Advertisement
HABERLER ABONE OL

Garanti Bankası Mühendislik Hizmetleri ve Veri Genel Müdür Yardımcısı İlker Kuruöz, veri işinin bankacılık sektöründe risk analitiğinden ürün önerisine, doğru ürünü doğru zamanda müşterinin önüne çıkarmaya kadar pek çok konuda kullanıldığını söyledi. BloombergHT televizyonunda Finansal Teknoloji programına katılan Kuruöz, bir tarafta da verinin yoğun olarak kullanıldığı raporlama boyutu olduğunu belirtti.

'ANA STRATEJİMİZ VERİYE ODAKLANMAK'

Veriye bankaların uzun zamandır yatırım yaptığının altını çizen Kuruöz, "Son dönemde ortaya çıkan big data (büyük veri) teknolojileri veririnin operesyonel sistemlerden büyük platformlara taşınmasını, sadece bankacılık sisteminin kendi içinde oluşturduğu veri değil, çevresel verileri de kullanarak, müşterilerin başka davranışlarını da değerlendirip, değer yaratmaya dönük bir modele doğru ilerlemeye başladı. Bizim de Garanti Bankası olarak ana stratejimiz veriye odaklanmak. Verinin sadece teknoloji organizasyonunda kaldığı değil, iş kollarının da etkin bir şekilde kullandığı ve her iş kolunun da veriyi etkin bir şekilde kullandığı bir modele dönmek üzere şekil değiştiriyor" diye konuştu.             

'VERİYİ KULLANARAK DAVRANIŞ BAZLI MÜŞTERİ PROFİLLEME YAPIYORUZ'

Veriyi müşteri profillemede en önemli konulardan birisi olduğunun altını çizen Kuruöz, sadece müşterilerin sahip oldukları varlıkları ya da yatırımları için değil, hayatın içinde bulundukları evrede ne tür ihtiyaçları olabileceği gibi konuları davranış bazlı profilleme gibi çalışmalar yaptıklarını kaydetti.  Kuruöz, "Müşterilerin doğru ürünlerle doğru ortamlarda bir araya gelmesi için yaptığımız analitik çalışmalar v modellemeler var.  Bunları da müşterilerimize hem dijital hem de fiziksel kanaldan doğru zamanda doğru tekliflerle sunuyoruz. Zaten kısa bir ilişki süremiz var. Orada en doğru ve en anlamlı bir şekilde o zamanı kullanmaya çalışıyoruz. Anlamsız bir teklif ile müşterilerin zamanını da almamanız lazım" diye konuştu. Siber güvenlik tarafında bütün yetkinlikleri kendi içlerinde oluşturmuş durumda olduklarını kaydeden Kuruöz, bu alana uzun süredir çok ciddi yatırım yaptıklarını ve birinci öncelik olarak tuttuklarını  söyledi.  

'BDDK'NIN ÇİZDİĞİ YASAL ÇERÇEVE İLE AÇIK BANKACILIĞIN ÖNÜ AÇILACAK'

API (Application Programming Interface-Uygulama programlama arayüzü) yani açık bankacılık tarafında finans ekosisteminin büyümesi adına da çok ciddi fırsatlar olduğunu belirten Kuruöz, etrafındaki fintechlerin de daha güçlü olabilmesi için bankaların bu API'leri kullanmaları gerektiğini söyledi. Türkiye'deki bu yapının henüz emekleme döneminde olduğunun altını çizen Kuruöz, "Henüz ana akım bir uygulama haline gelmiş değil. Biz de dahil olmak üzere pek çok kurum burada deneysel çalışmalar yapıyoruz. Bunun da aslında böyle olmasının en önemli nedeni burada düzenlemenin çok açık olmamasıydı. Ama BDDK'nın şu anda taslak halinde olan ve biz bankalardan da görüş aldığı ve yakında uygulaya geçecek olan tebliğde BDDK bu konuyu yasal bir çerçeveye oturtuyor. Bence çok ilerlemeci bir model var içerisinde. Bu tebliğ yürürlüğe girdiğinde açık bankacılığın önü daha da açılmış olacak" diye konuştu.  

'FİNANS SEKTÖRÜNE HİZMET EDEN BULUT TEKNOLOJİSİNİN ÖNÜ AÇILACAK'

BDDK'nın yeni tebliğinde bulut teknolojisinin de önemli bir başlık olarak geleceği bilgisini veren Kuruöz, regülatörün de bulutla ilgili şirketlerin ihtiyacını gördüğünü ve buna bir çözüm oluşturmak istediğini söyledi. Buradaki en önemli hassasiyetin verinin Türkiye'de kalması olduğunu ve bunun da haklı bir hassasiyet olduğunu vurgulayan Kuruöz, "Türkiye'de bir finans sektörüne hizmet eden bir bulut altyapısının önü açılacak. Yeni tebliğde bunu görüyoruz. Bununla bir birlikte kullandığımız zaman bir kaç avantajımız olacağını görüyoruz. Birincisi maliyet avantajı. İkincisi ise teknoloji şirketleri yeni ürün ve hizmetlerini artık bulut ortamında geliştirmeye ve oradan satmaya başladı. Bizim bu teknolojilere ulaşabilir hale gelmemiz lazım. Eğer kullanamazsak biz bir önceki nesilde kalan teknolojileri veri merkezlerinde kullanan kurumlar olma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bunları da çok net paylaştık. Bulut bize yeni teknolojilerin kapısını açacak ve maliyet avantajı sağlayacak" dedi. Buradaki kritik dengenin bu hizmetlerin Türkiye'deki bulut ortamından veriliyor olması olduğunun altını çizen Kuruöz, uluslararası firmaların da Türkiye'yi cazip bulup buralara yatırım yapmasını beklediklerini, kendilerinin de onları bu şekilde yönlendireceklerini belirtti.