Ekonomi alanındaki torba teklifin ilk 7 maddesi kabul edildi
Ekonomi alanında önemli düzenlemeler içeren Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'nin ilk 7 maddesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi
Kabul edilen maddelere göre, şehir içi yolcu taşımacılığı yapan ve hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemiyle elde eden mükelleflerin talep etmeleri halinde gelir ve kurumlar vergisinin hesaplanmasında esas olan kazancın tespitinde yeni yöntem getiriliyor. Gelir ve giderleri karşılaştırma yerine, bu mükelleflerin elde edilen hasılatın yüzde 10'u kazanç kabul edilerek, gelir ya da kurumlar vergisi oranları uygulanacak.
Kazançları bu şekilde tespit edilenlerin bu faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetleri, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate alınmayacak. 2 yıl geçmedikçe bu usulden çıkılamayacak.
Bir takvim yılı içinde iki kez ceza kesilen mükellefler, cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılına ait kazançları için bu hükümlerden yararlanamayacak.
Bu hükümler, kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacak.
Cumhurbaşkanı, yüzde 10 oranını iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, kanuni oranına getirmeye yetkili olacak.
Varlık Barışı uzatılıyor
Teklif, Varlık Barışı süresini 6 ay uzatıyor.
Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31 Aralık 2019'a kadar Türkiye'deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, bunları serbestçe tasarrufedebilecek.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin yüzde 1 oranında hesapladıkları vergiyi, vergi dairesine beyan edecek, aynı sürede ödeyecekler. Bu varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan, kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31 Aralık 2019'a kadar kapatılmasında kullanılabilecek.
Kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, teklifin yasalaşmasından önce Türkiye'ye getirilerek karşılanmış olması halinde, bu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla düzenlemeden yararlanılacak.
Defter tutan mükellefler, Türkiye'ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dahil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilecekler.
Kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklar
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar için de 31 Aralık 2019'a kadar beyan süresi tanındı.
Vergi dairelerine beyan edilecek bu varlıklar, aynı tarihe kadar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilecek. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecek.
Beyan edilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması halinde, sermaye artırım kararının beyan tarihi itibarıyla alınmış olması ve ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla bu uygulamadan yararlanılabilecek.
Vergi incelemesi yapılmayacak
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden yüzde 1 oranında vergi alınacak. Vergi, gider yazılamayacak, başka bir vergiden mahsup edilemeyecek, Türkiye'ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek.
Bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak.
Bu hükümden yararlanılabilmesi için bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin vergi vadesinde ödenecek, varlıklar bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde Türkiye'ye getirilecek veya Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilecek.
Cumhurbaşkanı, bu düzenlemedeki süreleri, bitim tarihlerinden itibaren 6 aya kadar uzatabilecek.
Merkez Bankası düzenlemeleri
Teklifle, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının temel görev ve yetkilerinde de değişiklik yapılıyor. Bir para politikası aracı olan zorunlu karşılıkların etkinliğini artırmak üzere, bankaların ve Merkez Bankasınca uygun görülecek diğer mali kuruluşların bilanço içi veya dışı uygun görülen kalemlerinde meydana gelen değişikliklerin, sıkça farklılaşan piyasa koşullarına göre zorunlu karşılığa tabi tutulması mümkün hale getiriliyor.
Buna göre Merkez Bankası, zorunlu karşılıkları belirlerken bilanço içi ve dışı unsurları da dikkate alacak.
Banka talepleri gerçek zamanlı ve anlık karşılanacak. Bu taleplerin karşılanması için bankaca kurum ve kuruluşların bilgi işlem sistemlerine erişim sistemleri kurulabilecek.
Bankalar ve elektronik ödeme araçlarını çıkaran kuruluşlar dahil olmak üzere bankaca uygun görülecek diğer mali kuruluşlar, banka nezdinde açılacak hesaplarda "yükümlülükleri esas alınarak" nakden zorunlu karşılık tesis ederken teklifle, "hesaplarda bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerini esas alarak" bunu yapacaklar.
Zorunlu karşılığa tabi bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerin kapsamı, zorunlu karşılıkların oranı, tesis süresi ve tesis edilen karşılıklara gerektiğinde ödenecek faiz oranı, mevduat veya katılım fonlarından olağanüstü çekilişler ve birleşme, devir, bölünme hallerinde yapılacak işlemler de dahil olmak üzere uygulamaya yönelik her türlü usul ve esas, bankaca belirlenecek.
"Belirtilen bu kuruluşların taahhütlerine karşı bulunduracakları umumi disponibilitenin nitelik ve oranının, gerektiğinde bankaca tespit edileceğine" dair hükümde yer alan "taahhüt" ibaresi de teklifle çıkarılıyor.
İhtiyat akçesi
Merkez Bankasının yıllık safi karının yüzde 20'sinin ihtiyat akçesine ayrılacağına yönelik hüküm kaldırılıyor.
Hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinden yüzde 6 oranında ilk kar hissesi hissedarlara dağıtılmaya devam edilecek. Bunun ödenmesinden sonra kalan miktarın yüzde 10'u, "fevkalade ihtiyat akçesi" yerine, ihtiyat akçesine aktarılacak.
Son yıl karından ayrılan ihtiyat akçesi hariç, birikmiş ihtiyat akçeleri her yıl kara katılarak dağıtılabilecek.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ayrılmış bulunan ihtiyat akçelerinin tamamı, birikmiş fevkalade ihtiyat akçelerinin ise son yılın karından ayrılan kısmı hariç tamamı Genel Kurul kararı aranmaksızın Hazineye verilecek.
Geçen yıl bazı üniversitelerin bölünmesiyle kurulan üniversitelere devredilen bina ve tesislerin bulunduğu taşınmazlardan, halen bu bina ve tesislerin eski maliki üniversitelerin mülkiyetindeki taşınmazlar, talepleri halinde YÖK'ün onayıyla bu üniversitelere devredilebilecek. Kurulan üniversitelere bağlanan birimlerin hangi bina, tesis ve taşınmazları kapsadığı konusundaki tereddütleri YÖK giderecek.
Teklifin görüşmelerine yarın devam edilecek.
"2,5 yıl içinde hiçbir şekilde ne talimat ne baskıyla karşılaştım"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Emrah Şener, görevde bulunduğu süre içerisinde hiçbir şekilde ne talimat ne baskıyla karşılaştığını bildirdi.
Şener, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Teklif'in görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın, talimatlarına uymadığı için görevden alındığını söylediğini iddia ederek, bu konuyla ilgili Şener'e soru yöneltti.
Şener, 2,5 yıldır bu görevde bulunduğunu, karar alma mekanizmalarında dışarıdan herhangi bir baskıyla karşılaşmadığını söyledi. Şener, 2,5 yıl içerisinde, şu ana kadar bir kez bile hiçbir baskıyla karşılaşmadığını, görevini çok rahat şekilde yerine getirdiğini dile getirdi. Şener, "Benim aldığım aile terbiyem, başta anneme, aileme, bu ülkenin güzel insanlara sorumluluğum gereği yarın görevden alınacağımı bilsem bile geceli gündüzlü çalışmaya devam ederim. 2,5 yıl içinde hiçbir şekilde ne talimat ne baskıyla karşılaştım." diye konuştu.
"Pozitif etkilerini öngörüyoruz"
Bankanın yedek akçesine ilişkin düzenlemeye yönelik soru üzerine Şener, Merkez Bankasının kar etmesinin, sistemden çekilen bir likidite olduğunu, sistemden nakit çekilişinin bir sorun oluşturmaması gerektiğini belirtti.
Merkez Bankasının yüksek tutarlı karlarının, aynı zamanda sistemden yüksek tutarlı likidite çekilişleri anlamına geldiğine işaret eden Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu miktarlar bütün yıl boyunca büyüdükçe, bankaların günün sonunda tekrar Merkez Bankasından daha büyük bir likidite açığını temin için bir fonlamayla gelmeleri anlamına geliyor. Çünkü Merkez Bankasının kar elde etme şekli piyasadan yaptığı işlemler üzerinden gerçekleşiyor. Bu işlemlerden birisi de bankaların ihtiyacı olan parayı, gecelik ya da haftalık vadelerde verdiğiniz zaman bu Merkez Bankasının karı haline dönüşüyor. Bizim yaptığımız kar, bankacılık sisteminden elde ettiğimiz bir gelir. Sistemden bu likiditeyi çekmenin, sisteme belirli maliyetleri oluyor. Bu maliyetler, Merkez Bankasının karlı olduğu zamanlarda daha da yükseliyor. Likidite konusu son yıllarda çok yüksek miktarlara ulaştı.
Şu anda bankacılık sistemi, ortalama 100 milyar lira likidite için her gece Merkez Bankasına gelip bu fonlamasını gidermek zorunda. İhtiyat akçesiyle ilgili, bunun bilançomuzda kalmak yerine sisteme bir şekilde dahil olması, likidite açığının pozitif yönde etkilenmesi olarak bakıyoruz. İhtiyat akçesi piyasaya çıksa bile, hala sistemin fonlama açığı 100 milyar lira civarında devam ettiği için bunun gelebileceği miktar tekrardan 60-70 milyar liralarla, halen çok yüksek rakamlar olacak. Türk bankacılık sistemi ciddi likitide açığı içinde, bunun sisteme geri dönüşünün likiditeye pozitif etkilerini öngörüyoruz. "
Şener, 3-4 yıldır likidite açığının hiç olmadığı kadar yükseldiğini ifade etti.
Milletvekillerinin, "İhtiyat akçesi daha önce yük getirmiyor muydu, neden şimdi bu düzenleme getirildi?" sorusuna Şener, "4 sene önce sorsaydınız sanırım 5-6 milyardan bahsederdim. Kar miktarı eklenerek devam ediyor son iki yılda olağanüstü artış gösteriyor." karşılığını verdi.
Bankanın yıl sonu karı
Teklif sahibi olan AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş, bankacılık sektöründe risk ve getirinin kardeş olduğunu, Merkez Bankasının karlılığına bakıldığında ise hiçbir riske girmeden muazzam bir karlılığının görüldüğünü söyledi.
Savaş, Merkez Bankasında oluşan bu karın Hazine'ye aktarılmasının, Hazine'nin borçlanma ihtiyacını, faizleri de aşağı çekecek bir durum olduğunu belirtti. Savaş, Merkez Bankasının 2018 yıl sonu karının 66 milyar lira olduğunu, bu yılın ilk 6 aylık karın 20-25 milyardan aşağı olmayacağını, yedek akçede biriken paranın son dönemde 46 milyar lira olduğunu bildirdi.
"Anayasa Mahkemesinden döner"
İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, Merkez Bankasının A.Ş statüsünde, para basan bir kuruluş olduğunu, yedek akçeye ihtiyacı olmadığını dile getirdi.
Merkez Bankasının kar elde etmesinin övünülecek bir şey olmadığını anlatan Yılmaz, bunun, karşıdaki özel sektörün zararı, kar elde ettiği yıl ekonomide sorun olduğu, ekonominin düzgün yönetilmediği anlamına geldiğini belirtti.
Yılmaz, ekonomiye yardım yapılmak isteniliyorsa, bu düzenlemenin yapılmasını ancak bankanın yedek akçe biriktirmeyip, Hazineye alınmamasını, silinmesini, likiditenin piyasaya çıkmamasını önerdi. Yılmaz, "Bu para sizi kısa vadede cennete koyacak, arkası cehennem bilin. Çözümden ziyade problem üretecek, bu para ülkeye zarar verecek, iyilik yapmayacak." değerlendirmesinde bulundu.
CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, "O zaman faizleri düşürün, banka bu kadar kar elde etmesin." dedi.
Merkez Bankası'nın A.Ş olduğunu, ihtiyat akçesini Genel Kurul kararıyla dağıttığına dikkati çeken Hamzaçebi, "Siz teklifle el konulur diyorsunuz, bunun adı zorbalıktır. Bu Anayasa Mahkemesinden yarın döner." diye konuştu.
aa.com.tr