Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Erdoğan: Trump'tan yaptırım olacağı izlenmimi almadım

Erdoğan: Trump'tan yaptırım olacağı izlenmimi almadım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 Zirvesi için Japonya'ya hareket etmeden önce açıklamalarda bulundu

Giriş: 26 Haziran 2019, Çarşamba 19:42
Güncelleme: 27 Haziran 2019, Perşembe 07:42

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G-20 Zirvesi için Japonya'ya hareket etmeden önce açıklamalarda bulunuyor.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

G-20 dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 85'i, dünya ticaretinin yüzde 75'ini teşkil ediyor. Kaynak verimliliği ve deniz plastik çöpleri başlıkları G-20'nin bu seneki ajandasına yeni çalışma alanları olarak dahil edildi. Küresel Ekonomik İşbirliği'nde alınan kararlar tüm dünya tarafından yakından takip ediliyor. Biz de ülke olarak G-20'deki tartışmalarına başından beri aktif bir şekilde katılıyoruz. Dünya ekonomisindeki temel risklerin bertaraf edilmesine ilişkin atacağımız adımların teşkil edilmesine çalışacağız.

"MÜLTECİLER MESELESİNİ G-20 GÜNDEMİNE TAŞIYACAĞIZ"

Biz Türkiye olarak ticaretin serbestleşmesine vurgu yaptık. Osaka'da da bunu güçlü bir şekilde vurgulayacağız. Küresel eşitsizlikler konusu toplantılar sırasında dönem başkanlığınca gündeme getirilecek. Özellikle kadınların işgücü piyasasına daha etkin katılımına yönelik görüşlerimizi paylaşacağız. Mülteciler meselesini G-20 çerçevesinde de gündeme taşıyoruz. Dünyada mülteciler konusunda en önemli bedeli ödeyen ülke Türkiye. Terör ve terörizmin finansmanının önlenmesi önem verdiğimiz konulardan bir tanesi. Terörle mücadelede ilkeli, tutarlı ve kararlı bir duruş sergilenmesinin altını bir kez daha çizeceğiz.

"JAPON İMPARATORU VE BAŞBAKANI İLE GÖRÜŞECEĞİM"

Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde dijital dönüşüm ofisi kurarak önemli bir adımı attık. Ülkemizin bu alandaki vizyonunu diğer ülkelerle de paylaşma imkanını bulacağız. Sağlık, istihdam, tarım, sürdürülebilir kalkınma ve enerji dahil olmak üzere birçok farklı alanda görüşlerimizi dile getirme fırsatını bulacağız. G-20 liderler zirvesinin ardından 30 Haziran 2019 tarihinde Japonya'ya resmi ziyarette bulunacağım. Japon İmparatoru ve Başbakanı olmak üzere Üst düzey devlet adamlarıyla temaslarda bulunacağım. Japonya ile ekonomik ilişkilerimizin güçlendirilmesini hedefleyen müzakerelerde artık sona yaklaştık. Anlaşmanın 2019 yılı içerisinde sonuçlandırılmasını planlıyoruz. Japon iş insanları ile bir araya geleceğim. Japon firmalarının ülkemizdeki yatırımların arttırılması imkanları da ele alacağız.

"ÇİN DEVLET BAŞKANI İLE BÖLGESEL VE ULUSLARARASI KONULARI ELE ALACAĞIZ"

Usta fotoğrafçımız Ara Güler adına sergiler düzenliyoruz. Japonya ziyaretim vesilesiyle bu serginin Kiyoto'daki açılışını yapacağız. Japonya'da yaşayan vatandaşlarımızla bir araya gelip, hasret gidereceğiz. Japonya'nın ardından 2 Temmuz günü Çin'i ziyaret edeceğim. Pekin'de bir araya geleceğimiz Çin Devlet Başkanı ile ilgili bölgesel ve uluslararası konuları ele alacağız. Asya'yı Avrupa'ya bağlayan yolların merkezinde bulunan Türkiye, Çin'le birlikte İpek Yolu'nun önemli ülkelerinden biridir. Çin'le güçlü bir diyaloğun sürdürülmesinde fayda görüyoruz. Bu ziyaretimin Japonya ve Çin'le ilişkilerimizin güçlendirilmesinde önemli katkıda bulunacağına inanıyorum.

Dünya liderleriyle ikili görüşmelerimiz olacak. Heyetlerarası görüşmeler olacak. Bundan sonraki süreci nasıl geliştireceğiz, bunların da adımlarını atacağız.

"SAYIN TRUMP'TAN YAPTIRIM OLACAĞI İZLENİMİ ALMADIM"

S-400'le ilgili bugüne kadar birçok kez gerek şahsım gerek ilgili arkadaşlarım Dışişleri, Savunma Bakanlığı bu konuda işin bittiğini, artık işin teslim süreci içerisinde olduğunu ifade ettik. Nedense bizim söylediklerimize pek inanılmıyor, bizim dışımızda söylenenler itibar görüyor. Şunu unutmayın Türkiye bir NATO ülkesidir. Amerika da bir NATO ülkesidir. NATO ülkeleri birbirine yaptırım uygulamaya başladıysa doğrusu bunu bilmiyorum. Amerika ile ortaklığımız bir stratejik ortaklık çerçevesinde yürütülmektedir. Sayın Trump'la yaptığım görüşmede doğrusu bu izlenimi almadım. Alt kademede birileri konuşuyor. Japonya'da bu konuyu tekrar ele alma fırsatımız olacak. B planı, C planı diyerek doğmamız çocuğa don biçme yoluna gitmeyelim. O bizde saklı kalsın, adeta çeyiz sandığındaki gibi. Zamanı gelince meydana çıkarırız.

"SAYIN KILIÇDAROĞLU'NUN BU İFADESİYLE HAREKET EDECEK DEĞİLİZ"

Sayın Kılıçdaroğlu kendi söylüyor, kendi dinliyor. Yeni yönetim sistemine parlamento kararıyla mı girdik, yoksa AK Parti kendi verdiği kararla mı girdi, yoksa millete mi gittik.Bunun kararını milletimiz vermedi mi? Millet kararını verdi ve bu iş bitmiştir. Şu anda 1 yılı geride bıraktık. Eksisiyle, artısıyla her şey ortaya çıkıyor.Bundan sonraki süreçte nerelerde aksama varsa giderilerek yolumuza gideriz. Akşam yat, sabah kalk referandum dünyanın hiçbir yerinde böyle durum yok. Parlamenter sistemini denedik bizi nerelere getirdiğini biliyorsunuz. Çok bedeller ödedik, aynı bedeller ödemek istemiyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu ifadesiyle hareket edecek diyoruz. Yolumuza aynı kararlılıkla devam ediyoruz.

"ADALET BAKANLIĞI MÜRACAAT ÜZERİNE ADIMINI ATMIŞTIR"

Türkiye'de hangi kurum hangi şartlarla çalışacak bu yasalarla belirlenmiştir. Cezaevinde olanlarla görüşme hangi şartlarla müsaade edilir belirlenmiştir. Adalet Bakanlığı'na müracaat yapılmıştır ve böyle adım atılmıştır.Bununla ilgili olarak bakanlığımız hatta hatta ben daha ileri gidiyorum Milli İstihbarat Teşkilatı, bu çalışmaları yaparken kime nasıl izin vereceğini yasalara kayıtlı olarak bu adımları atar ve değerlendirmesini yapar. Kalkıp da muhalefetten şöyle ses geliyor,böyle ses geliyor buna bakmaz. Bakanlık müracaat üzerine adımını atmış kararını vermiştir.

"OSMAN ÖCALAN'LA İLGİLİ TRT KÜRDİ'DEKİ ARKADAŞLAR ADIMLARINI ATMIŞTIR"

Doğrusu ben Osman Öcalan'ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyorum. Ancak TRT Kürdi'ye müracaat yapmışsa bunu da TRT'deki arkadaşlarım bilirler. Bu konuda arkadaşlarıma güveniyorum. TRT Kürdi'yi kurarken kimse bize 'Niye kurdunuz' demedi. TRT Kürdi'deki arkadaşlarımız hassasiyetleri göz önünde bulundurarak adımları atarlar ve buna göre de adımlarını atmışlardır.

"İDLİB'DE BÜYÜK VAHŞETLER OLABİLİRDİ AMA DURDURULDU"

Bu konularla ilgili bizim şu anda çalışmamızın iki boyutu var. Bir Soçi Zirvesi'nde başlayan Türkiye-Rusya-İrana üçlü yürüttüğümüz çalışma. Soçi'den sonra Ankara, Ankara'dan sonra Tahran.Bu devam ediyor.Bunları tamamlayan bir de Astana süreci var. Bir diğer çalışma Amerika tarafıyla yapılan çalışmalardır. Bunun da en önemli ayağı Fırat'ın doğusu ve Fırat'ın batısında Münbiç olayı. Ne yazık ki Amerika'yla başlayan süreç Obama döneminde başladı. Netice aldınız mı? Maalesef Münbiç bunun örneğidir. Verdikleri sözüne yerine getirmemişlerdir. 90 gün demişlerdir 1 sene olmuştur. Tabii bunları Suriye konusu gündeme geldiğinde Sayın Trump ve sayın Putin'le yaptığımız görüşmede gündeme getireceğiz. Zeytindalı harekatının ilk adımının Obama döneminde atılması konuşuluyordu, daha sonra bu adımı attık. Ardından Afrin olayı gündeme geldi. Afrin Harekatı'nda 'bir gece ansızın gelebiliriz' dedik ve geldik gereğini yaptık. Askerimiz Özgür Suriye Ordusu'yla beraber süreci işletti terör örgütleriyle orada yoğun çatışmalar oldu. Terör koridoru olarak YPG-PYD onların kendilerine belirlediği yerden bunları derdest ettik. El Bab'dan 3 bine yakın DEAŞ'lının derdest edilmesi, temizlenmesiydi, onu başardık. Dünyada pekçok ülke bizim DEAŞ'ın yanında yer aldığımızı söylüyorlardı. Bu terbiye dışı bir yaklaşımdı. Münbiç'te işin takipçisiyiz, verilen sözlerin tutulması gerekiyor. Münbiç'te yüzde 90'a yakın Araplarındır. Kürtlerin orada hakkı yoktur. Kürtler'den kastım oradan çekilmeleridir. Şu anda bizim ısrarla üzerinde durduğumuz konu daha çok İdlib'de meydana gelen olaylardır. Rejim İdlib'de acımasız davranıyor. Orada 12 gözlem kulesi var, zaman zaman tacize uğruyor. Elhamdülillah herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. Gereken noktada, gereken zamanda onlara cevabı en güzel şekilde verdik. Planlanan neyse, verilen sözler neyse o istikamette götürelim istiyoruz. Bu konuda muhatabımız Rusya'dır. İnanıyorum ki İdlib'de çok çok büyük vahşetler olabilirdi ama belli bir yerlerde durdurulmuş vaziyette.

"GÜNEY KIBRIS KONTROLÜNDE YAPILIR DERSENİZ İTİRAZ EDERİZ"

Gündeme gelirse görüşürüz. Bu bölgede Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs'ın hakları var. Bu adı geçen ülkelerin ne hakkı var. Hele hele Amerika'nın ne hakkı var? Amerika Senatosu bu kararı nasıl alıyor? Şimdi biz burada bizim garantörlük hakkımız var. Biz Kuzey Kıbrıs'a yapılacak herhangi bir saldırıda garantörüz. Hep söylüyorum, Yunanistan konuşur, niye garantördür. Daha ileri gidiyorum İngiltere de konuşur, o da garantördür. Olay oradaki denizler noktasına gelince. Biz diyoruz ki, bu denizlerden çıkacak nema neyse Kıbrıs'ta yaşayanların eşit hakkı vardır.Bunu kalkıp da Güney Kıbrıs'ın kontrolünde yapılır derseniz itirazımız olur. Şu ana kadar çıkmış bir şey yok, hala aramalar devam ediyor. Sondaj gemilerimiz devreye girdi. Bunlar baktılar ki Türkler ciddi gidiyor. Ciddi gideceğiz tabi. Bizim prensibimiz eşit miktarda dağıtmasını, paylaşmasını biliriz. Karşı taraftakilerin aynı adaletle bize davranmaları lazım olay bu.

"AK PARTİ DIŞARIDAN KUMANDA İLE HAREKET EDECEK PARTİ DEĞİL"

Yeni yönetim içerisinde oluşmuş yapımız var. Bunlar fitnedir. Bu söylemlere kimsenin kulak asmaması gerekir. Ne zaman kimi nasıl değerlendireceğimizi gayet iyi biliriz. Dışarıdan ahkam kesilmesine prim vermeyiz. AK Parti dışarıdan kumanda edilen parti değildir. Kararlarını kendi mekanizmaları içerisinde istişari olarak alır.