Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Bakan Varank: İlk defa Ar-Ge harcamalarının milli gelirimizdeki payı yüzde 1'i aştı

Bakan Varank: İlk defa Ar-Ge harcamalarının milli gelirimizdeki payı yüzde 1'i aştı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "İlk defa Ar-Ge harcamalarının milli gelirimizdeki payı yüzde 1'i aştı. Toplam Ar-Ge harcamalarımız, 2017'ye göre yüzde 29 artarken, en fazla harcamayı da özel sektörümüz yapmış oldu" dedi

Giriş: 28 Kasım 2019, Perşembe 21:25
Güncelleme: 28 Kasım 2019, Perşembe 21:25

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payının ilk defa yüzde 1'i aştığını, toplam Ar-Ge harcamalarının ise 2018'de bir önceki yıla göre yüzde 29 arttığını belirterek, "Bu durum, sağladığımız desteklerin karşılığını bulduğunu gösteriyor." dedi.

Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları, Bakan Varank, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ankara Valisi Vasip Şahin ve Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran'ın katılımıyla ATO Congresium'da başladı.

Varank, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, küresel piyasalardaki güçlü markaların ait oldukları ülkelere başta döviz akışı olmak üzere çeşitli ekonomik faydalar sağladığını, markalaşmaya giden yolda ürünün Ar-Ge ve tasarımının temel belirleyici unsurlar olduğunu söyledi.

Bakanlık olarak üreticilerin Ar-Ge ve tasarım alanındaki yetkinliklerini artırmak amacıyla çeşitli destekler sunduklarını hatırlatan Varank, özel sektör firmalarına 'Ar-Ge ve Tasarım Merkezi' belgeleri verdiklerini, halihazırda faaliyette bulunan bin 500'ün üzerindeki Ar-Ge ve tasarım merkezine, vergi indirimi, sigorta primi desteği, gelir vergisi stopajı, damga vergisi istisnası gibi kolaylıklar getirdiklerini, temel bilimler mezunu personel istihdamına da nakit teşvikler sağladıklarını bildirdi.

"Başkent Ar-Ge harcamalarının 3'te 1'ini tek başına üstleniyor"

KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla bu alanda sunulan desteklere değinen Varank, "Bu desteklerdeki temel amaç, Ar-Ge ve tasarım bilincini üretimin her aşamasına daha yoğun bir biçimde yaymak." diye konuştu.

Varank, TÜİK tarafından dün açıklanan 2018 yılı Ar-Ge istatistiklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:

"İlk defa Ar-Ge harcamalarının milli gelirimizdeki payı yüzde 1'i aştı. Toplam Ar-Ge harcamalarımız, 2017'ye göre yüzde 29 artarken, en fazla harcamayı da özel sektörümüz yapmış oldu. Aslında bu durum, verdiğimiz desteklerin karşılığını bulduğunu gösteriyor. Özel sektörün, giderek artan oranlarda Ar-Ge'ye ve inovasyona yönelmesi, ülkemizi katma değerli üretim öncülüğünde büyüme hedefine daha da yaklaştırıyor. Burada Ankara'ya özel bir parantez açmamız gerekiyor. Toplam Ar-Ge harcamalarının neredeyse 3'te 1'ini başkentimiz tek başına üstleniyor."

"Türkiye'de teknoloji tabanlı işlerde ciddi bir sıçrama yapacağız"

Bakanlığın destekleriyle Ankara'da bir firmanın yerli tünel kazma makinesi geliştirdiğini aktaran Varank, bu sayede Türkiye'nin dünyada yerli tünel kazma makinesi üretebilen birkaç ülkeden biri haline geldiğini ifade etti. Varank, söz konusu makinenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yürüttükleri Ergene Havzası Projesi'nde de kullanıldığına işaret ederek, makinenin Ar-Ge ve inovasyonun etkisini gösteren Ankara'dan çıkmış bir örnek olduğunu dile getirdi.

Varank, fırsat buldukça OSB'leri, teknoparkları ve araştırma enstitülerini ziyaret ettiğini vurgulayarak, "Savunma sanayisinden kök hücre araştırmalarına, güneş enerjisinden biyoteknolojiye pek çok alanda üst düzey araştırmacılarımız var. Türkiye'de teknoloji tabanlı işlerde ciddi bir sıçrama yapacağız, Ankara da bu sıçramanın en önemli merkezlerinden olacak. Ben buna yürekten inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye orijinli uluslararası marka başvuruları 3,5 kat arttı"

Türkiye'nin marka başvurularında 2011'den bu yana her yıl Avrupa birincisi olduğunu belirten Varank, "Son 17 yılda Türkiye orijinli uluslararası marka başvuruları yaklaşık 3,5 kat arttı. Türkiye toplam yerli sınai mülkiyet verilerinde dünyada 11'inci sırada." ifadelerini kullandı.

Varank, markaların piyasa değerinin doğru ve güvenilir bir şekilde tespit edilmesi için geçen sene Sınai Mülkiyet Değerleme Şirketini (TÜRKSMD) kurduklarını hatırlatarak, şirketin patent, marka ve tasarım değerlendirmesi yapacağını, bu varlıkların ticarileştirilmesi ve sanayiye daha etkin bir şekilde kazandırılmasına imkan sağlayacağını anlattı.

İyi işleyen bir piyasa gözetimi ve denetimi mekanizmasının da haksız rekabeti önleyerek markalaşmaya katkı sağladığını vurgulayan Varank, "Bu sene gerçekleştirdiğimiz faaliyetler neticesinde yılın 10 ayında 59 bin 873 ürünü denetledik. 17 bin 189 ürün için teknik mevzuata uygunsuzluktan ceza kestik. 573 ürünü güvensizlik şüphesiyle teste yolladık. 141 ürün hakkında toplatma kararı aldık." dedi.

Varank, İstanbul Teknik Üniversitesinde, Türk Patent ve Marka Kurumu iş birliğiyle gelecek ay "Bölgesel Gelişim Süreçlerinde Tasarım Ekosistemleri" konulu uluslararası bir sempozyum gerçekleştirecekleri bilgisini vererek, yurt içi ve yurt dışında yaşayan duayen tasarımcıların bu etkinlikte bir araya geleceğini, sempozyumla Türk tasarımının değerlendirilmesi ve etkinliğinin artırılmasına yönelik iş birliği alanları geliştirmek istediklerini söyledi.

"Patentle Türkiye"

Bakan Varank, birinciye 30 bin lira, ikinciye 20 bin lira, üçüncüye 10 bin liralık ödülün verileceği, ilk 10'a giren tüm finalistlerin de 5 bin lira kazanacağı üniversite öğrencilerine yönelik bir patent yarışması için de çağrıda bulunarak şunları kaydetti:

"Türk Patent ve Marka Kurumumuzun üniversite öğrencilerimize yönelik başlattığı yarışmada sloganımız 'Patentle Türkiye'. Bu yarışmayla patent konusunda farkındalık oluşturmak ve öğrencilerimizi icat çıkarmaya yönlendirmek istiyoruz. 31 Aralık'a kadar patent başvurularınızı internet sitemizden yapabilirsiniz. Öğrencilerimiz arasında farkındalık oluşturacak bu ödüllü yarışmayla inşallah üniversite öğrencilerimiz arasında bilinçlendirmeyi yapmak istiyoruz."

"Marka bilincini toplumun her kesimine yaymak istiyoruz"

ATO Başkanı Gürsel Baran da Türkiye'nin zor bir coğrafyada, etrafında yaşanan sorunlara rağmen 17 yılda büyük bir başarı hikayesi yazdığını belirterek, bunu kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle sürdürmek gerektiğini söyledi.

Bu kapsamda, katma değerli üretim, inovasyona dayalı büyüme ve marka olma bilincinin en küçük işletmeye kadar aşılanması ve yarınların girişimcileri olan gençlerin bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Baran, "Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları'nda da amacımız bu. Verimlilik esaslı ileri teknoloji kullanımıyla yüksek katma değerli üretim ve ihracatla Türkiye'nin rekabet gücünün yükseltilebilmesi için marka bilincini toplumun her kesimine yaymak istiyoruz." dedi.