Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Akkök Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü Bloomberg HT'den Arzu Maliki'nin sorunları yanıtladı. Grubun yatırımlarını, gelecek planlarını ve ekonomiyi değerlendiren Dördüncü'nün sorulara verdiği yanıtlar şöyle;

Öncelikle Akkök ile başlayalım; 2019'un da 2. yarısına geldik, bu sene sizin için nasıl başladı? Orta ve uzun vadede yatırım planlarınız ve hedefleriniz neler anlatır mısınız?

Ahmet Dördüncü: Biz ekonominin içinde olduğu belirsizliklere rağmen özellikle geçen Ağustos'ta yaşadığımız o kur şokuna rağmen 15 milyar TL'lik bir ciro ile kapattık. Faaliyet karlılığımızı artırmak imkanına sahip olduk. 2018 beklentilerimiz çerçevesinde hatta daha da iyi geçti.

2019'da yine bir seçim senesiydi malum; biz 2019 senesi için öyle çok iddialı bir bütçe yapmadık, dedik ki 2018'de ne isek onu koruyalım. Şimdi Haziran sonu itibariyle sonuçlara bakarsak, hem Dolar bazında hem de TL bazında hedeflerimizle başa baş gidiyoruz diyebilirim.

Bizi en çok etkileyen şey özellikle bilanço tarafında kur hareketliliği. Bizim bilançolarımızda ciddi şekilde yabancı para borçlanmaları, kredileri olduğu için bunlar bizim bilançolarımızı ciddi şekilde etkiliyor. Ciro ve faaliyet karlılığında bayağı hedeflerimize yakınız yani sene sonunda ümit ediyorum ki bu şekilde bitiririz.

250 milyon dolar gibi bir yatırım planlıyoruz 2019 senesi içinde, çok ciddi bir şekilde ihracatımız var 350-450 milyon civarlarında..Son senelerde Türk iş Dünyası baya dayanıklı oldu, bütün krizlere rağmen işleri yürütmesini ve değer yaratmasını becerebiliyor.

Yurtdışı yatırımlar açısından neler söylersiniz?

Ahmet Dördüncü: Benim en önem verdiğim iş gruplarından biri de Kimya Grubu; Kimya'nın Türkiye için çok stratejik bir sektör olduğunu düşünüyorum. Enerji ithalatından sonra kimya sektörü de en önemli ithalat kalemimiz. Biz biraz daha bu cari açığı kapatma üzerine bir şeyler yapabilirsek diye oraya çok ağırlık veriyoruz. Orada bir de bölgesel oyuncu olmak keyfiyeti var. Bizim kimya şirketlerimizden Akkim'de biz İspanya'da bir şirket satın aldık, Almanya'da bir şirket satın aldık, şimdi gene büyümeyi durdurmayalım diyoruz. Yine bir şirket satın alabiliriz Avrupa'da.

Birleşmiş Millet'lerin "Global Compact"in Türkiye ağına Başkan seçildiniz, bize biraz anlatır mısınız bu kuruluş neyi amaçlıyor? Neler yapılacak Türkiye bağlamında?

Ahmet Dördüncü: Bütün Dünya'da 3 binden daha fazla bütün şirketlerin ben bu kuruluşun imzacısı olacağım dediği bir yer; Dünya'nın sürdürülebilir kalkınması anlamında en önemli platformlardan biri. İş Dünyası için insan hakları, çevresel konular, eşitlik, rüşvete ve yolsuzluğa karşı olmak gibi ahlaki ilkeleri içeren 10 tane ilke var. İş Dünyası'na diyor ki gelin bunu siz de imzalayın ve bundan sonraki iş yaşamınızda bu kurallara dikkat edin ve bunu da raporlayın.

Türkiye'de şu an 300'ü aşkın imzacı şirketimiz var bu da iyi bir rakam, bunun 4'te 1'i 1 milyar Doları aşkın cirosu olan şirketler. Yarısından çoğu 50 milyon doları aşan şirketler. STK'lar da var burada.

Yine "Global Compact" çerçevesinde döngüsel ekonomiye geçmek çok önemli; suyun ve kaynakların kullanılması çok önemli, bu sürdürülebilir ekonomi beraberinde 13 trilyon dolarlık bir iş imkanı da getiriyor. Yani şu mümkün; hem çok iyi bir işadamı olacaksınız, değer yaratacaksınız hem de çok iyi bir vatandaş olacaksınız.

Yenilenebilir enerji yatırımları için YEKDEM'in yenilenmesi, yeni bir tarife oluşturulması bekleniyor üstelik bunu özellikle bekleyen yatırımlar var. Yenilenir mi YEKDEM?

Ahmet Dördüncü: Bunlar ciddi yatırımlar teşvik edilmesi ve desteklenmesi lazım, hem cari açığı daha da azaltmak hem karbon ayak izini de göz önünde bulundurursak, bu YEKDEM teşviklerinin devam etmesi bence çok doğru olur. Çok ilgi var yenilenebilir enerjiye. Bu teşviklerin büyük önemi var.

Şimdi faiz önemli bir faktör hem yatırımcı hem de alıcı için. Araba satışları, gayrimenkul satışları derken arz-talebi etkiliyor faiz oranları. Çokça da tartışılan bir konu, yorumlarınızı dinlemek istiyorum?

Ahmet Dördüncü: Baktığınız zaman faizlerin düşük olması, hem kişisel olarak işte araba alıyorsunuz, ev alıyorsunuz krediye ihtiyacınız var hem de bir şirket olarak yatırım yapıyorsunuz, o yüzden faizlerin düşük olması bizim tercih ettiğimiz bir şeydir. Bizim iş dünyası olarak en büyük sıkıntılarımızdan biri de özellikle uzun dönemli yatırımlarda Türk Lirası borçlanabilme imkanımızın maalesef çok olmaması. Türkiye'deki tasarruflarla krediler arasındaki açığa bakacak olursanız fark var. Yeteri kadar tasarrufu olmayan bir ülkeyiz biz ve yurtdışından çok ciddi bir şekilde yabancı para ile borçlanmak durumunda kalıyoruz. Bu Türk Lirası'nın devalüe olması bilançoları da kötü etkiliyor.

FED'in faiz indirime gideceği konuşuluyor, bu gelişmekte olan ülkelere ve tabii ki Türkiye'ye nasıl yansır?

Ahmet Dördüncü: Bu muhakkak bizim için iyi ama tabi bizim jeopolitik de risklerimiz var. Bir volatilite var ve iş adamları olarak da bizi çok yoruyor. İş Dünyası olarak ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız.