Advertisement
HABERLER ABONE OL

Harp okulları diploma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne NATO üyeliğinden, ne müttefiklerimizden vazgeçmek gibi bir niyetimiz yoktur" dedi.

Erdoğan F-35 uçaklarına ilişkin "Uçaklar bize teslim edilmiyor. Elimiz kolumuz bağlı şekilde başımıza gelecekleri herhalde bekleyecek halimiz yok." dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından diğer satır başları ise şu şekilde, 

"Ne NATO üyeliğinden, ne müttefiklerimizden vazgeçmek gibi bir niyetimiz yoktur. Cumhuriyet döneminde de TSK dünyanın en modern savunma taktikleri ve araçlarıyla teçhiz edilerek ülkemizin bağımsızlığının garantsi olmuştur. Darbe cunta ve vesayeti dönemlerinde örselenmiş olsa da milletmizin bağrından çıkan TSK ülkemizin teminatı olacaktır. FETÖ'nün pençesinden kurtardığımız TSK bugün her zamankinden daha güçle ve etkin bir şekilde görevine devam ediyor. Dünyanın her alanında adeta yeniden yapılandığı bir dönemde bizim de savunma stratejilerimizi yeniden gözden geçirmemiz kaçınılmaz hale gelmştir.

NATO son dönemde çuvallamış olsa da hala bizim için en önemli müttefiktir. Müttefiklermizle dayanışmayı önemli görüyoruz. Ne NATO üyeliğinden ne de müttefiklerimizden vazgeçme gibi bir durum söz konusu değildir. Tam tersine daha güçlü bir yer edinmek istiyoruz.
Teröristlerin ülkemizi tehdit ettkleri bir dönemde kimsenin samimi bir desteğini yanımızda bulamadık. Kendi gücümüzle hem DEAŞ'ı hem de bölücü terör örgütünü bertaraf ettik. Artık hiç kimse karanlık eller tarafından bir proje olarak sahaya sürüldüğü açıkça görülmüş olan DEAŞ bahanesiyle kimseyi kandırmaya kalkmasın. Bölgedeki sorun DEAŞ değil. Birtakım güçlerin çıkar
paylaşımı savaşıdır.

Fırat'ın Doğusunda da terör örgütünün bölge halkı üzerindeki zulmü gizlenemez hale gelmiştir. Türkiye olarak güvenli bölge
oluşturma isteğimizi dile getirdik. Herkes bu teklifi olumlu görmüş olsa da o dönem kimse hayata geçrmedi. Şimdi bunu tekrar konuşuyoruz. Bizim söylediklerimizle ABD'nin ifade ettiği makasın çok açık olduğunu görüyoruz.

Gerçi müşterek harekat merkezinin kurulması gibi olumlu gelişmeler var. Ancak biz doğrudan kendi askerlerimizin kontrol
etmesi dışında bir çözüme rıza gösteremeyiz.

Fırat’ın doğusundaki tüm sınırlarımızda kurulacak güvenil bölge ile ilgli çok fazla zamanımız ve sabrımız yoktur. Burayı
sadece güvenli bölge haline getirmeyeceğiz, burada inşa edeceğimiz yerleşim alanlarıyla Suriyeli vatandaşlarımızı ülkelerine kavuşturmayı hedefliyoruz. 3 hafta sonra ABD'de bulunacağımız temaslar son fırsattır. Tatmin edici adımlar
atılmazsa orada kendi işimze bakmaktan, kendi göbeğimizi kendimiz kesmekten başka çare gözükmüyor. Birkaç hafta
içinde askerlerimiz bölgeyi kontrol etmezse, kendi harekat planımızı devreye sokacağız.

Şimdi gündemde F-35 projesi var. Parasını ödediğimiz uçaklar bize teslim edilmiyor. Elimiz kolumuz bağlı şekilde
başımıza gelecekleri herhalde bekleyecek halimiz yok. Biz gereği neyse onu yapacağız. Rusya ziyaretmizden rahatsız
olmuşlar. Patriot satışı bize karşı bir baskı aracı haline getirilir ve bu şekilde güvenlik ihtiyaçlarımız zaafa uğratılmaya kalkılırsa tercihimiz diğer sistemden yana kullanmaktan çekinmeyiz. Araştıracağız, savunma sanayine yönelik her şeyi
araştıracağız. Bütün bu çalışmaları yürüterek inşallah yarınların Türkiye'sini daha güçlü hale getireceğiz.

Türkiye'yi 3. dünyanın şamar oğlu ülkeleriyle karıştıranlar anlamadıysa bundan sonra bunu onlara göstermek boynumuzun borcudur. Türk millet özgürlüğü, geleceği söz konusu olduğunda şehadeti en büyük mertebe olarak kabul eder. Dostluk ancak Türk milletinin hassasiyetlerne saygı göstermekle olur. Bir kez daha tekrarlıyorum Fırat'ın doğusunda 2-3 hafta içinde kendi belirlediğimiz şartlar dahilinde, kendi askerlerimizle fiilen bölgeyi oluşturmaya başlamazsak, varsın karşımızdakler düşünsün