Citi: Yatırımcılar TL ve tahvillerde ralli fırsatını kaçırdıklarını kabul ediyor
Citi tarafından hazırlanan raporda Türkiye'ye ilişkin beklentiler paylaşıldı
Citi ekonomistlerinden İlker Domaç ve Gültekin Işıklar'ın kaleme aldığı raporda Türkiye'ye yönelik değerlendirmeler yapıldı. Londra'da 12 - 15 Kasım arasında birçok yatırımcıyla görüşme yaptıklarını belirten ekonomistler, ABD ile Çin ticaret savaşı endişelerinin bir nebze hafiflediğini belirtti. Raporda "Bazı yatırımcılar Fed'den tahminlerden daha agresif gevşeme öngörüyor ve 2020'de gelişen piyasalar için pozitif görünüm bekliyor. Ancak yatırımcılar 'ne almalı?' sorusuna güçlü bir yanıt veremiyor." ifadesi kullanıldı.
Çoğu yatırımcının Türk Lirası ve tahvillerde güçlü ralliyi kaçırdığını düşündüğü belirtilerek "Yaptığımız görüşmelerimiz gösteriyor ki Türkiye'nin kendine özgü riskleri makro ve jeopolitik cephedeki zorlukları, yatırımcıların ralliye katılmamasında önemli bir rol oynamış.
Gelecekte jeopolitik riskler, özellikle Türkiye - ABD ilişkileri yatırımcının radarında kalmaya devam edecek. Reel faizin azalmasına dair endişeler artarken makro cephede dolarizasyon süreci, enflasyon, cari denge ve para politikası Türk varlıklarının performansında belirleyici olacak." değerlendirmesi yapıldı.
Yatırımcılarla yaptıkları anketten bahseden kurum "Anket sonuçlarımız, yatırımcıların Türkiye varlıklarında düşük pozisyonda olduklarını teyit ediyor. Bu da pozitif sürprizler için kayda değer bir alan bulunduğunu gösteriyor. Yatırımcıların makro ekonomik görünüm iyileşir ve jeopolitik riskler azalırsa Türk piyasalarındaki pozisyonlarını artırmak için alanı olduğu sonucuna ulaştık" ifadeleri kullanıldı.
Raporda ayrıca "Türkiye'nin dış pozisyonunun kayda değer biçimde düzelmesi, beklentinin ötesindeki toparlanması, Türk Lirası'ndaki toparlanma ve enflasyondaki düşüş piyasa katılımcılarının da takdirini topluyor ancak toparlanma geçmişe kıyasla daha zayıf kalabilir. Zayıf istihdam piyasası, kurumsal bilançoların toparlanma ihtiyacı, yürütülen ekonomi politikaları tüketim ve yatırım üzerinde baskı oluşturabilir." dendi.
Türkiye'nin dış finansman ihtiyacının yüksek olduğu, makro finansal kırılganlıkların sürdüğü, ekonomiye güvenin hala sıkıntılı olduğu belirtilerek "Tüm bunların yanında daha fazla teşvik için alan daralıyor, bu da politika yapıcıların geleceğe dönük adımlarını daha da güç hale getirebilir. Kurumların bilanço problemleriyle mücadele etmeden ve güvenilir reform programı olmadan makro ortamın istikrarını sağlamak, sermaye girişini canlandırmak ve 2018 öncesi büyüme performansına dönmek kolay olmayacak." ifadelerine yer verildi.