2020 ve 2021 yıllarında dijital dönüşüm çabaları Kovid-19 pandemisinin etkisiyle dramatik bir şekilde hızlandı. Temmuz ayında yapılan bir IDC anketine göre bu yıl işletmelerin yüzde 95,5'i dijital bir platform kullanıyor. Bu rakam 2019 yılında yüzde 91.8 seviyesindeydi.

Bu artışın yanında, dijital dönüşüme yaklaşımlar da değişim gösteriyor. Birçok şirket daha önce sahip oldukları tüm dijital dönüşüm hizmetlerinin tek bir platform tarafından uçtan uca sunulduğu anlayışı terk etmeye başladılar.

Bunun yerine, firmalar artan oranda belirli işler için doğru teknolojik çözümleri tercih etmeye başladılar. 2019 – 2021 yılları arasında bu seçeneği tercih eden firmaların oranı yüzde 80,2 artarken günümüzde bu yöntemi kullanan firmalar dijital dönüşüm arayışında olan kuruluşların yüzde 46,2’sini oluşturuyor.

Bu geçiş genel bulut, hibrit bulut ve çoklu bulut gibi seçenekler ortaya çıktığı bir dönemde gerçekleşmesi nedeniyle hem fırsat hem de ciddi bir karmaşa sunuyor. Uygulama modernizasyonu dijital dönüşüm yolculuğunun önemli bir parçası olmasının yanında anlamı da zaman içinde değişti ve genişledi.

Artık ICD tarafından tanımlandığı üzere şirket içi uygulamaları neredeyse hiç değişikliğe uğramadan buluta taşıma; oto ölçeklendirme gibi temel bulut servislerinden faydalanmak için “yeniden platformlaştırma”; mimari içeriğinde değişiklik yapmadan elde edilecek iyileştirmelerle bulutla alakalı yeni birçok fayda elde etme; bulut tabanlı geliştirme araçlarının kullanılması ve son olarak uygulamaları buluta uyumlu şekilde yeniden yazılması gibi bir dizi yeniliği içeren bir disiplin olarak görülüyor.

Sonuç olarak kamu ve özel sektör kuruluşları rekabetin gerisinde kalmak ve verdikleri hizmetle ilgili başarısız olmak istemiyorlarsa uygulama modernizasyonu haricinde çok fazla bir seçeneği pek bulunmuyor.

Yerel geliştirme hizmetleri için seçenek bolluğunun bulunduğu günümüz pazarında büyük müşteriler için değerlendirilmesi gereken bir avantaj sunuyor.

Diğer yandan bu dönüşüm için ekosistemi güçlü bir şekilde benimsenebilecek ve önceleme yeteneklerine sahip bir teknoloji ortağı seçmek başarılı bir dönüşümün olmazsa olmaz şartı olarak öne çıkıyor.