Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

EROL OYTUN ERCAN

Neredeyse 2 yıldır Türkiye'de Hazine'den daha ucuza borçlanabilen Arçelik'in ihraçlarını artırması ve Türk ekonomisine olan bağımlılığını azaltması düşük maliyetle borçlanabilmesinin arkasında yatan ana faktör.

Fitch Ratings Direktörü Çiğdem Cerit, Arçelik’in Türkiye ekonomisindeki değişimlerden eskisi kadar etkilenmediğini vurgularken şirketin ASEAN pazarına yatırımları ve Avrupa piyasasındaki istikrarlı gelirleriyle Türk ekonomisine bağlılığının son 5 senede azaldığını söyledi.

“Türkiye’deki satışlar Arçelik’in toplam satışlarının yüzde 30’unu oluşturuyor. Bu 10 sene önce yüzde 50’nin üzerindeydi” diyen Fitch Ratings direktörü, Arçelik’in satışlarında ihracatın artan payının şirketin Türkiye’deki tüketici talebi ve büyümeyle olan ilişkisini azalttığını belirtti.

Cerit, böylece uluslararası piyasada Arçelik için diğer Türk şirketlerine göre daha iyi ve daha ucuz finansman seçeneklerinin sağlandığını söyledi.

2 yıl vadeli Türkiye Hazine tahvili ile Arçelik’in ihraç ettiği 2 yıllık tahvil arasındaki faiz farkı ilk defa 2019 yılında istikrarlı bir şekilde negatif bölgeye geçti. Faiz farkının negatif bölgede olması Arçelik’in Hazine'den daha ucuza borçlanabildiğine işaret ediyor.

İki tahvil faizi arasındaki farkın 100 günlük ortalamasına bakıldığında ise 2020’nin ortaları haricinde Arçelik’in giderek artan bir şekilde Hazine'den daha ucuza borçlanabildiği görülüyor.

Fitch Ratings Arçelik’in kredi notunu BB’den BB+’a yükseltirken şirketin görünümünü ise durağan olarak belirledi. Türkiye’nin Fitch tarafından belirlenen kredi notu ise BB- seviyesinde bulunuyor.

"Avrupa'daki benzerlerine göre hala çok küçük"

Emtia fiyatlarındaki artışın yılın ikinci yarısında daha görünür hale geleceğini belirten Cerit, “Fiyat artışlarının Arçelik’i ne kadar etkileyeceği, şirketin fiyat artışlarını nihai müşteriye yansıtma becerisine bağlı olacak. Bu da muhtemel fiyat artış etkisinin tüketici talebinin kuvvetine bağlı olacağı anlamına geliyor” dedi.

Arçelik’in sosyal ve çevresel konulara odaklanarak yeşil tahvil piyasasına ilk giren Türk ihraçcılardan biri olduğunu belirten Cerit, yine de Türkiye’de sınırlı sayıda şirketin uluslararası tahvil piyasasına erişiminin olduğunu ve bunların çoğunun Döviz cinsinden gelire sahip olduğunu vurguladı.

“Yukarıda bahsettiğim Türk şirketlerinin Eurobond ihraçlarında sabit bir yükseliş var ama toplam büyüklük Avrupa'daki benzerlerine göre hala çok küçük” diyen Cerit, yeşil tahvil ihraçlarının da Eurobond ihraçlarındaki eğilimi ile yükseleceğini söyledi.

"Piyasalar CDS'e karşı çok hassas"

Finansal danışman Murat Yardımcı ise kredi notlarının Arçelik’in daha ucuza borçlanmasının arkasında yatan önemli sebeplerden biri olduğunu belirtirken yeşil ve sürdürülebilir tahvil ihracının da daha ucuza borçlanmada etkili olduğunu söyledi.

“Türkiye’deki fiyatlama tarafında piyasaların CDS’e karşı çok hassas olduğunu söylemek lazım” diyen Yardımcı, temeldeki iki nedenin kredi notları ve ihraç edilen tahvilin cinsi olduğunu dile getirdi.

Ayrışmanın başladığı 2019 Temmuz ayında Türkiye’nin kredi temerrüt risk primi (CDS) 350-360 baz puan civarında bulunurken 2020’nin önemli bir bölümünde 450 baz puanın üzerinde seyretti. 2021 yılının başlarında 290 baz puana kadar gerileyen CDS 8 Haziran itibariyle 399 baz puan seviyesinde bulunuyor.