Erdoğan: Enerjisi olmayan bir ülkenin kalkınmadan bahsetmesi mümkün değildir
Erdoğan, Tokat'ta düzenlenen "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Tarafından İşletmeye Alınan Hidroelektrik Santrallerinin Toplu Açılış Töreni"ne Vahdettin Köşkü'nden canlı bağlantıyla katıldı
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Avrupa Birliği'nin şeffaflık sorunu olan ülkeleri Türkiye'nin önüne koyarak uyguladığı çifte standardın gerisindeki niyet açıkça ortadadır. Türkiye olarak bugüne kadar mücadelesiz hiçbir kazanım elde etmedik. Anlaşılan o ki bu süreçte de zaten hakkımız olan hususları mücadele ederek, adeta söke söke alacağız." dedi.
Konuşmasının başında Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e Türkiye'nin kurulu gücünü sordu. Dönmez, Türkiye'nin 2002 sonu itibarıyla tüm kurulu gücünün 31 bin megavat olduğunu, şu anda 91 bin megavatı aştığı kaydetti. Erdoğan, bunun üzerine, "Bunun, özellikle milletim tarafından bilinmesi çok büyük önem arz ediyor. 31 bin megavattan 91 bin megavata 18 yılda hamdolsun kurulu gücümüzü yükselttik." diye konuştu.
Erdoğan, açılışı yapılan hidroelektrik santrallerinin hayırlı olmasını diledi, yapımlarında emeği geçen kurumları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, mühendisleri, işçileri ve yüklenici firmaları tebrik etti.
Türkiye'nin enerjisine enerji katacağına inandığı santrallerin, kalkınmanın, gelişmenin ve büyümenin de sembolleri olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bunlar, bizler için medeni olmanın adeta sıçrama tahtalarıdır. Salgın döneminde sağlık hizmetleri yanında hemen her alandaki yatırımlarını devam ettiren Türkiye, böylece 2023 hedeflerine ulaşmaktaki kararlılığını ortaya koymuştur. Enerjisi olmayan bir ülkenin medeni olmaktan bahsetmesi mümkün değildir, kalkınmadan bahsetmesi mümkün değildir, sanayileşmeden bahsetmesi mümkün değildir. Tüm dünyanın kendi içine kapandığı bir dönemde, yatırımı, üretimi, istihdamı destekleyerek sergilediğimiz olumlu yöndeki ayrışma ile salgına teslim olmadığımızı gösterdik." diye konuştu.
- "Kimlerin zafiyeti olduğunu önce mülteci krizinde ardından salgın döneminde gördük"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün İstanbul'da bir hastanenin ve Gelir İdaresi Başkanlığının hizmet binalarının, önceki gün Konya Ovası Projesi'nin 1-2-3 numaralı sulamalarının açılışlarının yapıldığını, önceki haftalarda Ergene Havzası Tüneli'nin, Kars Barajı'nın, Ilısu Barajı'nın, çeşitli hastanelerin, İstanbul Havalimanı'nın üçüncü pistinin ve diğer tesislerin hizmete girme törenlerinin yapıldığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü
"Önümüzde yapımını tamamladığımız eserlerle ilgili oldukça yoğun bir açılış programı var. Türkiye'nin her zaman ama özellikle de şu içinden geçtiğimiz kritik dönemde en büyük ihtiyacının işte bu eser siyaseti, hizmet siyaseti, inşa siyaseti olduğuna inanıyoruz. Bunun için tüm bakanlıklarımızdan, tüm kurumlarımızdan, özel sektörümüz dahil tüm kuruluşlarımızdan gündemlerindeki yatırım ve üretim programlarını hızlandırmalarını istedik. Hamdolsun bu çağrımız karşılıksız kalmadı. Bakanlıklarımızın çalışmalarını zaten yakından takip ediyoruz. Özel sektörümüz de sadece organize sanayi bölgelerinde son 6 ayda 10 milyar liralık yatırımla 583 yeni fabrikayı tamamlayarak üretime geçirdi. Verilen yeni teşvik belgeleriyle 129 bin istihdamı öngören yatırımların önü açıldı. Diğer verilerin yanı sıra sanayide kullanılan elektrik tüketiminin yükselmeye başlaması üretim çarklarının hızlandığına işaret ediyor. İhracatçılarımızın dünyanın dört bir yanıyla yoğun bir görüşme yaptığını görüyoruz."
Türkiye'nin hedeflediği seviyeye ulaşabilmesi için Türkiye'yle birlikte dünyanın geri kalanında da normalleşme sürecinin belli bir seviyeye gelmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan:
"Avrupa Birliği'nin şeffaflık sorunu olan ülkeleri Türkiye'nin önüne koyarak uyguladığı çifte standardın gerisindeki niyet açıkça ortadadır. Türkiye olarak bugüne kadar mücadelesiz hiçbir kazanım elde etmedik. Anlaşılan o ki bu süreçte de zaten hakkımız olan hususları mücadele ederek, adeta söke söke alacağız. Esasen bu şekilde mücadeleyle mesafe katetmek ülkemizi kamu kuruluşları ve özel sektörüyle krizlere karşı daha güçlü, daha bağışık, daha esnek hale getiriyor. Biz, sağlıktan ekonomiye, diplomasiden güvenliğe kadar her konuda kendimize güveniyoruz. Bu konuda kimlerin zafiyeti olduğunu önce mülteci krizinde ardından salgın döneminde hep birlikte gördük. Gücümüzün haklılığımızından geldiğini, sonunda mutlaka başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz. Bugünkü açılışlarımıza da işte bu yolda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyorum." dedi.