Dönmez: 2030'da Türkiye'de 1 milyonun üzerinde elektrikli otomobil olacağını öngörüyoruz
Enerji Bakanı Fatih Dönmez "Yerli elektrikli otomobillerle birlikte 2030'da Türkiye'de 1 milyonun üzerinde elektrikli otomobil olacağını öngörüyoruz" dedi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Geçen yıl enerjide hedeflerin yakalandığını dile getiren Dönmez, elektrikte 3 bin 600 megavatlık kurulu güç ilave edildiğini söyledi.
Dönmez, 2000'li yılların başında 30 bin megavat olan kurulu gücün 2019'da 91 bin 300 megavata ulaştığına dikkati çekerek, "Üretim ve tüketim miktarımız da arttı. Yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretim oranını yüzde 62'ye taşıdık. Elektrik Üretim AŞ'nin portföyüne kattığı 7 mobil santral söz konusu. Burada 2 tırla her bir santrali, Anadolu'nun herhangi bir yerine 24 saatte kurabilecek imkana sahip olduk. Enerji naklinde kesintiler, kopmalar olması durumunda afetin olduğu bölgede vatandaşlarımızı daha fazla elektriksiz bırakmamak için böyle bir tedbire başvurduk." diye konuştu.
- "Avrupa'ya gaz göndermeye hazırız"
Geçen yıl güneş santrallerine yönelik çatı cephe uygulamarında da yeni bir kurgu yapıldığını anlatan Dönmez, bundan sonra vatandaşların ev ve iş yerlerinde çatı ve cephelerini değerlendirebileceğini ifade etti.
Dönmez, Doğu Akdeniz'de 2 sismik ve 2 sondaj gemisiyle faaliyetlerin sürdürüldüğünü anımsatarak, şöyle devam etti:
"Geçen yıl deniz üstü 4 sondajımızı tamamlamış olduk. TANAP gibi son yılların mega projelerinden birinin açılışını yaptık. 2018'de Eskişehir'e kadar olan etabı açmıştık. Geçen yıl 30 Kasım'da da Edirne'ye kadar taşımış olduk. Bundan sonra gaz göndermeye hazırız, yeter ki Avrupalı komşularımız kendi bölgelerindeki doğal gaz boru hattını tamamlasınlar. 2020 sonlarına doğru orada da gaz akışı başlayabilir diye düşünüyoruz."
Bakan Dönmez, doğal gaz depolamaya yönelik adımların da atılmaya devam edildiğini belirterek şöyle dedi:
"Geçen yıl itibarıyla sisteme günlük gönderilebilecek doğal gaz miktarı 318 milyon metreküpe çıktı. Günde en fazla 250-260 milyon metreküp gaz tüketiyoruz. Bunun üstünde bir girişle altyapı güçlenmiş oldu. Doğal gazda artık arz güvenliği sorunu kalmamıştır. Bir taraftan da yeni ilçelere ve yerlere gaz götürüyoruz. 2019'da 550 ilçeye ulaştık. Ülke nüfusunun 60 milyonluk kısmı gaza erişebilir hale geldi. 52 milyonluk kısmı da fiilen gaz kullanıyor. Plan, program dahilinde tüm ilçelerimize gaz götürmeyi planlıyoruz. Nüfusu görece yüksek olandan başlayarak iletim hatlarımıza yakınlığını, tüketim potansiyelini dikkate alarak öncelik sıralamasıyla doğal gaz konforundan tüm vatandaşlarımızın yararlanması için gereken hazırlıkları yapıyoruz."
Petrol üretiminde son 20 yılın rekorunun kırıldığına işaret eden Dönmez, üretimin günlük ortalama 50 bin varile yükseldiğini bildirdi.
Dönmez, Ceyhan'da 1 milyar doları aşkın polipropilen yatırımı olacağını vurgulayarak, ikinci ürünlerdeki ithalatın azaltılmasının da hedeflendiğini söyledi.
- Maden sektörü ve altın
Geçen yıl madende 1 milyon metre arama amaçlı sondaj yapıldığına dikkati çeken Dönmez, madende üretimin olduğunu ancak bazı madenlerin ithal edildiğini anlattı.
Dönmez, maden ve ham madde ithalatının yaklaşık 27 milyar doları bulduğunu, sektörde net dış ticaret açığının ise 20 milyar dolar olduğunu söyledi.
Bakan Dönmez, geçen yıl 38 ton altın üretimiyle rekor elde edildiğini belirterek şunları kaydetti:
"Son 20 yılda hızlı trendle burayı yakaladık. Buna rağmen her yıl yurt dışından ortalama 130-160 ton arasında ithalat yapıyoruz. Üretimimizi inşallah artıracağız. Yurt dışından bazı ülkelerde altın madeni işletme ruhsatı aldık. Sudan'da 2 ruhsatımız var. Özbekistan'da 3 saha aldık. Özbekistan ve Sudan'da yıllık altın üretimi 90-100 ton. Yani bizden fazlalar. O ülkenin milli mevzuatına uymak şartıyla bu sahaları aldık. Biz bu işi artık biliyoruz, bu kabiliyette firmalarımız var. Bu açığımızı süratle kapatmak arzusundayız. Üretimimiz 1,9 milyar dolar, üretmeseydik bu kadar altını kullanacaksak ithal edecektik, bu da cari açık demek."
Dönmez, bor karbür üretim tesisinin temelinin de geçen yıl atıldığını anımsatarak, "Burayı 1,5-2 yıl içinde hizmete alacağız. Bu da özellikle savunma sanayimiz açısından son derece önemli. Zırh yapımında top, tank gibi askeri araçların zırhlanmasında kullanılan bu ürünü ithal ediyorduk. Borun ham maddesi bizde ama işleyip kullanamadığımız için ithal ediyorduk. Uç ürünlere dönüştürecek bir tesisin de temelini atmış olduk." dedi.
- Çatılar için 2 binin üzerinde başvuru
Türkiye'nin yenilenebilir enerjideki adımlarının da devam ettiğini vurgulayan Dönmez, mini güneş Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projesi için yaklaşık 40 ilde kapasiteleri 10 ila 50 megavat arasında değişen ihaleler açılacağını anımsattı.
Dönmez, mini güneş YEKA için bir kanun değişikliği planlandığını ve konunun Meclis'te görüşülmesinin ardından şubatta ihale ilanlarının açıklanabileceğini, nisan-mayıs aylarında da bu ihalelerin gerçekleştirilebileceğini ifade etti.
Güneş enerjisi çatı uygulamalarında ise 4-5 bin megavat seviyesinde güneş enerjisi potansiyeli bulunduğunu dile getiren Dönmez, "Çatı güneş uygulamaları için yaklaşık 900 sanayi tesisinden kapasitesi 800 megavatı bulan başvuru aldık. Konutlarda ise çatı uygulamaları için 10 kilovat sınırı var. Konutlardan da kapasitesi 10 megavatı bulan 1200-1300 civarında başvuru aldık. Artık bu uygulamalarda aylık mahsuplaşma var. İhtiyacınız olmadığında elektriği biz satın almış oluyoruz. Bu süreci son derece pratik çalışır bir hale getirdik." diye konuştu.
- "YEKDEM devam edecek"
Dönmez, 2020'nin sonuna kadar işletmeye girecek tüm yenilenebilir enerji tesislerinin Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması'ndan (YEKDEM) yararlanacağını hatırlattı.
YEKDEM'in 2021'den sonra nasıl devam edeceğine ilişkin çalışmaların sürdüğünü belirten Dönmez, şunları kaydetti:
"Burada 10 yıllık bir alım garantisi veriyoruz. Hem yatırımcının hakkını koruyacak hem de sisteme ilave maliyet getirmeyecek bir model üzerinde çalışıyoruz. Hazırlıklarımız büyük oranda tamamlandı. Meclis grubumuzla paylaşacağız. Onların da bizden böyle bir beklentisi var. Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda ilgili kamu kurumlarının görüşleri alınacak. Meclis'te de en kısa sürede yasalaşmak suretiyle 2020’den sonra nasıl olacağını hep birlikte göreceğiz. YEKDEM yine devam edecek ama aynı şartlarda olmayacak çünkü teknoloji gelişti, verimlilik arttı ve maliyetler düştü. Dolayısıyla eski fiyatlarla ilerlemenin bir anlamı yok. Eski fiyatlar sembolik de kalıyor çünkü bir yere birden fazla başvuru olduğunda ihale yapıyoruz ve fiyatlar kilovatsaat başına 5 dolar/cent ve altına iniyor. Yani yatırımcı fiyatı kendisi belirlemiş oluyor. Piyasada bir tavan fiyat vardı, biz şimdi kaynak bazında bu fiyatı güncellemiş olacağız. Yine YEKDEM'e 2020’den sonra da devam edeceğiz. Belki burada yerli aksamın kullanılması, yerli ürünlerin kullanılmasının desteklenmesi kalabilir gibi görünüyor. Bunların hepsini değerlendiriyoruz."
Dönmez, Türkiye'nin yenilenebilir enerjide önemli bir teknoloji üssü haline geldiğine dikkati çekerek, YEKA’larla birlikte daha önce yurt dışından ithal edilen birçok ürünün en az yüzde 50’sinin Türkiye’de üretilme imkanı olduğunu ve bu ürünlerin ihraç edilebildiğini sözlerine ekledi.
- Libya'da süratle ruhsatlandırma yapılacak
Libya ile imzalanan anlaşmaya ilişkin BM'de bir tescil ilan süreci olduğunu vurgulayan Dönmez, "O tamamlanır tamamlanmaz biz de bu bölgedeki sahaları süratle ruhsatlandıracağız. Bizde de petrol kanunundan gelen prosedür var. O kapsamda uluslararası aktörler ve bu alanda faaliyet gösterenler eğer Türkiye ile Türkiye Petrolleri ile iş birliği yapmak isterse bunlar da oturulur konuşulur. Sayın Cumhurbaşkanımızın altını çizdiği bir husus var. Biz Doğu Akdeniz'de Rum yönetimi hariç, ki onun muhatabı KKTC'dir, diğer tüm ülkelerle diyalog kurarız. Hakkaniyete uygun şekilde bu paylaşımı yaparız." diye konuştu.
Bakan Dönmez, Doğu Akdeniz'de kıyı uzunluğu en büyük ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekerek, bazı adaları ortaya koymak suretiyle bunu daraltmanın bir anlamı olmadığını söyledi.
Karadaki petrol ve doğal gaz aramalarında geçen yıl geleneksel kazılara ek olarak hidrolik çatlatma yönteminin uygulanmaya başladığına değinen Dönmez, "İlk neticeyi Diyarbakır'da aldık. Bu yıl da devam etmeyi planlıyoruz. Kayaçların arasına sıkışmış olan petrolü daha rahat sağabiliyoruz. Geçtiğimiz yıl çatlatma yöntemiyle ürün almaya başladık. Klasik yöntemlere nazaran 3 ile 5 kat daha fazla ürün alma imkanımız var." ifadelerini kullandı.