Advertisement
HABERLER ABONE OL

EnerjiSA CEO Ziya Erdem Bloomberg HT'deki "Üst Düzey" programında Arzu Maliki'ye konuk oldu.

EnerjiSA için 2019 nasıl başladı nasıl geçiyor? İlk yarı bitti hedefler doğrultusunda mı ilerliyorsunuz?

Türkiye son 15 yıl içerisinde aşağı yukarı özelleştirmelerle birlikte 100 milyar Dolar'a yakın bir yatırım yaptı. Bunun içerisinde üretim de var, iletim de var, dağıtım da var. Bunun da 25 milyarlık tutarı da özsermaye ile karşılandı. Elektrik sektörünün Türkiye ekonomisine de çok katkısı var.

2018'de, 2017'nin karı üzerinden hisse başı 30 kuruşluk temettü dağıttık; 2019'da da 2018 gelirlerimiz üzerinden aşağı yukarı 40 kuruşluk bir temettü dağıtarak bizim taahüdümüz olan büyümeyi göstermiş olduk. 2019'da bunun da üzerine doğru gidiyoruz. 2019'un ilk çeyreğinde yüzde 50 civarında bir büyüme sağladık faaliyet gelirlerinde, finansallarımızı da yukarı doğru revize ettik. Serbest nakit akışımız pozitife dönmeye başladı dolayısıyla borçluluk oranımız düşmeye başladı.

2018'de yıllık yatırım tutarımız 1.6 milyar TL olarak gerçekleşti, 2019'da da yine buna paralel bi yatırım sürecini takip edeceğiz.

Biz 2019 finansman ihtiyacımızı 2019 Ocak itibariyle karşılamış durumdayız dolayısıyla finansal herhangi bir sıkıntımız yok. Biz Türkiye piyasasına hizmet eden bir şirketiz, dolayısıyla Türk Lirası kazanıyoruz ve Türk Lirası borçlanıyoruz. Şu anda bizim finansal pozisyonumuzun dayandığı temeller tamamen TL bazlı finansman koşulları çerçevesinde oyunu oynuyor olmamız doğrultusundadır. Bu yüzden biz finansal açıdan bir sıkıntı çekmiyoruz ne para bulmakta ne de yatırım bulmakta.

Bütçelerden bahsetmişken sektörde de finansal sıkıntı çeken çok firma var; Döviz borcu olan çok firma var, bir de Bakan Berat Albayrak'ın açıkladığı bir Enerji Fonu'nun devreye girmesi söz konusu...Sektör ne zaman düzlüğe çıkar? Enerji Fonu'nun sektöre etkisi nasıl olur?

Sektörün şu anki borçluluk durumu aşağı yukarı 75 milyar dolarlık bir borç alınmış, bunun da 25 milyar doları geri ödenmiş vaziyette. Sektörün üretim ve dağıtım da dahil olmak üzere borçluluğu aşağı yukarı 50 milyar dolar seviyesinde. Bunun 8-10 milyar doları dağıtım şirketlerine ait, 40 milyar doları da üretim şirketlerine ait. Üretim şirketleri dövizle yatırım yapıyorlar ve hedge etmekten başka da alternatifleri yok..

Enerji Girişim Fonu kurulması kararlaştırıldı ve şu anda da bankalar kendi aralarında hem de firmalarla bu sistemi nasıl kurgulayacaklarını görüşüyorlar. Aslında çok mantıklı bir sistem çünkü borçları aktardığınızda ve yeniden yapılandırdığınız takdirde işletmeler bu borçlarını ödeyebilecekler.

Verimlilik sektörde önem kazanıyor işte elektriğe de zamlar geldi..Ne kadar verimli kullanabiliyoruz enerjimizi?

Gerek döviz gerekse enflasyonun yukarı doğru çıkması ve likiditenin azalması maliyetleri ister istemez artırdı. Şirketlere sermaye koymak gerekiyor, sadece borçlanarak yatırım yapmakla olmuyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde çok ciddi yağışlar aldık ve hidroelektrik santrallerimiz su oranları Ağustos ayı itibariyle yüzde 67 ortalamayla doluluğa sahip. Bu sebepten de biraz enerji ve elekrik üreten şirketlerin yüzü güldü.

Önümüzdeki dönemi hem enerjideki fırsatlar hem de Türkiye'ye yabancı yatırımcı ilgisi açısından nasıl görüyorsunuz?

Ziya Erdem: Ben önümüzdeki dönem Türkiye'nin üretim açısından bir sıkıntı çekeceğini düşünmüyorum, bizim de Avrupa'nın en büyük enerji şirketi ile ortaklığımız var ve performanstan çok memnunlar dolayısıyla ben yabancı yatırımcının hem elekrik hem de genel enerji sektörüne ilgisinin devam ettiğini düşünüyorum. Strese girmiş firmaların el değiştirme durumu olacaksa onların finansal yapılarının biraz toparlanması gerekiyor. Bankaların da hissedarlarının da, Devletin de herkesin taşın altına ellerini koyması gerekiyor ki dışarıdaki yabancı yatırımcıyı da çekebilelim içeriye. Önümüzdeki 5 sene sektör için çok iyi geçecek diyelim.