Avrupa gayrimenkul sektörü derinleşen maliyet kriziyle karşı karşıya
-
PwC ve Urban Land Institute (ULI) işbirliğiyle hazırlanan 'Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2024' raporanu göre sektör liderlerinin çoğu, düşmekte olan fiyatlardan yararlanıp alım yaparken bir yandan da fiyatların daha da düşmesi konusunda endişeli. MSCI verilerine göre, pandemi öncesi 2015-2019 dönemi ortalamalarına kıyasla fiyatlarda yüzde 42'lik bir düşüş yaşandı. Avrupa'nın gayrimenkul sektörünün karşı karşıya kaldığı karmaşık zorluklara dikkat çeken rapora göre, Avrupa'daki ekonomik büyümenin yavaşlığı ve ufukta görünen 'gerçekçi resesyon endişeleri' mevcut görünüme olumsuz yansıyor.
PwC ve Urban Land Institute (ULI) işbirliğiyle hazırlanan ve 2024 yılı için gayrimenkul sektörünün nabzını tutan ‘Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2024’ araştırmasının sonuçları duyuruldu. Sektörün gelecek yılına ilişkin önemli veriler sağlayan rapora göre, katılımcılarının yüzde 75’i, 2024 yılı için sektöre yönelik en önemli endişelerini, faizlerdeki hareketler, enflasyon ve ekonomik büyüme olarak sıralıyor.
Avrupa’da pazara hakim olan ciddi belirsizliğin yatırım hacmini rekor seviyede aşağı çektiğine dikkat çeken araştırmaya göre, Avrupa’da gayrimenkul yatırım ve geliştirme potansiyeli açısından ilk üç şehir Londra, Paris ve Madrid olarak sıralanıyor.
"Avrupalı maliyet yüküne alışık değil"
Raporun sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu şunları söyledi: “Gayrimenkul yatırımlarında geçen yılın raporunda belirtileri görünen resesyonun etkileri Avrupa’da bu yıl çok açık şekilde hissediliyor. Avrupa, 2023’te oldukça uzun bir süredir ilk kez alışılmadık ölçüde çok düşük işlem hacmi ile karşı karşıya. Sektör temsilcilerinin en büyük endişe konuları hâlâ enflasyon ve faiz oranlarındaki yüksekliğin yarattığı maliyet yükü. Avrupalı yatırımcı buna alışık değil ve tepkisini fonlarını gayrimenkul dışındaki alanlara yönelterek gösterdi. Bu da işlem hacimlerinin düşmesine neden oldu. Önümüzdeki 3-5 yıllık dönemde enflasyonun “makul” ölçülere inmesi ve faizlerdeki durağanlıkla işlerin tekrar yoluna gireceği konusunda umutlar devam ediyor.”