Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ağustos'ta aylık bazda yüzde 0,86, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 2,35 artış gösterdi. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 11,77, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 11,53 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Ağustos ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 11,27, yurt içi üretici fiyatları yüzde 6,71 artış gösterdi.

Ağustos ayı enflasyon rakamlarını değerlendiren Koç Üniversitesi İİBF Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz, gıda ve giyimdeki düşüşün beklentilerin biraz üzerinde gerçekleştiğini ve tarım tarafındaki beklenilenden kötü gelen performansın sonuçları etkilemiş olabileceğini söyledi. Çekirdek enflasyonun geçtiğimiz aylara göre yukarıda gerçekleştiğini aktaran Yılmaz, yurt içi üretim fiyatlarındaki artışın fiyatlara yansıyabileceğini ifade etti.

"Yılın son çeyreğinde fiyat artışlarının daha da hızlanması söz konusu olabilir"

Prof. Dr. Kamil Yılmaz, sonbahar ve kış aylarında salgının artışına paralel olarak yılın son çeyreğinde fiyat artışlarının daha da hızlanmasının söz konusu olabileceğini söyledi. Böyle bir ortamda insanların restorana gitmek yerine evlerinde kalmayı tercih edeceklerini öngören Yılmaz, evde tüketilen ürünlere olan talebin artacağını ve bunun fiyatlara yansıyacağını belirtti. Yıl sonuna dair enflasyon tahminine ilişkin de konuşan Yılmaz’a göre, Merkez Bankası halihazırda uygulamış olduğu politika faizine devam etmesi durumunda, enflasyon yıl sonunda yüzde 13-15 aralığında gelebilir. “Belirsizlik artırılarak güçlü para politikası yapılamaz” diyen Yılmaz, düşük talep ortamındaki belirsizliklerin giderilmesi ve TL’nin güçlendirilmesi ancak TCMB’nin para politika faizini yükseltmesiyle mümkün olabilir dedi.

"Bütçe açığı vermek pahasına genişletici maliye politikası uygulanmalı"

Ağustos ayı enflasyon rakamlarını değerlendiren Bahçeşehir Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necip Çakır, bu ay TÜFE enflasyon rakamlarında beklentinin dışında bir gelişme yaşanmadığını fakat, ÜFE’de aylık bazda beklenenden daha fazla bir artışın olduğuna dikkat çekti. “Çekirdek enflasyonun da yükselme trendinde olduğunu görüyoruz” diyen Çakır’a göre, dolar kurunun 6.85’lerden 7.40’lara gelmesinin geçişkenlik çerçevesinde enflasyona yüzde 1’lik bir yansıması olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği ülkelerinin ciddi bir durgunluk içerisinde olduğunun altına çizen Çakır, bu durumun Türkiye’nin ihracat pazarında ciddi bir tıkanmaya sebep olacağına dikkat çekti. Aynı zamanda Türkiye’nin jeopolitik konumunun ve Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliğin önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisine etki edeceğini söyleyen Çakır, dünya genelindeki ekonomik gelişmelerin önümüzdeki dönem etkilerine açıklık getirdi. Küresel çapta çok fazla likidite olmasına rağmen bunun büyümeye olumlu bir etkisi olmadığını vurgulayan Çakır, piyasaya enjekte edilen paranın Borsada değerlendirildiğini ve bu koşullar altında balon oluşumunun "patlamaya mahkum olduğunu" söyledi. Yaşanacak çöküşün, dünyanın birçok ülkesini negatif etkileyeceğini dile getiren Çakır, bu durumu yaşamamak için büyük bir bütçe açığı vermek pahasına genişletici maliye politikası uygulanmasının gerektiğini sözlerine ekledi.