Advertisement
HABERLER ABONE OL

2018 yılının Ağustos ayında yaşanan kur şokunun ardından bir türlü toparlanamayan Türk Lirası, bu senenin 2. Çeyreği itibariyle şirketler için dert olmaktan çıkıyor. 2018 yılının tamamında dolar karşısında 28%’lik değer kaybı şirket bilançolarında gördüğümüz erozyonun ardından 2019 yılının 2. Çeyreği nispeten sakin geçiyor. ISO 500 şirketlerinin gelir tablolarında Türk Lirası’ndaki değer kaybını; borç yükü altında ezilen reel sektörün finansman giderleri kalemi altında gördük. Finansman giderlerinin faaliyet karının 2017 yılındaki 49.8% seviyesinden 88.9%’a yükselmesiyle 2018 yılını bitirmiş olduk.

2019 yılının ikinci çeyrek bilanço dönemi kapanırken bilançolarda kullanılacak değerleme kurları da belli oldu. Buna göre yılın ikinci çeyreğinde TL'ye göre Dolar 2.3%, Euro 3.7% ve Japon Yeni sırasıyla 5,2% oranlarında değer kazandı. Bu yılın ilk çeyreğinde, ise TL'ye göre Dolar 7%; Euro 4.8% ve Japon Yen 6,6% değer kazanmıştı. Dolayısıyla bu çeyrekte kurlardaki yükselişin sınırlı olması, ilk çeyreğe göre kur etkisinin gelir tablosuna görece düşük etki yapması bekleniyor.

Halka açık şirketler için ise Ziraat Yatırım’ın hesaplamalarına göre Döviz Açık Pozisyonu Yüksek Olan;

Türk Telekom 184mn TL, Sinpaş GYO 109mn TL, Migros 108mn TL, Torunlar GYO 99mn TL ve Ak Enerji 98mn TL kur farkı gideri yazarak döviz kurlarındaki yükselişten olumsuz etkilenecek şirketler olarak ön plana çıkmakta.  

THY en yüksek açık pozisyona sahip şirketken, dolar cinsinden bilanço tutması ve açık pozisyonunun Japon Yeni ve TL cinsinden olması nedeniyle kur farkı giderinin 236mn TL olarak gerçekleşmesi beklenmekte.
Zorlu Enerji'nin 7.683mn TL'lik yüksek döviz açık pozisyonuna karşın etkinin büyük bir bölümünün özkaynaklar altında gösterilmesi ve korunma sebebiyle açık pozisyonun olumsuz etkisi sadece 16mn TL ile sınırlı olabileceği şeklinde hesaplanmış.
Finansallarını Euro cinsinden tutan Pegasus; USD açık pozisyonuna istinaden gelir, TL fazla pozisyonuna istinaden ise gider kaydetmekte olup nette 19mn TL kur farkı geliri yazacağı hesaplanmakta. 
Ford Otosan'ın EUR açığı olmasın karşın şirketin yükümlülüklerinin neredeyse tamamı Ford Motor Company ile yaptığı ihracat anlaşmaları ile riskten korunmaktadır.
TOFAŞ'ın döviz pozisyonu Grup'un Euro cinsinden uzun vadeli kredileri üzerindeki kur dalgalanmalarına ilişkin kur riski Fiat ve PSA tarafından üstlenilmiştir. Dolayısıyla, her 2 şirket içinde yüksek döviz açık pozisyonlarına rağmen kur artışının önemli bir etkisi olmayacağı hesaplanmaktadır. 

Döviz pozisyon fazlası en yüksek olan şirketlerin başında Doğan Holding, Sabancı Holding,  Şişe Cam ve Soda Sanayii geliyor.

Söz konusu şirketlerin sırasıyla 71mn TL, 22mn TL, 78mn TL ve 62mn TL kur farkı geliri kaydetmesi beklenmektedir 
Sabancı Holding yüksek döviz fazlası bulunmakla birlikte, holding payına düşen kısmın oldukça sınırlı kalacağı hesaplanmıştır. 
Enka İnşaat döviz fazla pozisyonu en yüksek şirketler arasında yer almakla birlikte dolar cinsinden bilanço tutması nedeniyle kurlardaki hareketlerden sınırlı etkilenmektedir. İçeriği belli olmayan para birimlerine bağlı olarak etki artabilir veya azalabilir. Tav Havalimanları'nın USD ve TL fazlası olmasına karşın finansallarını EUR cinsinden tutan şirket için USD ve TL'nin EUR karşısında değer kaybetmesine istinaden 27mn TL kur farkı gideri oluşabilir. 
Son olarak döviz fazlası bulunan Aselsan, Enerjisa, Koza Grubu (Koza Anadolu , Koza Altın  , İpek Enerji hisseleri, Tekfen Holding ve Alarko GYO'nun kur farkı geliri kaydetmesi beklenmektedir.