Bloomberght
Bloomberg HT Haberler AMB'de şahin sesler yükseliyor

AMB'de şahin sesler yükseliyor

Hollanda Merkez Bankası Başkanı Klaas Knot'un dünkü açıklamasından sonra, Avusturya Merkez Bankası Başkanı Robert Holzmann da Acil Varlık Alım Programı'nın (PEPP) üçüncü çeyrekten itibaren kademeli olarak devreden çıkabileceğini belirtti

Giriş: 08 Nisan 2021, Perşembe 14:02
Güncelleme: 08 Nisan 2021, Perşembe 14:07

Avusturya Merkez Bankası Başkanı Robert Holzmann, CNBC’ye verdiği bir röportajda, Avrupa Merkez Bankası’nın varlık alım hızını yazın düşürebileceğini söyledi.

“Aralık ayında Acil Varlık Alım Programını uzatma kararı aldığımızda, harcanması gereken miktarı, harcanabilecek miktar olarak değiştirdik” diyen Holzmann, “Ne kadar para harcanabileceği önümüzdeki çeyreklere bağlı. Üçüncü çeyrek içinse ikinci çeyrek sonunda karar vereceğiz ve umuyorum ki varlık alımını azaltacağız” dedi.

AMB Acil Varlık Alım Programı’nı (PEPP) salgının yol açtığı ekonomik şok ile mücadele edebilmek için 2020 Mart’ta yürürlüğe koymuştu. Mart 2022’de bitmesi beklenen program 1,85 trilyon euro büyüklüğünde.

Fakat AMB’nin güvercin üyeleri, Euro bölgesi ekonomisinin hala kırılgan olduğuna işaret ederek, teşviklerin sonlandırılması konusunda daha temkinli olunması gerektiğini söylüyor.

Üçüncü çeyrekten itibaren PEPP devreden çıkabilir

Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi Üyesi Klaas Knot, ekonominin beklentilerle paralel bir gelişim göstermesiyle PEPP'i durdurmaya başlayabileceklerini söylemişti.

“Eğer ekonomi temel senaryomuz dahilinde gelişme gösterirse, yılın ikinci yarısında daha iyi bir enflasyon ve büyüme göreceğiz” diyen Knot, yılın ikinci yarısında güçlü bir toparlanma beklemek için bunun iyi bir sebep olduğunu belirtti.

Knot, konuyla ilgili “Bu durumda, üçüncü çeyrekten itibaren pandemi acil alım programını kademeli olarak devreden çıkarabilir ve Mart 2022’de programı sonlandırabiliriz. Enflasyon görünümü şu anki enstrümanlarımızı sıkılaştırmamız gerektiğine işaret etmiyor, ya da faizlerde bir yönlendirme yapmamızı ve varlık alım programında değişikliğe gitmemizi. Acil durum önlemlerine son vermemiz genişlemeci para politikası duruşumuzu sonlandıracağımız anlamına gelmiyor” dedi.

Lagarde politika yapıcıların gerekeni yapacağını söylemişti

AMB Başkanı Christine Lagarde, politika yapıcıların tahvil getirilerindeki yükselişe karşı gerekeni yapmaktan kaçınmayacağını söylemişti

Lagarde Bloomberg TV’ye geçen hafta verdiği mülakatta ‘piyasalar bizi istediği kadar test edebilir’ demişti. Şu an istisnai bir durumla karşı karşıya olunduğunu belirten Lagarde, şimdi kullanmak için istisnai araçları da olduğunu ve gerektiğinde görev alanları dahilindeki tüm araçları kullanacaklarını söyledi.

AMB, 19 üyeli Euro Bölgesi’nin bu yıl yüzde 4 büyüyeceğini öngörüyor. Bölge ekonomisi geçen sene yüzde 6.6 daralmıştı. Bölgenin pandemi öncesi büyümeye ancak 2022 yılının ortasında ulaşması bekleniyor.

AMB, enflasyondaki kısa vadede görülen toparlanmanın istihdam kayıpları ve azalan tüketici talebi nedeniyle geçici olacağını öngördü. Mart ayında tüketici fiyatları enerji maliyetlerindeki artışla yıllık yüzde 1.3 yükseldi. Bu, bankanın yüzde 2 olan hedefinin altında. Çekirdek TÜFE ise yüzde 0.9 artışla 3 ayın en düşük seviyesine indi.

Lagarde Avrupa ekonomisine ilişkin belirsizliklerin olduğuna dikkat çekerek “para politikası ve AMB politikaları, bu belirsizliklerin giderilmesini sağlayacak” diye konuşmuştu.

"Acil teşvik programından çıkış konusunda aceleci değil, temkinli olmak gerek"

AMB Yönetim Konseyi Üyesi Vitas Vasiliauskas ise ekonomi pandemi sonrası toparlanmaya başlasa bile acil teşvik programından çıkış konusunda aceleci değil, temkinli olmak gerektiğini belirtmişti.

Aynı zamanda Litvanya Merkez Bankası Başkanı olan ve bu görevi gelecek ay bırakmaya hazırlanan Vasiliauskas, bir mülakatta AMB’nin çok erken sıkılaşmaya gittiği dönemlerden ders çıkarması gerektiğini de söylemişti.

Vasiliauskas ”Enflasyon pandemi öncesi seviyelere gelse dahi parasal gevşeme politikası bir süre daha devam etmeli” diye belirtirken, tarihteki deneyimler göz önüne alınarak para politikasında keskin değişiklikler yapılmaması gerektiğini kaydederek “Şimdilik ilerlediğimiz yolda değişiklik gerekmediğini düşünüyorum” yorumunda bulunmuştu.