Bloomberght
SON DAKİKA
Bloomberg HT Haberler Babacan: Hedefin üstünde büyüme ve hedefin altında enflasyon literatüre geçer

Babacan: Hedefin üstünde büyüme ve hedefin altında enflasyon literatüre geçer

  • Bloomberg HT Ekonomi Direktörü Kerem Alkin'in sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, hedefin üstünde büyüme ve hedefin altındaki enflasyonun ekonomi literatürüne geçeceğini söyledi

Giriş: 03 Ocak 2011, Pazartesi 08:06
Güncelleme: 03 Ocak 2011, Pazartesi 08:06

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bloomberg HT'ye verdiği özel röportajda hedefin üstünde büyüme ve hedefin altındaki enflasyonun ekonomi literatürüne geçebileceğini söyledi.

Bloomberg HT Ekonomi Direktörü Kerem Alkin'in sorularını yanıtlayan Babacan, canlı yayın esnasında açıklanan enflasyon rakamlarının ülke için hayırlı olmasını diledi ve hedefin altında gerçekleştiğini söyledi. Babacan, "2010, büyümede hedefin üzerine çıkılan, enflasyonda hedefin altında kalınan bir yıl oldu. İkisini bir arada elde etmek dünya ekonomi literatürüne geçen bir vaka olacaktır'' dedi.

Özellikle işlenmemiş gıda fiyatlarındaki değişikliğin, enflasyon rakamlarındaki oynaklığı artırdığını vurgulayan Babacan, sebze fiyatlarında arz kaynaklı fiyat oynaklıkları yaşandığını söyledi. Babacan, Avrupa İstatistik Kurumu'nun, kısa süreli fiyat oynaklıklarının enflasyona etkisini en aza indirmek için daha uzun vadeli hareketlere baktığını belirterek, TÜİK'in bunu yapmadığını anlattı. Özellikle et ve sebze fiyatlarındaki artışın enflasyonu olumsuz etkilediğini kaydeden Babacan, ''Enflasyon yüzde 9 çıktığında, bunun 3 puanı et ve sebzeden geliyordu. Bunlarda fiyat artışı olmasa enflasyon yüzde 6 olacaktı'' diye örnek verdi.

2011 ve 2013'te yüzde 5 enflasyon açıkladıklarını dile getiren Başbakan Yardımcısı Babacan, çekirdek enflasyon verilerinin OVP ile uyumlu seyrettiğini ve çekirdek enflasyondaki gelişmelerin ağırlığını koruyacağını ifade etti.

"ÖTV ARTIŞINDAN KAYNAKLI FİYAT ARTIŞI OLMAYACAK"

Sigara ve alkole geçen yıl 2 kez ÖTV düzenlemesi yaptıklarını hatırlatan Babacan, bunun enflasyonu etkilediğini ancak bu yıl ÖTV artışından kaynaklanan bir fiyat artışı olmayacağını söyledi. Bakan, bu durumun Merkez Bankası'nı para politikalarının uygulanması açısından rahatlatacağını dile getirdi.

"MEMURUN SATIN ALMA GÜCÜ DEĞİŞMEYECEK"

Memur maaşlarına enflasyon farkı uygulaması ile ilgili soru üzerine Bakan Babacan, ''Memur maaşlarının enflasyonun altında kalmaması prensibimiz var. Bu bir yasa değil. Sözümüz neyse o. Hesabını yaparız, kuruşuna kadar yansıtırız. Maaşlara düşük artış yapılacak diye üzülmemek lazım. Demek ki fiyatlar o kadar artmış. Memurun satın alma gücü değişmeyecek'' dedi.

"2011'LE İLGİLİ ENDİŞELERİMİZ VAR"

2011 yılının tablosunda belirsizliklerin ön planda olduğunu, ABD ve Avrupa ekonomilerinin sorunları ve Merkez Bankaları'nın parasal genişlemesinin 2011'le ilgili olarak kafalarda soru işaretleri oluşturduğunu söyledi. Babacan, "Kısa vadede sonuçlar, bundan sonraki seneleri riske sokabilir. Zayıf yönetimleri de karşınıza koyduğunuzda, tüm bu tabloyla doğru kararlar alınabilecek mi bu konuda endişelerimiz var" dedi.

"TÜRKİYE, FİNANSAL AÇIDAN EN KRİTİK 25 ÜLKEDEN BİRİ"

Türkiye'nin finansal sistem açısından en kritik 25 ekonomiden biri olduğunu söyleyen Babacan, 2011 hedeflerinin oldukça ihtiyatlı olduğunu söyledi. Babacan, "2011'de hedefler ve tahminler var. 10 Ekim'de açıkladığımız orta vadeli program ihtiyatlı bir program. Bizim tahminlerimiz analistlerinkinden biraz daha muhafazakar kalıyor ama biz bunu bilinçli yaptık. Bu yılı inşallah iyi bir şekilde bitiririz ama dışardan kaynaklı sorunlar karşısında bazı düşüşlere de hazırlıklı olmalıyız" dedi.

"İHRACATTA KOYDUĞUMUZ HEDEFİ GEÇTİK"

Canlı yayın esnasında TİM'in 2010 yılının ihracat rakamlarının 113,68 milyar dolar olduğunun açıklanması üstüne Babacan, ihracatta 2010 için koyulan hedefi geçtiklerini söyledi.

Borçların yeniden yapılandırılmasında faiz ve vadelerin makul olduğunu söyleyen Babacan, borç yapılandırması için resmi tahmin olmadığını söyledi. Babacan, borç yapılandırmasından gelecek parayı bütçeye koymadıklarını da sözlerine ekledi.

"FİNANS MERKEZİ PROJESİNDE 5 YILDA 23 ALANDA 71 ADIM ATACAĞIZ"

İstanbul'un finans merkezi olması konusunun önemli bir vizyon projesi olduğunu söyleyen Devlet Bakanı Babacan, "Finans merkezi projesinde 5 yılda 23 alanda 71 adım atacağız. Bu, güçlü Türkiye'nin doğru şeyler yaptığında rahatlıkla ulaşacağı bir hedef. Londra ile Doğu Asya arasında İstanbul'dan daha güçlü bir aday yok. Avrupa artık ağırlığını kaybediyor. O ülkelerdeki vergi sorunu da bu işi zorlaştıracak" açıklamasını yaptı.

"İMKB'Yİ ANONİM ŞİRKET YAPMAK İSTİYORUZ"

Borsanın yapılandırılması konusunda net kararın verilmediğini söyleyen Ali Babacan, İMKB'yi anonim şirket yapmak istediklerini belirterek, "Anonim şirket olursa daha rahat çalışılabilir, hisselerin bir kısmı halka arz edilebilir, uluslararası ortaklık kolaylaşabilir. Anonim şirket olursa büyük esneklikler olabilir. SPK'ya da bununla ilgili talimatlar verdik. Nihai kararlar için henüz vakit var. Bunun dışında VOB ile İMKB'yi daha da yakınlaştırmayı hedefliyoruz" dedi.

"THY VE TELEKOM'UN HAZİNE HİSSELERİNİN AZALTILMASI GÜNDEMDE"

Özelleştirmelerin gündemde olduğunu belirten Babacan, "Bankacılık konusunda Halkbank ve Vakıfbank'ın 2. halka arzı, Ziraat Bankası'nın ilk halka arzı gündemde ama zamanlaması piyasa koşullarına bağlı" dedi. Bakan, THY ve Telekom'un hala hazine hisseleri olduğunu ve bunların hazine paylarının azaltılmasının gündemde olduğunu dile getirdi.

Babacan, blok satışlar konusunda, "Blok satış, kamu bankaları için zor olduğunu düşünüyorum muhtemel alıcı sayısı çok sınırlı. 5 sene önce olsa 20 dünya devi sıralardık ancak şimdi hangilerinin gücü var o konuda tereddütümüz var. Telekom ve THY'de de blok satış söz konusu değil" dedi.

"TÜRK BANKALARININ DIŞARIDA AKTİF OLMASI İÇİN ÇOK İYİ BİR DÖNEM"

Lisanslama konusunda ise Babacan şöyle konuştu: "Şimdiye kadar yeni banka lisansı vermedik mevcut bankalar el değiştirdi. Ancak Türkiye'de banka sayısının artması konusunda bugun için sakınca görmuyoruz, aksine rekabet açısından faydalı olabilir. Ancak adımları dikkatli atmak lazım. Çok muteber, saygın isimler, kurumlar olmadan sırf parayla bu işler olmaz. Konuyla ağırlıklı olarak BDDK ilgileniyor. Başvurular, mevcut başvurular arasında çok ciddi, bizi tatmin eden bir tablo henüz yok. Böyle yoklayanlar, başvuranlar var ama tatminkar değil. Suriye'yle karşılıklı lisans verme konusunda çabalar var. Rusya'yla iyi noktadayız. Ziraat Bankası orada aktifleşiyor. Bosna, Kosova, Arnavutluk ve Makedonya'da aktifiz. Türk bankalarının dışarıda aktif olması için çok iyi bir dönem."

"KREDİ HACMİNİN ARTMASI YÜZDE 4.5'LUK BÜYÜMEMİZİ ENGELLEMEZ"

Bankacılık sektöründe 2010 yılı içerisinde yaklaşık 125 milyar liralık kredi hacmi genişlemesi olduğunu belirten Devlet Bakanı, "2011'de bu hacim ölçülü olsun istiyoruz. Banka kredilerinin yüzde 25 artması büyümemizden fedakarlık yapmamızı gerektiren bir durum değil" dedi. Babacan, bankacılık sektöründe 'karlılığımı nasıl artırırım' düşüncesinin Türkiye için lüks olduğunu ve önemli olanın sürdürülebilir büyüme olduğunu söyledi.

- ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE GELECEK PARA

Torba Yasa olarak nitelendirilen yasanın çıkması halinde özel sektörün borçlarını kapatabilmek için bankalardan kredi kullanmak isteyeceği hatırlatılarak, Merkez Bankasının likiditeyi kısması halinde bir sıkışma olup olmayacağının sorulması üzerine Bakan Ali Babacan, yeniden yapılandırılan borçların ödenmesi ile ilgili 3 yıla kadar opsiyon olduğunu hatırlattı.

Vatandaşın, ''36 aya kadar devlete borçlanmayım da bankadan kredi kullanayım peşin ödeyim, bankaya borçlanayım'' diyebileceğine işaret eden Babacan, ''Ama vadeleri taksitlendirirken koyduğumuz vade farkları, makul oranlar, 36 ay vadeli yüzde 15'ten daha az bir kredi faizi bulacak ki mükellef bunu bankadan kredi çeksin. Belki bulabilir, çok büyük hacimle çalışıyorsa, teminat falan... Bu kendi seçeneği...'' dedi.

Yeniden yapılandırmadan gelecek para konusunda hükümetin bir rakam telaffuz etmediğini, bütçeye de bu konuda hiç bir gelir konmadığını vurgulayan Bakan Babacan, şu açıklamada bulundu:

''Oradan gelecek parayı nakit olarak görmemiz lazım. Çünkü beyannameyi verip de ödemeyen mükelleflerimiz oluyor. Tahsilat anlamında ne kadar nakit geldiğini göreceğiz, gelen nakiti gördükten sonra ne yapacağımıza karar vereceğiz. Bunun bir kısmını borç ödemelerinde bir kısmını da yatırım harcamalarında kullanacağız. Özellikle yatırım harcamalarında kullanılan kısım, aslında tekrar piyasaya dönmüş olacak. Bu devletin tuttuğu bir rakam olmayacak.

2010'da beklediğimizin üzerinde bir gelir oluştu. Bunu ulaştırma projelerine, başka projelere yönlendirdik. Yılbaşı ödeneğine göre 7-8 milyar lira daha fazla yatırım yapmış oluyoruz 2010'da.

Tahsilatla ilgili gelirlerimizi bir defalık harcamalara yönlendirmek durumundayız. Buradan gelen parayı, her yıl her yıl yapılacak harcamalara yönlendiremeyiz. Bu yıl geldi, gelecek yılın garantisi yok.''

VERGİSİNİ DÜZGÜN ÖDEYENLERİN DURUMU...

''Vergisini düzgün ödeyenler için bir bonus olabilir mi?'' yönündeki soru üzerine, 2011 bütçesinin bitirildiğini, bütçeyi delecek, zarar verecek bir adım atmayacaklarını belirten Bakan Ali Babacan, ancak bunu 2012 için çalışma gündemine aldıklarını açıkladı.

Babacan, ''Çalışma sonucunda ne çıkacak bilemiyorum. Bir karar verirsek, bunu açıklarız; diyelim ki 2011'de vergisini düzgün ödeyenler 2012'de şu şu kolaylıklardan yararlanacaklar. Bunu o gün karar verdiğimizde açıklayabiliriz. Çalışma gündemimize aldık. Bağlayıcı açıklamalarda bulunamam. Belki çalışmanın sonunda imkansızlıklar da olabilir'' dedi.

"KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARINA GÜVEN EROZYONU OLDU"

"Borç stoku/milli gelir oranını düşürmeyi başaran tek ülkeyiz" diyen Babacan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarını da eleştirdi. Kredi derecelendirme kuruluşlarına karşı güven erozyonu olduğunu söyleyen Bakan, "Bu kuruluşlar olup biteni sonradan izah eden hale büründüler. Türkiye'de de geriden geliyorlar. Bu çok yanlış. Örneğin piyasa artık risk primlerine bakıyor. Yunanistan, İrlanda, Portekiz gibi ülkelerde CDS'leri tarihi yüksek seviyelerde. Belçika, İtalya'da da bu rakamlar Türkiye'nin 2 misli. Türkiye'nin borçlanma faizi İtalyanın altında. Ancak İtalya'nın notu Aa, bizimkiyse Bb. O zaman ya İtalya'nın notu yanlış ya da bizimkisi" diyerek rating kuruluşlarına eleştiride bulundu.

"GELİŞMİŞ ÜLKELER TÜRKİYE'YE GIPTAYLA BAKIYOR"

Türkiye'nin sağlam bankacılık sektörü ve yüksek büyüme oranının gelişmiş ülkelerde bir gıpta yarattığını söyleyen Babacan konuyla ilgili olarak, "Burada 2002'den bu yana süren bir süreç var. İstikrarlı şekilde uyguladığımız bir devamlılık var. Aralarda sapmalar yok. Ancak kapalı toplumlarda iklim karamsar." dedi.