arun Venkataraman, ABD-Türkiye arasındaki ticari gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin perde arkadaşını yorumlayan Venkataraman, söz konusu görüşmenin her iki taraf için de gerçekten “iyi bir fırsat yarattığını” söyledi. Özellikle çelik ve alüminyum tarafında ABD’li ithalatçılarla çalışmak isteyen Türk şirketlerinin olduğunu kaydeden Venkataraman, “Deprem sonrasında ekonominin yeniden inşası için tekstil sektörünü destekliyoruz. Bunun, Türkiye için ne kadar önemli bir sektör olduğunu biliyoruz.” dedi.
“Sabancı Holding Teksas'ta güneş yatırımı yaparak muazzam fırsat yarattı”
Her iki ülkenin potansiyel olarak iş birliğini güçlendirebileceği ticari alanları değerlendiren Venkataraman, temiz enerji alanının oldukça önemli olduğunu kaydetti. Türkiye’nin bu konu ile alakalı olarak önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Venkataraman, sözlerine şöyle devam etti:
“Türk ve ABD’li şirketler bu alışverişten büyük fayda sağlıyor. Özellikle Türkiye’den gelen yatırımlar da var. Örneğin, Sabancı Holding Teksas'ta güneş tarlası yatırımı yaparak muazzam fırsat yarattı.
ABD’li şirketlerin de, Türkiye’nin alt yapısının geliştirilmesi konusunda akıllı şehir projelerinde pek çok rol oynadığını biliyoruz. İzmir gibi bazı şehirlerde çok başarılı hikâyeler var. ABD’li şirketler orada yerel şirketlerle iş birliği yapıyor. Diğer taraftan, dijital iletişimden de bahsetmek istiyorum. O alanda da inanılmaz büyük fırsatlar var. ABD’li şirketler tarafından gelişmiş teknolojiler sağlanıyor. Aynı zamanda iki ülke ortaklaşa çalışmalar yapıyor.
ABD ve Türkiye arasında tarihi bir fırsatın olduğunu düşünüyorum. Özellikle ABD-Türkiye arasında Dijital Diyalog Programı var. Bu da yeni fırsatlar yaratmayı amaçlayan bir program. Beni en çok heyecanlandıran gelişmelerden biri de Trade Wings ismindeki İstanbul’da gerçekleştireceğimiz bir konferans. Buraya yüzlerce ABD’li şirketTürkiye’ye gelip ortak arayacak. Aynı zamanda yıllık Select USA Zirvemiz Haziran ayında gerçekleşecek. Bu yıl da büyük bir delegasyonla katılıp Türk şirketlerin başarı sağlamasının önünü açmak istiyoruz.”
“100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefini tutturmak istiyoruz”
ABD, Mayıs 2019’da Türkiye'yi bazı ürünlerin ABD'ye gümrüksüz girişine imkân sağlayan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi'nden (GTS) çıkarmıştı. Eski ABD Başkanı Donald Trump kararına gerekçe olarak da Türkiye'nin artık "ekonomik açıdan gelişmiş olması"nı göstermişti. Bu kararın hemen ardından ise eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan yaptığı açıklamada, kararın ABD ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi hedefi ile çeliştiğini söylemişti.
Alınan kararı değerlendiren Venkataraman, “Türkiye inanılmaz bir büyüme kaydetti. Dolayısıyla Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nden çıkarıldı. Türkiye bu alandan adeta mezun oldu. Pandemi öncesi seviyelere de baktığımızda yüzde 60 civarında bir büyüme gerçekleştirdi. Türkiye’nin hem ihracat hem de ithalat tarafında güçlü sektörleri olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla bunun daha fazla desteklenmesi önemli olacak. 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefini tutturmak istiyoruz” dedi.
Son olarak, Türkiye'nin Mali Eylem Görev Gücü'nün gri listesinden çıkarılmasının gelecekte ticari ilişkileri nasıl etkileyeceği hakkında düşüncelerini paylaşan Venkataraman, Türkiye’nin gri listeden çıkmak için attığı adımlarından dolayı tebrik ettiğini söyledi. Ortada kara paranın aklaması ve terörizme finansman sağlanması gibi endişelerin olduğunu kaydeden Venkataraman, “Bunların tamamen ortadan kalktığını görüyoruz.” dedi.