Advertisement
ENERJİ ABONE OL

Dönmez'in konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

İran'da kendi taraflarında bir istasyonda kaçak söz konusu. 20 Ocak itibarıyla akışı sonlandırmış oldular. 3 gündür böyle sıkıntı ile karşı karşıyayız. İlk etapta sanayi ve işverenlerimizle temasa geçmek suretiyle 10 günlük süreci biraz fedakârlık yaparak nasıl atlatırız, onun planlamasını yaptık. Şu anda hamdolsun sanayimiz de üretim kapasitesi açısından oldukça iyi bir seviyeye geldi. Tabii bizim de kontrol edemediğimiz durum oldu. Hafta sonu bakan yardımcımızın başkanlığında bir ekibimizi İran'a gönderdik. 'Mümkünse tehir edelim, kış sonrasına bırakalım, mümkün olursa kısaltalım akış başlasın' dedik. Onlar da mümkün olduğunca çalışacaklarını belirttiler. Tekrar bir gaz akışı olabilir mi diye şartları değerlendiriyorlar. Biz mümkün olduğu kadar kısa süre içinde sorunun kaldırılması için girişimde bulunduk. Benzer hava koşulları İran'ın batı tarafını etkiliyor. Bakalım inşallah en kısa sürede hâl çaresini buluruz.

"İran'a herhangi bir borcumuz söz konusu değil"

İran'a herhangi bir borcumuz söz konusu değil. Zaten karşı taraftan da böyle bir açıklama yapılmış değil. İran'da iç talebin arttığı ve böyle bir kesinti olduğuna dair duyumları aldık ama resmi olarak bunu doğrultma durumumuz yok. İran da iç tüketimini planlamaları gerekiyor. Eğer mücbir sebep yoksa, alıcının sözleşmeden kaynaklı bir takım yaptırım ve müeyyide hakları var. Karşı taraf kabul etmediğinde uluslararası tahkime taşınıyor konu. İnşallah o boyuta gelmeden çözülür. Sözleşmede her iki tarafın yükümlülüğü var. Bunlara uyulmadığı takdirde hangi yaptırımlar uygulanacağı belli. Hem aradaki yazışmalar, hem de görüşmelerde İran tarafı 10 gün içinde bu işin çözüleceğini deklare etti. Biz daha da kısa sürede yapılması uyarısını yaptık. Biz ülkenin gelişmesi, kalkınmasına paralel olarak talep artışı olduğunu yıllar önce öngörmüştük. Yeraltı depolama kapasitelerinin arttırılmasına ilişkin bir dizi hazırlık yapmıştık. Şu anda iki tane FSRU yüzer gemimiz var. Burada depolama hacmi kadar önemli olan ne kadarını basabiliyor? Biz normal akışımızı yapıyoruz.

"Rusya'dan aldığımız gaz Ukrayna üzerinden geliyordu"

İzmir'de FSRU gemileri günlük 22 milyon gazı sisteme verebiliyor. Aynısını Hatay Dörtyol'daki gemimizden de alabiliyoruz. Aliağa'da Ege terminali var. Oradan da günlük sevkiyat kapasitesini arttırdık. Yaklaşık şu anda 40 milyon metreküpe çıktı kapasite. Marmara Ereğlisi'nde bir terminalimiz daha var. Oradaki kapasitemizi 38 milyon metreküpe çıkardık. 4 tane terminalden 100 milyon metreküp üzerinden gazı sisteme verebilir hale geldik. İran'dan yıllık 10 milyar metreküp gazla; günlük 30 milyon metreküp akış söz konusuydu. Sistemde dengesizlik hali varsa depolardan karşılamanız gerekiyor ki, bizim Silivri ve Tuz Gölü'nde depolarımız normal planlanan şekilde veriyor. Oralarda bir sıkıntı yok. Daha önce Azerbaycan'dan kaz alırken şimdi TANAP'tan gaz alıyoruz. Rusya'dan aldığımız gaz Ukrayna üzerinden geliyordu. Sistemde kendi olağan akışına uygun planlamamız söz konusu. Yaklaşık İran yüzde 15-20 oranında gazımızı karşılıyor toplamda.

"Vatandaşımızın etkilenmemesi için uğraşıyoruz"

Kışa girerken depolardan bir miktar kullanmaya başlarsınız, kış çıkıncaya kadar üretim planı vardır. O planda ciddi sıkıntısı söz konusu değil. Ancak içinde bulunduğumuz olağanüstü kış şartları var. 81 ilin 73'ünde geçmiş yıllarda olmayan tüketim söz konusu. İran'daki sorun aşılınca burayı daha rahat çözmüş olacağız. Şehirlerde başka mesken olmak üzere kritik imalat sektöründen bahsediyorum, onların enerji çekişinde sınırlama yapmadık. Bu süreçten daha az etkilenecek olan sanayi kuruluşlarıyla bu planlamayı yaptık. Yoksa herkes etkilenmiş olacaktı. Bunu sanayi kesiminde birkaç günlük kısıntıyla yaparak vatandaşımızın etkilenmemesine gayret ediyoruz.

Sanayicimizle konuştuk. Büyük çoğunluğu tamamen kısalım, birkaç gün sonra çalışalım dedi. Bir kısım da asgari düzeyde düzeyde kullanalım dedi. Şu anda her iki kesimin talebine göre ilerliyor. Hammadde veya teçhizat zayiatına neden olmayacak şekilde ilerliyoruz. Diyelim ki üretim hattı başlamış, devam ediyor, onlara o istisnalar, müsaadeler tanınıyor. 2-3 günlük kesintiden bahsediyoruz. Sektörümüzün önemli kısmı belli stok seviyesiyle giden firmalarımız. Özellikle gıda gibi temel ihtiyaç maddelerini sürecin dışında tutuyoruz. Dolayısıyla fiyatlara olumsuz etkisini beklemiyoruz. Biz son 1,5 yıldır pandemi şartlarında başta esnafımız olmak üzere sanayicilerimizi hükümet olarak ciddi anlamda destekledik. Hem ihracat ayağında hem de tedarik sürecinde bu destekler yapıldı. Yatırım, ARGE destekleri var.

En son Rusya ile biten anlaşmalar vardı, yıl sonu itibariyle yenilenmiş oldu. Azerbaycan'la Erzurum hattı üzerinden aldığımız gazın yenilenmesi söz konusu. Yeni sıvı doğalgaz anlaşmaları da yapıyoruz. İnşallah Karadeniz gazı da geldiğinde kısa, orta, uzun vadede arz talep dengesini bozmayacak şekilde, bir kısmını yurt dışından olmak üzere tedarik programını belirliyoruz. Biz daha önceki boru gazı anlaşmalarımız uzun süreliydi, 20-30 yıllık. Şimdi biraz daha kısa, orta vadeli anlaşmalarla gidiyoruz. Büyük süreli anlaşmaların arz güvenliği tahkimi açısından elbette önemi var. Şimdi kısa, orta vadeli anlaşmalarda fiyatı revize etmemiz gerekiyor. Süresi devam eden başka kontratlarımız da var. O dönemler geldikçe, kendi gazımızın ne kadar üreteceğimiz netletmiş olacak. Eksik kısmını yine tedarik noktalarından karşılayacağız. Şu anda Avrupa'da da arz sıkıntısı had safhada. Onlar da enerjide büyük oranda dışa bağımlı. Bugün sanki fiyattan daha fazla arz güvenliği daha öne çıkmış durumda.

Biz ülke olarak enerjide dışa bağımlı ülkeyiz. Birincil enerji petrol, doğalgaz, kısmen kömür ithal eden ülkeyiz. Yüzde 70'i dışarı bağımlı. Petrol ve doğalgaz aramalarına niçin ağırlık veriyoruz. Bu ürünlerin fiyatları uluslararası piyasalarda belirleniyor. Doğalgazı 8-10 ithal ediyoruz, petrolün yüzde 90'ını ithal ediyoruz, yine kömürü ithal ediyoruz. Doğalgaz ve kömürün önemli kısmını elektrik üretiminde kullanıyoruz. Yenilenebilirden ürettiğimiz elektrik toplam ihtiyacımızın yüzde 40'ı oranında. Elektrik üretiminde de yarı yarıya dışa bağımlısınız. Bu hammaddeler elektrik üretim maliyetlerimizi etkiliyor. 115 dolar iken geçtiğimiz yıl doğalgazın ortalama fiyatı uluslararası piyasalarda 570 dolar civarında seyrediyor. Kömürde pandemi öncesinde yaklaşık tonu 50 dolar iken şu anda 170 dolarlarda seyrediyor. Bir ara 270 dolar mertebesine kadar çıktı. Hatta Çin kömür alımını bir müddet durduracağım dedi, döndü sanayicilerine 'belli dönemlerde çalışıp, belli dönemlerde çalışmayacaksınız' dedi.

Demir çelik, emtia fiyatları, bakır, alüminyum gibi fiyatlarda olağanüstü artışlar yaşandı. Bunlar tüm ülkelerin enerji maliyetlerini etkiledi. Buna rağmen vatandaşımıza oluşan yüksek maliyetleri tam yansıtmadık. Geçtiğimiz yıl itibariyle baktığımızda doğalgazda sübvansiyonlarımızın tutarı 80 milyardı. Elektrik ve gazda kamunun üstüne almış olduğu yük 100 milyar civarındaydı. Kur 1 Ocak 2021-2022 arasında yaklaşık yüzde 70 artmış. Elbette kurdaki dalgalanmanın etkisini yaşadık. Gerçekte ürünün kendisinin Döviz başındaki artışının etkisini görüyoruz. Petrolde 40 dolarların altını gördük. Bugünlerde 90 dolarlar seviyesine çıkmış oldu. Avrupa'da da bu fiyatlara yansıdı. Bazı ülkelerde yüzde 100'ün üzerinde, konut fiyatları açısından söylüyorum yılbaşından yıl sonuna artış yaşandı. Elektrikte de benzen fiyatlamaları görebiliyoruz. Doğalgaz ile elektrik sektörü içli dışlı. Yakıtı harcayarak elektrik üretmiş oluyorsunuz. Bunun etkisi var.

İklim değişikliğiyle ilgili bir hususun altını çizelim. Geçtiğimiz yıl bayağı bir kurak mevsim geçirdik. Geçtiğimiz yıl yüzde 20'ler civarında üretim yapabildik. Doğalgaz santrallerini bir miktar daha fazla çalıştırmak zorunda kaldık. Elektriği dengeli bir şekilde götürmemiz gerekiyor. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı arttırmamız gerekiyor.

Kademeli elektrik

Kademeli elektrik, kademeli faturalandırmada temel amacımız özellikle dar gelirli ailelerin, zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir kademe oluşturalım. Burada da sübvansiyon söz konusu. Ortalama 90-100 metrekarelik evde elektrikli cihazlarını çalıştırabilecekleri hesaplama yapıldı.

Türkiye genelinde hanelerde üretilen toplam elektrik miktarı ve konut sayısını karşılaştırdık. 140-150 kilovat saat çıktı. Biz de bunun üzerine 150 kilovat saati belirledik. Çoğunlukla olumlu tepkiler var. Hali vakti yerinde olan vatandaşlarımız burada ekstra bir desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımız değil. Bizim dar gelirli ailelere ne yapabiliriz konusu var. Düzensiz geliri olan, asgari ücretin altında olan hanelere verdiğimiz başka destekler de var. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vasıtasıyla. Diyelim ki 150 kilovat saat tüketmiş, onu devlet vakıflar üzerinden karşılıyor.

Benzer bir durumu doğalgazda da başlatacağız. Şu anda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tespit edip destekliyor. Sosyal yardımlaşma vakıflarımız ilçelerde, yerelden de insanların katıldığı, gerektiğinde evine gidip ziyaret ederek o incelemeleri yaparak 2 milyon 100 bin haneden bahsediyoruz. Doğalgazda bu rakam daha fazla olacak. e-devlet üzerinden ya da sosyal yardımlaşma vakıflarımıza müracaat etmek suretiyle, kısa sürede değerlendirilerek bu destek kapsamına alınabiliyorlar. Sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmiş oluyoruz. Bundan sonra doğalgazı farklı bir destek durumuna almış olacağız.

Bu yıl içerisinde verileri alacağız. Vatandaşımızın 150 kilovat saatin altında kalan tüketimleri ne kadar? Kaç hane altında kalmış, kaç hane bu verilerin üzerine çıkmış. Hakikaten ihtiyaç varsa miktar değişikliğine gidebiliriz. İlk aydayız şimdi. Şubat'ta uygulamanın ilk etkilerini ve sonuçlarını almış olacağız. Zaman içerisinde ihtiyaç tabii ki güncellenebilir.

Fatura denetim sistemi tüketicilerimize açık sistem. Sayacına bakarak faturasında yazılı olan son tüketim değerine bakmak suretiyle basit usulde kontrol yapabilir. Okuma elemanının sehven gireceği rakam olabilir. Şimdi dijitalleşti, ellerindeki mobil aracı yaklaştırarak o veriyi sağlıklı olarak alabiliyor. Hesaplamayı kendisi yapabileceği gibi çok basit uygulamamız var. EPDK web sitesinde faturamı nasıl denetleyebilirim, kontrol edebilirim diye uygulama var. Son dönemdeki faturasını orada sağlamasını yapma imkânına sahip olacak. Bizde sayaç okuma dönemlerinde her gün okuma planı var. 150 kilovat saat deyince ortalama 1 aylık tüketimden bahsediyoruz. 1 gün önce gelinmiş, okunmuş olabilir veya birkaç gün sonra olabilir. Günlük 5 kilovat saat dikkate alınıyor. Burada bir hata yok. Bir diğer husus da 15 Aralık'ta okunmuş diyelim, şimdi 15 Ocak'ta okunacak. Ama Aralık'ın sonuna kadar birim fiyatlar farklıydı, Ocak'ın başından itibaren yeni fiyatlar var. Mevzuat oransal bir hesaplama yöntemi var. Bunu program otomatik olarak yapıyor. Vatandaşımız ortalama birim fiyatlarına bakmak suretiyle.

Birinci kademede şu anda 1 kilovat 137 kuruş. Geçmiş dönemde kalan tüketiminden dolayı 137 kuruştan daha alt bir birim fiyatı görecek. Muhtemel hataları önlemek için EPDK'nın sitesine girerek bu kontrolü yapabilir. Hatta şikâyet anlamında söylüyorum; bir itirazı varsa Bakanlığımıza, EPDK'ya ve dağıtım şirketine yapabilir. EPDK'ya başvurabilir. İlgili bölge dağıtım şirketine de başvurabilir. Bunları elektronik ortamda da yapabilir. Bunların hepsini takibini yaparız.

Biz hükümet olarak 2022 yılında da hem gaz hem elektrikte özellikle hane halkını desteklemeye devam edeceğiz. Beklenmedik artışları Hazine imkânlarıyla taşımaya çalışacağız. Bugünden itibaren yarın zam olacak açıklamasını yapmıyoruz prensip olarak. Gönlümüz açıkçası biz de isteriz ki bunları makul, ekonomik fiyatlarla vatandaşımıza sunabilelim.

Elektrikte her üç ayda bir tarife güncellemesi yapılması gerekiyor. Doğalgazda ise aylık güncelleme yapılabiliyor. Bu yasadan gelen tarife. Geçtiğimiz yıl 100 milyar destekten bahsettik. Muhtemelen bu yıl da destek olacak. Makul bir denge ile hareket ediyoruz. Elektrik ve gazda bu destekler hane halkına ve dar gelirliye devam edecek. Sanayi gibi sınıflarda maliyetler neyse o seviyeden fiyatlama söz konusu olacak.

Akaryakıtta da petrolün yüzde 92'sini yurt dışından ithal ediyoruz. Son 1 yılda 40 dolardan 90 dolarlar seviyesine geldi. Ağırlıklı özel sektörün piyasada olduğu bir yapıdan bahsediyoruz. Tedarik zincirinden pompaya kadar yansıyan fiyatlama. Son ekonomik paket açıklandıktan sonra kurdaki artışlar büyük oranda dizginlendi. Son dönemde artışların temel nedeni ham petrol fiyatlarındaki artış. Geçtiğimiz yıl 60-65 milyarlık fedakârlık yapıldı. Bütçe dengeleri açısından bir miktar ÖTV'nin devam etmesinin bu dönem için uygun olacağını ifade ettiler. Şu anda Avrupa'daki fiyatlara baktığımızda benzini en ucuz kullanan ülkelerden birisiyiz. Herkes petrolü aynı fiyattan alıyor. Pompalara yansıma konusu vergiler açısından baktığımızda ülkelerin vergi politikaları dikkate alınarak yapılıyor.

Şu anda Avrupa'da pompa fiyatları. Türkiye'de litresi 14 lira. Ortalama 1,5 Euro civarında fiyat görüyoruz Avrupa ülkelerinde. Hollanda, Norveç, Finlandiya, Almanya gibi ülkelerde TL bazında 26 lira. Benzer durum elektrik ve doğalgazda da var. Avrupa'da başkentlere baktığımızda, Avrupa'da en ucuz kullanan üçüncü ülkeyiz. Sırbistan ve Ukrayna'dan sonra. Doğalgazı, petrolü aynı fiyatlardan alıyoruz ama vatandaşımıza dörtte biri oranında yansıtıyoruz. Dörtte üçü kamu hazinesi yükleniyor.

Karadeniz gazında mutlu sona doğru yaklaşıyoruz. 2020-2021'de büyük keşif yaptık. Sahada şu anda 9. kuyuyu açıyoruz. Orada üç gemimiz var. Bir gemimiz üretim kuyuları açarken diğer gemilerimiz üretime hazırlık aşamasına geçiyor. Şu anda gemilerimiz Türkali 7'ye geçti. Fatih gemisi sondajları yapıyor. Bir de Kanuni sondaj gemimiz var. O da Fatih'in açtığı sondaj kuyuların üretime hazırlığını yapıyor. Bütün yaptığımız işlemler ilk açıkladığımız rakamları teyit ediyor. Aşağıda kalite ve miktarıyla kendini doğrulayan bir rezerv var. Sakarya gaz sahasında çalışmaları yaparken, sahanın mevcut sahaya göre doğu ve kuzeyinde Amasra 1 kuyusunu açmıştık. İnşallah önümüzdeki aylarda Sakarya gaz sahasının güneybatısında keşif amaçlı bir sondaj daha yapacağız.

Arkadaşlarımız her kuyu açışta sahayı daha iyi çözüyorlar. Tuna 1'de keşif amaçlı sondaja çıktığımızda yüzde 15-20 arasında denmişti. Amasra 1'i açtıklarında benzer değerlendirmeyi yaptılar. Arkadaşlar 'Yüzde 80 burada var' demişti. Sahayı tanıdıkça keşifler geliyor. 2023'e inşallah yetiştirmeyi planlıyoruz. Gayretimiz 2023 yılının mümkünse ilk çeyreğinde süratle hareket ederek bu çalışmaları tamamlamak istiyoruz. Suyun altından çelik borular Filyos'a gelmeye başladı. Burada büyük bir işleme terminali yapıyoruz. Gazı işledikten sonra ulusal şebekemize basacağız. Edirne'den Kars'a kadar yerli gazla tanışmış olacağız. 2023'ün özellikle ilk çeyreğinde bu işi tamamlamaya çalışıyoruz. Hem vatandaşımız kazanacak hem de devletimiz kazanmış olacak. Kendi gazımız olduğu için daha ekonomik olacak.

İnşallah böyle bir şey olmaz. İki komşu ülkemiz. Ukrayna üzerinden bir gaz hattımız yok şu anda. Doğrudan Türk Akım üzerinden aldığımız için böyle bir risk söz konusu değil. Geçmişte bir uçak düşme hadisesi yaşanmıştı. O dönemde ilişkiler gerilmişti. O dönemde Rusya gaz sevkiyatında bir sorun yaşatmamıştı bize.

Türkiye'de şu anda 10 bin megavatın üzerinde kurulu rüzgar santralimiz var. Yaklaşık yüzde 10 civarında tüketim söz konusu. Hala inşaatı devam eden birçok rüzgar santrali projesi var. Son birkaç yıldır hanelere dönük olarak 'kendi elektriğini kendi üret' diyoruz. Çatınıza güneş paneli koyabilirsiniz. Bunun için de işlemleri mümkün mertebe basitleştirdik. Sanayicilerimiz de artık çatılarına güneş santrali kurabilecekler. Tarımsal sulama amaçlı güneş santrali kurmak isteyen çiftçilerimiz var. Onlara da bir paket hazırlıyoruz.

Jeotermalde Avrupa'nın bir numarasıyız. Dünyada ikinciyiz. Ciddi potansiyelimiz var. Bundan sonra kurmak isteyenler varsa, destek mekanizmamız çalışıyor. Bunlar hakikaten çevreci, düzenli üretim yapma imkânına sahip santraller.

Bu geçici arızi durum, bizden kaynaklanan durum değil. Hedeflerimize engel olmaz, hem sanayicimizi hem ihracatçımıza uygun miktarda arz güvenliğini tahkim etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Sorun kurulu güç kapasitesinin yetersizliği değil, anlık olarak İran'dan gelen gazın kesintiye uğraması durumudur. Bunu da birkaç gün sonra atlatacağız. Önümüzdeki dönem 4 reaktörü almış olacağız. Dünyada 450 çalışan reaktör var. 50'nin üzerinde inşaatı devam eden reaktör var. Avrupa şu anda kömüre dayalı elektrik sisteminden çıkıyor. Yenilenebilir santraller bir yere kadar ihtiyacınızı karşılayabilir. Çünkü bunlar kesintili kaynaktan ihtiyacını karşılıyor. Rüzgâr estiğinde oluyor, gece güneş yok. Öne çıkan çevreci santrallerden birisi de nükleer santral olacakmış gibi gözüküyor. AB nükleer santrali yeşil etikete alabilir miyiz diye tartışıyor. Önümüzdeki yıllarda nükleerin payının artacağını düşünüyorum. Bu teknoloji giderek güvenlik başta olmak üzere ekstradan güvenlik önlemleri alıyor. Bir sıkıntı yaşamadan insanoğlu bunları görecek. Belki daha farklı enerjiler gelebilir. Bunu da güvenli ve temiz kaynaklardan karşılamamız gerekiyor.

Elektrik depolama konuları sıkça önümüze gelecek konulardan birisi. Elektrikte ciddi değişim, dönüşüm yaşanıyor. Biz de ülkemizde vatandaşımıza en temiz kaynaklardan elektrik sağlamanın gayreti içinde olacağız. Gizlimiz saklımız yok. Şeffaf bir piyasa içindeyiz. Vatandaşımızı karanlıkta, soğukta bırakmamak için gece gündüz çalışan bir enerji camiasının bulunduğunu söylemek istiyorum. Bu fırtınada direğin tepesinde, altında çalışan emekçi kardeşlerimiz var. Aslında gizli kahramanlarımız onlar. Onlar bu gayretleri ortaya koymasalar bizim çok fazla söyleyeceğimiz bir şey olmaz. Onları da şükranla anıyoruz. Sizi de bu güzel yayın için tebrik ediyorum.

Altın fiyatları küresel piyasalarda risk iştahının azalması ve yatırımcıların Fed toplantısına odaklanmasından destek bularak yükseldi. Gram altın ise küresel altın fiyatlarındaki yükselişe rağmen 800 TL sınırındaki seyrini sürdürüyor.

Küresel risk iştahının azalması ve jeopolitik endişelerin artmasıyla piyasalar düşerken, güvenli liman altın bu endişelerden destek buldu. Ukrayna üzerinden ABD ile Rusya arasındaki gerginliğin artmasıyla Rus Borsası pazartesi gününü yüzde 5 düşüşle kapatırken Avrupa piyasaları da günü kayıpla kapattı.

Dünyadaki en büyük altına dayalı Borsa yatırım fonu olan SPDR’ye net para girişi geçen hafta cuma günü listelendiğinden bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Yatırımcılar SPDR Altın Fonu’na cuma günü 1,63 milyar dolar değerinde para yatırdı.

SPDR fonuna olan girişler yatırımcıların uzu dönemli altın yatırımlarının bir göstergesi olarak görülüyor. Değerli metal altının kayıpla kapattığı 2021 yılında SPDR fonundan ciddi derecede çıkış yaşanmıştı.

Fed’in para politikasını belirleyen Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) salı ve çarşamba günü toplanarak Ocak ayı için faiz kararını açıklayacak. Bloomberg anketine katılan ekonomistler Fed’in bu toplantıda Mart ayındaki faiz artırımının sinyalini vermesini beklediklerini belirtti.

Goldman Sachs ise Fed’in politika faizini Wall Street’in beklediğinden daha agresif bir şekilde artırma riski olduğunu söyledi. Goldman Sachs Baş Ekonomisti Jan Hatzius, haftasonu müşterileriyle paylaştığı bir notta Mart, Haziran, Eylül ve Aralık’ta olmak üzere 4 adet faiz artırımı beklediklerini söyledi.

Ons altın fiyatı

Ons altın, geçen haftayı yüzde 1’e yakın yükselişle kapatarak son 6 haftanın 5’ini kazançla geçirmiş oldu. Haftaya yatay bir seyir başlayan ons altın, küresel piyasalardaki risk iştahının azalmasından destek bularak 1.842 dolara tırmandı.

Gram altın fiyatı

Gram altın, geçen hafta küresel altın fiyatlarındaki yüksek seyre rağmen Dolar/TL ’deki dalgalanmadan etkilenmişti. Yeni haftaya da dolar kurundaki yükselişi takip ederek başlayan gram altın, salı günü 797 TL seviyesinde bulunuyor.

Bitcoin haftaya Nasdaq ve küresel piyasaların genelinde yaşanan sert düşüşle başladıktan sonra Nasdaq’ın günü hafif pozitife dönerek kapatmasıyla 36 bin doların üzerine tırmandı.

Küresel risk iştahının azalması ve jeopolitik endişelerin artmasıyla piyasalar düşerken, Nasdaq ile korelasyonu son aylarda giderek yükselen Bitcoin de kayıplardan etkilendi. Pazartesi günü 33 bin doların altına gerileyen Bitcoin, piyasalardaki rüzgarın tersine dönmesiyle beraber akşam saatlerinde hızlı bir yükseliş kaydetti.

Bitcoin’in Nasdaq ile olan korelasyonunun yükselmesi de kripto paranın geleneksel piyasalardaki hareketlerden giderek daha fazla etkilendiği anlamına geliyor. Böylece Ukrayna üzerinden ABD ile Rusya arasındaki gerginliğin artması küresel risk iştahını baskılarken Bitcoin fiyatlarını da aşağı yönlü etkilemiş oldu.

Oanda piyasa analistlerinden Edward Moya, Bitcoin için dönüm noktasının geldiğini belirterek, “Eğer Wall Street’te panik satışları yeniden başlarsa Bitcoin için 30 bin dolar seviyesi destek sağlamayabilir” dedi.

Diğer bir Oanda piyasa analisti Craig Erlam ise 30 bin dolardaki desteğin kırılmasının psikolojik destek olan 40 bin doların kırılmasıyla karşılaştırılamayacağını söyledi. “30 bin dolar 2021 boyunca dayanan önemli bir destek seviyesi” diyen Erlam, bu seviyenin aşılması halinde görünümün kötüleşebileceğini vurguladı.

Bu sabah Asya hisse senedi endeksleri, Wall Street’teki satışları takip ederek düşüyor.

Japon Nikkei endeksi yüzde 2’nin üzerine gerilerken, Hong Kong Hang Seng ve Çin CSI 300 de ekside. Avustralya’da S&P/ASX 200 endeksinde kayıplar yüzde 3’ü aştı.

Pazartesi günü ABD’de gerçekleştirilen ve Şubat 2020’den bu yana en yüksek talebi çeken iki yıllık tahvil ihalesinin ardından aynı vadeli devlet tahvilinin getirisi 3 baz puan düşüşle yüzde 0,9710’dan kapandı. Bir ara yüzde 1,7830’a kadar çıkan ABD 10 yıllık tahvil getirisi de kapanışta yüzde 1,77 seviyesindeydi. İki vadede de tahvil getirileri bu sabah hafif yükseldi.

Bloomberg Dolar Endeksi Pazartesi günü yüzde 0,32 yükselişle 1.175,4 seviyesinden kapandıktan sonra bu sabah kazanımlarını yatay bir seyirle koruyor. Pazartesi günü bir ara 33 bin seviyesinin altını test eden Bitcoin, bu sabah 36 binin üzerinde. Haftanın ilk işlem günü yaklaşık yüzde 2 düşüş kaydeden petrol fiyatları bu sabah biraz toparlanıyor.

Wall Street’te sert dalgalanma

ABD hisse senedi endeksleri Pazartesi günü gün içinde yaşanan yüksek hacimli, sert satışların ardından pozitif bölgede kapanış yapmayı başardı. Düşüşlerde, Fed’in para politikasını sıkılaştırmaya başlayacak olması, ABD’nin Ukrayna’daki gelişmeler nedeniyle Rusya ile ilişkilerinin iyice gerilebileceğine dair endişeler etkili oldu. Bir ara son iki yılın en yüksek seviyesi ile yüzde 4 günlük düşüş kaydeden S&P 500 endeksi yüzde 0,28 yükselişle günü kapatırken, yüzde 5’e varan bir günlük kayıp yaşayan Nasdaq 100 endeksi de kapanışta yüzde 0,5 artıdaydı. S&P 500 endeksinde beklenen oynaklığa ilişkin önemli bir gösterge olan VIX endeksi dün bir ara yüzde 35’e yakın yükselişle Ekim 2020’den bu yana en yüksek seviyesi olan 38,94 seviyesine kadar çıktıktan sonra, yaklaşık yüzde 4 yükselişle 29,90 seviyesinden kapandı.

Yeni günün ilk işlemlerinde vadeli endekslerde devam eden sert düşüşler, satış dalgasının sona ermiş olmayabileceğine işaret ediyor. JPMorgan Chase & Co. Stratejisti Peng Cheng tarafından derlenen verilere göre, pazartesi günkü panik satış dalgasında bireysel yatırımcıların öğlen saatlerinde kadar -- büyük bölümü de ilk işlem saatinde olmak üzere -- 1,36 milyar dolarlık hisse satışı yapması etkili bir faktör oldu. Bu arada borsalarda yaşanan satış dalgasının ardından yatırımcıların Fed faiz artırımlarına yönelik beklentilerinde değişiklik olmadı. Şimdilik swap piyasalarında Fed’in, ilki 25 baz puan ile mart ayında olmak üzere, 2022’nin tamamında yaklaşık 100 baz puan faiz artıracağı fiyatlanıyor.

Asya hisse senetleri Salı günkü işlemlerde önceki gün ABD’de yaşanan volatil seansın ardından sert düştü.

Wall Street’te seansa negatif başlayan endeksler gün içinde toparlandı ve kapanışta seyrini pozitife döndürmeyi başardı.

Japonya ve Hong Kong’da endekslerdeki kayıplar yüzde 2 düştü.

Nikkei 225 endeksinde kayıpların başını otomotiv ve teknoloji hisseleri çekti.
Avustralya’da S&P/ASX 200 Endeksi bankacılık ve madencilik sektöründeki kayıplarla yaklaşık yüzde 3 geriledi.

Avustralya İstatistik Bürosu tarafından Salı günü açıklanan verilere göre, ülkede enflasyon dördüncü çeyrekte yüzde 1.3 olarak gerçekleşti. Tüm yıl içinse enflasyon yüzde 3.5 oldu.

Güney Kore Kospi Endeksi’nde de kayıplar yüzde 2’ye yakınsadı. Çin ana karasında endekslere daha ılımlı kayıplar hakimdi.

Kore Merkez Bankası, Güney Kore ekonomisinin 2021 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1.1 büyüdüğünü bildirdi. Ülkede tüm yılın büyümesi ise 11 yılın zirvesine çıkarak yüzde 4 oldu.