Biden'ın ilk basın toplantısı öncesi bilmeniz gereken 5 şey
ABD Başkanı Joe Biden, görevdeki ilk resmi basın toplantısını bugün gerçekleştirmeye hazırlanırken, son zamanlarda ABD'nin gündemini oluşturan ve gazeteciler tarafından sorulması muhtemel 5 konu başlığı öne çıkıyor
ABD Başkanı Joe Biden, görevdeki ilk resmi basın toplantısını bugün gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Toplantıda son yaşanan silahlı saldırı, ABD’deki göçmen meselesi ve devam eden salgın süreciyle ilgili soruların sorulması bekleniyor.
Genelde başkanlar ofisteki ilk aylarında basın toplantısı gerçekleştirirken Biden geleneği yerine getirmeyerek yönetiminin yeterince şeffaf olmadığına dair eleştirilerin hedefi oldu.
Beyaz Saray danışmanları ise başkanın gazetecilerin sorularına birçok kez cevap verdiğine işaret etti.
Bugün TSİ 20:15’te gerçekleştirilecek basın toplantısına sosyal mesafe kuralları çerçevesinde 40 civarında gazeteci katılarak canlı yayında Biden’a ilk defa soru sorma şansı elde edecek.
Silah kontrolü yasası
Biden, Colorado silahlı saldırısı sonrasında Salı günü vekillere silah kontrolüyle ilgili sağduyulu kararlar almalarını söyledi. Saldırı tüfeklerinin yasaklanmasıyla ilgili olan ve kendisinin 1990 yılında yazımında bulunduğu yasayı geçirme çağrısında bulunan Biden, Temsilciler Meclisi’nin yasayı halihazırda geçirdiğini fakat Senato’nun yasayı hala onaylamadığını belirtti.
Kampanyasında silah kontrolünü en önemli sorunlardan biri olarak öne çıkaran Biden, bugün yapılacak toplantıda iki partinin uzlaştığı bir çözüm izin yeni bir politik çaba göstereceğinin sinyalini verebilir.
Göçmen krizi var mı?
Cumhuriyetçi vekiller, Biden’ın göçmenlik kısıtlamalarını gevşetmesi sonrasında ABD-Meksika sınırında yasa dışı göçmen hareketliliğinin arttığıyla ilgili eleştirilerde bulunuyor.
ABD’de gözetim altında 16 bin göçmen çocuk bulunurken yönetim Federal Acil Durum Yönetim Ajansı’ndan yardım isteyerek sınır hattı boyunca konaklama tesislerinin açılmasını istedi.
Fakat Biden’ın danışmanları durumun hala kriz olarak nitelendirilemeyeceğini, şu anki göçmen akımlarının Başkan Obama ya da Başkan Trump zamanından daha farklı olmadığını belirtiyor ama Biden basın toplantısında bu konuyla ilgili zor sorularla karşı karşıya kalabilir.
Teşvik ve toparlanma
Şimdiye kadar Beyaz Saray 1,9 trilyon dolarlık mali teşvik paketini ABD Kongresi’nden geçirmeye ve bunu uygulamaya odaklanmıştı ama Biden gelecek hafta Pittsburgh’a giderek devasa altyapı planını detaylandırmaya başlayacak.
Yetkililer ise bu planın 3 trilyon dolara kadar mal olabileceğini belirtirken Beyaz Saray bu hafta içerisinde bütçe rakamlarını da paylaşacak.
Gazeteciler ise ‘Build Back Better’ programının erken detaylarıyla ilgili birşeyler öğrenmek ve Biden’ın paketi ikiye bölüp bölmeyeceğini anlamak için farklı sorular yöneltebilir.
Çin ile ilişkiler
Biden, Çin’in ABD’nin çıkarlarına bir tehdit oluşturduğunu kabul ederken yönetimdeki yetkililer henüz Çin’e karşı olan yaklaşımın nasıl olacağına dair bir çerçeve çizmiş değil.
Gazetecilerin, Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a geçen hafta Çin ile olan görüşme ile ilgili soru sorması bekleniyor. Geçen hafta Alaska’da gerçekleştirilen buluşma Biden’ı Trump döneminde uygulanan tarife politikalarını devam ettirme konusunda ikna etmiş olabilir.
Buluşmadan kısa bir süre sonra ABD Çinli yetkililere insan hakları ihlalleri nedeniyle yaptırım uygulamıştı.
Türkiye sorusu gelir mi?
Başkan Donald Trump döneminde zayıflayan Transatlantik ilişkileri yeniden onarmayı ve bir demokrasiler ittifakı kurmayı planlayan Biden’ın Türkiye’ye olan tutumu hala belirsizliğini koruyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Joe Biden arasında hala bir görüşme gerçekleşmese de dışişleri bakanları düzeyinde bir görüşme çarşamba günü Brüksel’de yapıldı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD’li mevkidaşı Antony Blinken’ın ilk defa yüz yüze bir araya geldiği görüşmede ittifak ilişkisinin önemi vurgulanırken, Blinken'ın Türkiye'yi S-400'leri bulundurmaması konusunda uyardığını belirtildi.
"Çin'in mücbir aksiyonlarının kolektif güvenlik ve refahımıza tehdit oluşturduğuna ve uluslararası sistemin altını oymak istediğine dair bir şüphe yok" diyen Blinken, bunun ülkelerin gerektiği zaman Çin ile çalışamayacakları anlamına gelmediğini de söyledi.