Advertisement
HABERLER ABONE OL

Denizbank, 22 ülkeden 45 bankanın katılımıyla 1,1 milyar dolar tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Ceren Dilekçi'nin sorularını yanıtlayan Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Denizbank'ın 6 yıl sonra sendikasyon pazarına döndüğünü kaydederek rekor sendikasyonla ekonomiye yılın en büyük taze kaynağın sağlandığını söyledi.

Hakan Ateş'in konuşmasında öne çıkanlar ise şöyle;

"Denizbank 6 yıl sonra sendikasyon pazarına geri döndü"

"Niye 6 yıl sonra ilk kez diyoruz; biliyorsunuz 6 yıl önce biz Sberbank hissedarımız oldu. Hemen akabinde maalesef  Amerikan yaptırımları Rusya’ya uygulanmaya başlandı. Biz bankamızı şahsı çabalarımızla yaptırımların dışına çıkarttık. Fakat sermaye piyasalarına ulaşımda yine de bir sorun vardı ama biz bunu çok hissettirmedik. 6 yılı bu şekilde geçirdik.  Şimdi tekrar toptancı pazarları dediğimiz büyük bankalardan fon alıp, ülkemizdeki yatırım ihtiyaçlarını, işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak için Türk bankaları olarak sendikasyon alıyoruz.  Biz de 2013’de 1 milyar dolarlık sendikasyonumuzu ödemiştik.  Arkasından 2014 Ekim’de yaptırım gelmişti ve ondan sonraki ilk sendikasyonumuz oldu."

"Bu sendikasyon bu yıl içinde Türkiye'ye taze para sağladı"

"22 ülkeden 45 adet bankanın “ticket size” diyoruz yani 45 milyon dolar veya muadili euro şeklinde 1.1 milyar dolarlık işlemi gerçekleştirdik.  Bu tabi çok güzel bir şey malumunuz bizim büyüme emellerimize mevduatımız cevap vermiyor. Onun için yurtdışından borçlanmamız gerekiyor. Biz bir gaz veya petrol üreten emtia satan bir ülke olmadığımız için sadece insanımız var. Bu çok önemli kaynak.. Dengelenme zamanı, kriz zamanı insanlar tekrar ayağa kalktı ve koşmaya başladı. 6 yıl sonra biz tekrar sendikasyon pazarına döndüğümüz için çok mutluyuz.  Bunu tabi diğerleri takip edecek, bono ihracı ve ikinci kuşak sermaye dediğimiz türleri var. O tür ihraçlarımızla da toptan bankacılıkta alıcağımız payı arttıracağız ki ülkemiz ki yatırım, enerji, eğitim, sağlık, turizm ve tarıma katılalım. Bu sendikasyon kendi özelinde bu yıl içinde Türkiye’ye taze para olarak, sağlanan en büyük rakam. İkinci önemi Avrupa Merkez Bankası ilk kez bir ülkenin sendikasyonunu girdi. Hem de 2 yıllık vade ile girdi. Bu AMB açısından bir ilk. Bizim tarımdaki faaliyetlerimizi bildiği için küçük çiftçiye kaynak sağlamak için girdi. Bütün bu özellikleri itibari ile Denizbank’ın yılın bu son ayında gerçekleştirdiği sendikasyon sadece bankamız için değil bankacılık sektörü açısından son derece iftihar edilecek bir durumdur."

2020 yılı için baktığımız zaman türk bankalarının yurtdışından borçlanmaları tarafınde tabloyu değerlendiren Ateş şunları şöyledi;

“Türkiye hala yatırım yapılabilir”

 “2018 Ağustos’unda faiz, enflasyon ve kurların anormal derecede yükselmesi, ondan sonra dengelenme sürecine girmemiz sonrasında bu ihraçlar son derece azaldı.  Sebebi gayet basit; biraz büyümenin azalması ile yatırım ihtiyaçları azaldı. Kredi talebi düştü ve onun yanı sıra çok pahalılaştı. Türk bankalarında CDS’imiz 500’lere kadar çıktı şimdi 300’ler seviyesinde ama hak ettiğimiz çok daha altı oluyor.  Bu çerçevede Türk bankacılığı olarak çok tercih etmedik bu türde ağı faiz ile borçlanmayı. Önümüzdeki yıl dünya getiri açı şöyle ki; bütün faizler yerlerde sürünüyor. Dolayısıyla Türkiye hala yatırım yapılabilir. Bu bakımdan parayı her zaman geri ödeyebilir kabiliyeti olan bir ekonomi ..bu yüzde de çok fazla ilgi olacaktır. Biz 3-5 yıllık DPR dediğimiz sendikasyonla borçlanma veya 5-10 yıllık bono ikinci kuşak sermaye borçlanmaları açısından fiyatları 7’lerden 5’lerin altına gelmesini bekliyoruz”

“TCMB’den 150-200 baz puan indirim daha bekliyorum”                                  

Mevduat  faizleri şu anki referans faizin biraz daha altında. Şunu göz önünde bulundurmak lazım; güven unsurunu halk ve kurumlar gözünde etkin kılıp TL’ye olan güvenin artışı ile faizlerinde enflasyona paralel inmesi ile gerçekleşecektir.  Bu indirimler başlamadan 6-7 ay önce 850-900 baz puan düşer dediğimde çok kritik görmüştüm ama şimdi 1000 puan düştü. Ben şimdi 150-200 puan daha bekliyorum. 200 baz puanın üzerinde olması biraz rahatsız eder.  Çünkü reel faizi çok bastırırsanız, o zaman ihtiyacımız olan yabancı para girişini gerek portföy gerek doğrudan yatırımı biraz zorlaştırırsınız. Yüksek faiz ile borçlanmakta KOBİ’ler açısından geri ödemede çok büyük sorunlar oluşturuyor.  Dolayısıyla faizlerin geri gelmesi gerekir.  Benim beklentim; enflasyonun artık önümüzdeki yıl tek haneye düşeceği varsayımı ile ki ben buna samimi olarak inanıyorum. 200 baz puana kadar indirimi piyasa içselleştirir, sorun olmaz. Ama onun üzerinde Dövizin ve TL’nin getirisi arasındaki marj daraldığı yani dolarizasyondan tekrar TL’ye dönme hadisesi bira daha gecikir.