Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sona ermesinin ardından kameraların karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Afrikalı liderleri bir kez daha ülkemize misafir ettik. 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi de hamdolsun öncelikler gibi başarılı ve verimli geçti. Afrikalı mevkidaşlarımla ikili ilişkilerimizi ve bölgesel meseleleri değerlendirme imkanımız olduk.

Bakanlarımızın iştirakiyle düzenlenen oturumlarda önümüzdeki 5 yılda kıtanın eğitim, sağlık, güvenlik, tarım ve insan kaynaklı kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik atılacak adımları konuştuk.

"Afrika ile ticaretimizi 30 milyar dolara çıkardık"

Afrika'ya ile ticaretimizi 5.4 milyar dolardan 30 milyar dolara çıkardık. Şimdi hedefimiz önce 50 milyar dolara ardından da inşallah 75 milyar dolara taşımaktır. Ülkemizdeki ve batıdaki kimi oryantalistler gibi Afrika'yı sorun ve tehditler yumağı olarak görmüyoruz.

Tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan millet olarak kazan kazan, eşit ortaklık temelinde işbirliğimizi daha da güçlendirmeye çalışıyoruz.

"Faiz dışı açık 38 milyar lira"

TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri tamamlayarak 2022 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Cumhurbaşkanı adına Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay Bey'in nezaret ettiği görüşmelerde 67 stratejik programla yatırım, üretim, ihracat hedefimize katkı sağlayacaktır.

2053 vizyonumuzun iddialı devrimi olan yeşil kalkınma hedefiyle yeşilci ve çevreci özelliğiyle öne çıkmıştır. Rakamlarla ifade edecek olursak 2022 bütçemizin giderleri bir önceki yıla göre yüzde 30 artışla 1 trilyon 751 milyar lira. Gelirleri 1 trilyon 473 lira olarak öngörülmüştür. Faiz dışı açık 38 milyar lira olarak hesap edilmektedir.

"Yüzde 5,1'lik büyüme başarısı gösterdik"

Bütçede tarımsal desteklere 26 milyar lira, kurumlara verilecek görev giderleri 23 milyar lira, yatırıma 148 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Bütçe hazırlık sürecinde emeği geçen kurumlarımız ile yasama safahatında teklif, tenkit ve değerlendirmeleriyle sürece katkı veren milletvekillerimize teşekkür ediyorum.

Türkiye geçtiğimiz 19 yılda ortalama yüzde 5,1'lik büyüme başarısı göstermiş bir ekonomiye sahiptir. Küresel finans krizinin etkisiyle 2009 yılda yaşadığımız küçülme dışında her yıl ekonomimizi büyüterek Cumhuriyet tarihinde görülmemiş başarıya imza attık.

"Salgında herkes küçülürken, biz %1,8 büyüdük"

Salgında herkes küçülürken biz yüzde 1,8 büyüdük. Hükümetlerimiz döneminde ülkemizin nüfusu 65 milyondan 84 milyona çıkmasına rağmen istihdamımızı 29 milyona yükseltmek suretiyle milletimizin iş ve aş sahibi olmasını sağladık.

3,5 trilyon dolarlık altyapı ve üst yapı yatırımı sayesinde bölgesinde ve dünyada yıldızı parlayan bir Türkiye inşa ettik. Tüm dünyada her alanda önemiyle gerçekten herkese dudak ısırtacak adımları attık. Her adımda hangi engellerle karşılaştığımızı en iyi aziz milletimiz biliyor.

Vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine, terör saldırılarından uluslararası ambargolara kadar nice engeli aşarak ülkemizi bugünkü seviyesine getirdik. Biz her hesabın üzerinde bir hesap olduğuna, medeniyetimizden ve tarihimizden aldığımız güçle üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele bulunmadığına inanan insanlarız.

"Bakanlarımız harekete geçti"

Finans hareketlerinin, fahiş fiyat artışlarının yol açtığı sıkıntılar elbette hepimizin canını yakıyor. Bu konjonktürel sıkıntılara başa çıkabilecek iradeye sahibiz. Hükümet olarak gereken adımları atıyoruz. Stokçuluk, fahiş fiyatla günlük hayatı zorlaştıranlar hakkında bakanlıklar ve ilgili kurumlarımız harekete geçmişlerdir."

Meclisimiz de stokçuluk yapanlara cezaları arttıran bir kanunla bu mücadeleye katkı sağladı. Asgari ücrette yüzde 50'nin üzerinde artış yaparak en düşük gelir rakamını 4 bin 253 liraya çıkardık. İşverenlerimizin yükünü 450 lira azalttık.

Üretimi ve istihdamı desteklemek için çok sayıda paketi hayata geçiriyoruz. Kurdaki dalgalanmayı durdurarak serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde yeni araçları devreye alıyoruz.

TL mevduatları için yeni düzenleme

Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz. Bu yeni araç şöyle işleyecektir; insanlarımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak.

Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın kur daha yüksek olacak diye mevduatını TL'den Dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak.

Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarımıza Merkez Bankası aracılığı ile ileri vadeli kur rakamı verilecek. Kur farkı TL olarak ihracatçı firmamıza ödenecek.

Bireysel emeklilik desteği

Bireysel emeklilik sistemimizin cazibesini arttırmak için devlet katkısını yüzde 30'u çıkarıyoruz. Devlet iç borçlanma senetlerine buradaki stopajı yüzde 0'a indiriyoruz. Vergi yükünü azaltarak uluslararası rekabeti desteklemek amacıyla ihracat ve sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde 1 puanlık indirim planlıyoruz.

Katma değer vergisini yeniden düzenliyoruz. Amacımız kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek, ihracatı özendirmek, firmalarımızın KDV iadesi yoluyla finansmana hızla erişimini sağlamaktır.

Şirketler tarafından yapılacak temettü ödemeleri üzerindeki stopajı yüzde 10'a indiriyoruz. Yatırım ve fon kazançları kurumlar vergisinden istisna olmasına karşılık diğer fon kar payları istisna dışındaydı. Bu farklılığı ortadan kaldırıyoruz.

"Ülkemizde 5 bin ton altın olduğu bilinmektedir"

Ülkemizde yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin ton altın bulunduğu bilinmektedir. Bu altınların finansal sisteme dahil edilerek ekonomiye kazandırılması için piyasa paydaşlarıyla birlikte yeni araçlar geliştirilecektir.

Kredi garanti fonu desteğiyle uzun vadeli istihdamı koruma ve destekleme işletme kredileri verilecektir. Ülkemizdeki istikrar ve güven iklimini güçlendirecek tüm tedbirleri ilgili kurum ve meclisimizle süratle hayata geçireceğiz.

Türkiye'ye geçmişte defalarca olduğu gibi küresel ekonominin yeniden yapılanma sürecinin dışında bırakacak hiçbir oyuna itibar etmedik. Bir müjde de memurlarımıza vermek istiyorum.

Asgari ücretin gelir ve damga vergisinden muaf olması uygulamasını tüm çalışanlarımızı kapsayacak şekilde genişletmiştik. Aldığı ücret ne olursa olsun tüm çalışanların asgari ücret kadar kazancının gelir ve damga vergisinden muaf olmasını temin etmiştir.

"İyi niyetle yapılan eleştiriyi samimiyetle değerlendiriyoruz"

Memurlarımızın fiilen aldıkları ücretlerin artmasını sağlıyoruz. Ekonomi programımıza yönelik her eleştiriyi dikkatle inceliyor önüne arkasına bakıyoruz. Kur dalgalanması ve fahiş fiyat artışlardan canı yandığı için söylenen vatandaşlarımızı anlıyoruz, iyi niyetle yapılan eleştiriyi samimiyetle değerlendiriyoruz.

Sureti haktan görünerek Türkiye'nin siyaset, diplomasi, güvenlikte olduğu gibi ekonomide de hak ettiği yere gelmesine yönelik sinsi çelmelere eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz. Ülkenin hayrına yapılan destek vermeyi bir kenara bırakalım, yaptıkları riyakarlığın bizim nezdimizde hükmü yoktur.

Geçmişte gazete ilanlarıyla hükümet kurup, hükümet kurmuşların iktisat kurallarına hızla dönülmeli diyerek karın ağrısını gayet iyi biliyoruz. Dövizdeki akıl dışı yükselişi önlemek için Merkez Bankası'nın müdahalelerine karşı kendilerince cinlik yapanları dikkatle izliyoruz.

"Art niyetli yorumları dikkatle not ediyoruz"

Kambiyo rejimi diye ülkesini ve milletini sırtından hançerlemek için hangi sinsilikler peşinden koştukların farkındayız. Açıklamalarıyla, analiz adı altında dolaşıma soktukları art niyetli yorumlarıyla milletimizi, ülkeleri gelecekleri konusunda kötümserliğe sürüklemek isteyenleri dikkatle not ediyoruz.

İnşallah ülkemiz hedefe bir adım daha yaklaştığında bu felaket tellalı müfterilerin her dediklerini her sözlerini alınlarına yaftalayacağız. Biz bu oyunu kendi kurallarıyla oynayarak hedefimize ulaşacağız.

Amerika'ya, tüm Batıya baksınlar, şu anda faiz politikaları nasıl çalışıyor onların faiz politikaları nasıl çalışıyor onu görsünler. Çin'e baksınlar, Hindistan'a baksınlar. Amerika'ya bakıyorsunuz sıfır faiz. Biz şu anda faizdeki indirimle beraber evelallah birkaç ay sonra enflasyonda nasıl düşmeye başlayacak hep beraber yaşayacağız.

Biz dün bu ülkede yönetime gelmedik. 19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz, enflasyon neredeydi ve biz nereye getirdik lütfen şöyle bir geçmişi incelesinler, baksınlar. Bunu da hangi yönetim yaptı görsünler. Biz yaptık ve şimdi yine aynısını biz yapacağız.

Ülkedeki ekonomi nedir bundan anlamayanların ağzına bakacak halimiz yok. Biz yaşadık ve uyguladık. Faizi ve enflasyonu nereden nereye çektiğimiz ortada.

"Faizlerin yükseltilmesini savunmak insanların aklıyla dalga geçmektir"

Ülkemizde durum bu iken dünyadaki vaziyet nedir? Dünya ekonomisinin yüzde 80'ini oluşturan küresel güçler yakın tarihin en büyük kavgasını veriyor. Tüm büyük ekonomilerin amacı kendi ülkelerindeki istihdamı korumaktır. Sürekli parasal genişlemeye giden gelişmiş ülkelerin kendi aralarındaki görünmez savaşın sebebi budur.

Çılgınca para basan, faizleri sıfıra yakın ve hatta ekside tutan merkez bankası bilançoları neredeyse milli gelir seviyesine çıkaran bu ülkeler belirsizlik batağından çıkamadıklarını bizzat kendileri ifade ediyor.

Avrupa ülkeleri euroya geçiş sürecinde paralarını bir gecede yüzde 50 devalüe edilmiştir. Hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz emekler, fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ticaretimizi ve ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere toplamda 220 trilyonu geçen borç batağında yüzerken Türkiye'ye faizlerin yükseltmesini dayatmak insanların aklıyla dalga geçmekten öte bir anlam taşımaz.

"Döviz kurunu istikrara kavuşturacağız"

Salgın döneminde yaşadığı sağlık krizine ve toplumsal kırılmalara karşı yetersiz kalan, siyasi ve ekonomik konulara çözüm bulmakta zorlanan sisteme umut bağlayanları tüm bu hakikatleri görmeye davet ediyoruz. Mesela risk primlerinin yüksekliğinin Türk ekonomisinin gerçekliği ile ilgisi olmadığını vicdan sahibi her iktisatçı teslim eder.

Üretim, inovasyon, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm gibi konular öne çıkarken eski dünyanın kalıplarıyla ülkemizi değerlendirenler önce kendilerini yenilemelidir. Biz milletimize yeni bir vizyon öneriyoruz. Biz milletimize eski Türkiye alışkanlıkları değil 2023 hedefleri, 2053 vizyonu doğrultusunda hizmet etmeyi sürdüreceğiz.

Döviz kurunu istikrara kavuşturacağız, enflasyonu dizginleyeceğiz. Sevgili milletim, biz sizi seviyoruz, size inanıyoruz, siz bize inanın. Bugüne kadar inandınız, güvendiniz. 19 yıl Türkiye'nin altyapı, üstyapısıyla Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gayet iyi biliyorsunuz.

"ABD ve Avrupa tarihlerinde görmedikleri bir enflasyonla yüzleşmekte"

Dünyadaki para bolluğu önce maliyetleri, sonra fiyatları arttırmaya başlamıştır. ABD ve Avrupa yakın tarihinde görmedikleri enflasyon rakamlarıyla yüzleşmektedir. Küresel metal, enerji, gıda hammadde fiyatlarındaki son dönemde gözlenen aşırı artışa, para bolluğunun yol açtığı tehlikelerden kaçınmanın ürünüdür.

Sözde büyük ekonomiler kendi aralarındaki kavganın faturasını diğer ülkelere kesmek istiyorlar. Bunun için yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla, cari fazlayla büyüme diyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yatırımları durduracak, istihdamı azaltacak, ihracatı engelleyecek hiçbir adımın atılmasına izin vermeyeceğimi buradan bir kez daha ilan ediyorum.

Artık bu ülke yüksek faizle parasına para katanların, ithalatın cenneti olmayacaktır. Bu ülke IMF programları yoluyla ekonomi ve siyasetini dışarıya rehin veren ülke olmayacaktır. Göreve geldiğimizde 23,5 milyar dolar IMF olan borcu sıfırladık. Şu anda IMF'ye borcumuz yok. Bay Kemal bu borç yükünü nereden aldık? Sizlerden aldık.

Bu ülke sıcak para hülyasıyla avutulup, ekonomisi asıl ihtiyaç duyduğu adımlardan uzak tutulan bir ülke olmayacaktır. Bütün yatırımcılarımız lütfen kamu bankaları onların her zaman yanındadır, emrindedir. Amma kamu bankasından krediyi alıp, bunu bir başka yere aktarmak suretiyle paradan para kazanma yoluna, yöntemlerine başvuranların da alnını karışlarız.

Projeye bağlı her türlü yatırıma destekte varız. Buyursunlar yatırımları yapsınlar. Bu konuda TUSKOM, TÜSİAD hadi gidin yatırımlarınızı yapın. Üretimimizin bir kısmı ithalata bağlı olduğu için sanayi ve tarımın henüz arzu ettiğimiz esnekliğe kavuşmadığını biz de biliyoruz, inşallah bunları tek tek çözeceğiz.

"Çok ciddi yatırım anlaşmaları yapıyoruz"

Ülkemizde bir kesimin hala döviz kurundan kazanç elde etme peşinde koştuğunu üzüntüyle takip ediyoruz. Başta Hazine ve Maliye Bakanımız buraları gayet iyi takip ederek, buradan taviz vermeyeceğiz. Yeter ki yatırımcı karşımıza bu tür spekülatif adımlar atmak için gelmesin. Samimi olarak, projesiyle gelsin.

İnşallah bu kötü alışkanlıkların sonunu da getireceğiz. Körfez sermayesi başta olmak üzere çok ciddi yatırım anlaşmaları yapıyoruz. Yerli ve uluslararası yatırımcılar milyar dolarlarla ifade edilen projeleri hayata geçiriyor. Bunun son örneği Antalya Havalimanı kapasite arttırma ihalesidir. Bu ihaleyi 8 milyar 555 milyon Euro ile en yüksek teklifi veren girişim grubu kazanmıştır. Türkiye burada. Türkiye çökmedi.

"Haziran 2023'ü bekleyeceksiniz"

Ey TÜSİAD bak Türkiye nerede? Bu ihalenin içinde yerlisi, Fransası, Almanyası var. Siz hala acaba biz bu iktidarı nasıl indiririz diye bunun hesabını yapıyorsunuz. Utanmadan sıkılmadan Bay Kemal'le bir araya gelip erken seçimi konuşuyorsunuz. Boşuna sayıklamayın bunlar rüyadır, rüya. Haziran 2023'ü bekleyeceksiniz.

Yap işlet devret ne? Bay Kemal senin ekonomik danışmanların vardı hani, öğren onlardan. Bunlar Hazine'deki parayla al kullan, bunları o zaman siz yapsaydınız. Biz dünyada Antalya G-20'de bu kardeşinize o zaman bütün liderler 'Siz ne yaptınız, bunu anlatın' dediler. Antalya'da liderlere yap-işlet-devretin ne olduğunu anlattım. Para hazır gelmiyor, kaynak üreteceksiniz. Bu şehir hastanelerinin niye yapılmasını istemiyorlar çünkü benim halkım, modern bu hastanelere kavuşmasın diye. Hala yapmaya devam ediyoruz. Şu anda önümüzde 5-6 tane yapılmakta olan şehir hastanesi var.

Şu anda 5 tane havalimanı var önümüzde. Daha yapacağımız çok şeyler var. Siz bunları hazır kasadan yapmaya kalkarsanız orada tıkanırsınız. Biz kaynakları çeşitlendirerek yol alıyoruz. Ama buna muhalefetin aklı ermez. Birileri yatırımcıları tehdit ederken biz ülkemize yeni eserler kazandırmanın mücadelesini veriyoruz.

"1 yılda uzaya 2 uydu fırlattık"

Ülkemizin uzaydaki aktif 8. uydusu olarak Türksat 5-B'yi semalardaki yolculuğuna uğurladık. Son 1 yılda uzaya 2 uydu fırlatan bir ülke haline geldik.

Türkiye ne patinaj yapıyor ne geriniyor tam tersine sürekli yeni ataklarla hedeflerine ilerliyor. Kurdaki dalgalanmanın yol açtığı belirsizlik ülkemizin gerçek görünümünü yansıtmıyor. Vatandaşlarımızın, firmalarımızın bankalarda mevduatı bulunuyor. Aslında ülkemizde döviz kıtlığı değil döviz bolluğu var. Sorun ekonomik gerekçelere dayanmayan, kısa vadeli kazanç gayesi güden döviz beklentilerin kısa süreli yükselişidir.

Ülkemizde belli kesimlerin dövizdeki yükselişi bahane ederek kur ve küresel mal fiyatlarındaki artışla orantılı olmayan fiyatlandırmalar yapmak suretiyle haksız kazanç peşinde koştuklarını görüyoruz. Her kim kur spekülasyonu, fahiş fiyat oyunu, faiz baskısıyla dünyadaki gelişmeleri ters yüz ederek, ekonomik modellere yönlendirerek bizi yolumuzdan döndüreceğini sanıyorsa yanılıyordur. Bu yoldan dönüş yok.

Parası, finansa erişimi olan herkesi yatırıma, üretime davet ediyorum. Sanayi, tarım, turizm, hizmetler sektörü ile her alanda istihdamı güçlü şekilde destekliyoruz. Fabrikalarımız harıl harıl çalışıyor. İhracatımız artıyor. Araçlarınızda Anadolu'ya giderken herhalde otobandaki TIR'ları görüyorsunuz değil mi? Bu TIR'lar ne taşıyor? Yollarımız TIR’larla dolu. Geçmişte tenhaydı bu yollar.

"İnşallah önümüzdeki yıl cari fazlaya geçmiş olacağız"

Cari açığımız açılıyor, inşallah önümüzdeki yıl cari fazlaya geçmiş olacağız. Bankacılık sektörümüz sapasağlam. Hedeflerimize ulaşma konusunda umutlu olmak için her şeye sahibiz. Gazi Mustafa Kemal'in 1923 İzmir İktisat Kongresi'yle başlattığı kalkınma atılımı ancak 6 yıl sürmüştü. Rahmetli Menderes'in kalkınma hamlesi 10 yıl sonra darbe duvarına çarpmıştır. Rahmetli Özal'ın kalkınma hamlesi siyasi istikrarsızlık bataklığa saplanmıştır.

Bu işler seçime yakın zamanda olmaz diyerek aba altından bize sopa gösterenler olduğunu müşahede ediyoruz. Türkiye ekonomide sınıf atlayacaksa harekete geçmenin tam vaktidir. Ülkemiz ve milletimizin çıkarları hesaplarımızı seçime kadar değil 2053 vizyonumuza göre yapmamızı gerektiriyor.

Her alanda inşa ettiğimiz güçlü altyapı ile terörü yenerek sağladığımız güvenlik ortamıyla bu atılımın tam vaktidir. Son 19 yılda özenle geliştirip büyüttüğümüz ağacımızın artık meyvelerini toplama vaktidir. İleride keşke dememek için şimdi risk alıyoruz. Milletin sancısını, sıkıntısını, derdini, küresel para baronların çıkarlarına meze etmeye çalışanlara aldırmadan yolumuza devam edeceğiz.

Çalışacağız, mücadele edeceğiz, sabredeceğiz, Allah'ın izniyle başaracağız. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, hep birlikte kardeş olalım, Türkiye olalım. Emin olun gerisi kendiliğinden gelecektir.

Nebati'den ilk yorum

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Twitter hesabından yaptığı açıklamada pakete ilişkin şu ifadeleri kullandı:

Sayın Cumhurbaşkanımız’ın açıkladığı muhteşem ekonomik manifesto ile dün olduğundan çok daha kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Kimsenin şüphesi olmasın. Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı Türkiye Ekonomi Modeli ile kazanan taraf Türkiye ekonomisi olacaktır.

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Habertürk'te gündemdeki konularla ilgili soruları yanıtladı.

Ateş'in konuşmasında öne çıkan satırlar şöyle:

Her şeyden önce seri toplantılar yapıldı, Bankalar Birliği olarak. Bu çerçevede sayın bakan, BDDK ve Merkez Bankası ile görüşüldü.

Türkiye Cumhuriyeti en yetkili ağızdan, Sayın Cumhurbaşkanı ile serbest piyasa ekonomi ve kambiyo rejimine tam tamına bağlı olduğunu söylemiş oldu.

"Çok karmaşık bir ürün değil"

Çok karmaşık bir ürün değil. Bu serbest bir opsiyon sunmak, bir avantaj vermek. Kime? Tasarruf mevduatı sahiplerine.

Düşüncem 3-6-12 aylar gibi vadelerde vatandaş parasını belli bir faizden, ister kamu ister özel hangi bankaya yatırırsa yatırsın vade sonunda arada bir fark olursa, ana para artı faizin üzerinde bir kur artışı olursa bu Hazine tarafından karşılanıyor.

Böyle yapılacağı bize teyit edildi.

Bir kurumlar tarafı var. İthalat yapacak olanlar, ihracatçılar var. Bu tür firmalar için TCMB bugünkü kurdan sadece faiz farkı gözeterek forward talep edebilecek.

"Sistemde sıcak para spekülatörleri yok"

Sıcak para spekülatör yok sistemde. Böyle bir hareket görmedik piyasada. Tasarruf mevduatı sahiplerinin sakinleşmesi onları rahatlatacaktır.

İkinci kesim kurumlar. Kurumların zorunlu ithalat ihtiyaçları var. Bir forward kur vererek, bir ay iki ay altı ay sonra ihtiyacın olacak dövizi bugünden alma. Bunu karşılayacak durum da var. 5 kez müdahale etti TCMB.

"Bize iletilen bir miktar sınırlaması yok"

Bu kararlarla oynaklık stabilize olacak.

Bize iletilen bir miktar sınırlaması yok.

BES'e getirilen yüzde 5 ilave var. Batı bununla gelişti ve uzun vadeli fon ihtiyaçlarını bu ürünü ciddi kullanarak karşıladı.

Kurun aşağı inmesi, umuyoruz ki fiyat seviyelerinin aşağı inmesi, köpük geri alındığı zaman enflasyonu da olumlu etkileyeceği için döviz talebini de asgaride tutacaktır.

"Konvansiyonel ürün gibi niteleyemeyiz ama piyasanın içinde mi içinde"

Stopaj gibi önemli bir yükü de üzerinizde alıyor. Şu an o en önemli zirve aşıldı. Bundan sonrası güvendir. Bu tür şeyi çok fazla konvansiyonel ürün gibi niteleyemeyiz ama piyasanın içinde mi içinde.

Şunu da unutmayalım. 2.5 -3 yılda pandemi döneminde dört büyük merkez bankası 25 trilyon dolar büyüdü yani para bastı.

Bu da dünyadaki tasarruf eylemini yüzde 4'lerden 12'lere çıkardı ve harcanabilir geliri çok artırdı. Bunun neticesinde emtia fiyatları, enerji fiyatları çok arttı.

Bütün dünyada enflasyonist bir baskı ama biz kendi içimizde oynaklığı önlemek ve enflasyon ve faiz düzeyini, kur düzeyiyle birlikte üçlü bir ayak olarak dengeli bir şekilde götürmek için çok alışılmış olmayan ama piyasanın içinde bir uygulamayla stabilizasyon sağlandı.

"Bankalar parayı faiz düşerken kazanır, yükselirken değil"

Kurumlara verilen forward garantileriyle onların talepleri de makul düzeye inecek. Kur seviyesi makule çekildiği gibi enflasyonu da makul düzeylere çeker.

Çok ciddi rakamlarla her yıl muhabir bankalarla iyi ilişkisi sayesinde sendikasyon diye bir pazar oluştu.

Dolayısıyla bu da Türkiye'ye özgü bir üründür. Hiçbir mali piyasada böyle bir sendikasyon piyasasına ben şahsen rastlamadım.

Bir ürün geldi bu dünyada yok, çalışır çalışmaz diye hüküm vermek doğru değil.

İstikrar herkesin yararına. Bankalar parayı faiz düşerken kazanır, yükselirken değil.

Habertürk TV'de Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan Çakar, kamu ve özel, bütün bankaların dahil olabileceğini söylediği sistemi şöyle anlattı: “Sabah bizim şubeye geldiğinizde sizin 100 bin dolarınız olsun. Size belli bir vade vereceğiz. Buradaki vade konusu sizin tercihiniz çerçevesinde şekillenecek husus. O vade sonuna geldiğinde kur hangi seviyedeyse biz o günkü kurdan paranızı değerlendiriyor olacağız. Vade sonundaki faizli bakiyenizle o günkü kur seviyesinde paranızın geldiği noktada hangisi yüksekse onu alacaksınız. Yabancı para mevduatınızı bozdunuz bugünkü kurdan yine belli bir vadeyle o ürünü aldınız. O ürünün vade tarihindeki kur bugünkü kur ya da o zamanki kur hangisi yüksekse o zamanki kurdan paranızı alırsınız.”

Çakar vatandaşların istedikleri zaman bu üründen faydalanabileceğini vurguladı.

Maliyeti Hazine karşılayacak

Özel bankaların da modele dahil olabileceğini kaydeden Çakar “Bir çok özel banka genel müdürü arkadaşımla konuştum onlar da girecek. Buradaki maliyetin kamu bankaları ve ilgili bankalar tarafından karşılanması söz konusu değil. Bu maliyet Hazine tarafından karşılanacak. Buradaki bu ürün hane halkları için geçerli. Gerçek kişi müşteriler için geçerli.” dedi.

Ortalama vade artacak

Yarın Hazine ve Maliye Bakanının detayları açıklayacağını aktaran Çakar, Dövize Çevrilebilir Mevduat ile ortalama vadenin artacağını öngördü.

Çakar, “Ülkemizde tasarrufların ortalama vadesi 55 gün gibi bir oranda. Bu ürünle beraber ortalama vadenin de arttığını göreceğiz. 3-4 ay önce TL-yabancı para dengesi 52'ye 48 iken, şu anda 64'e 36. 3-4 aylık bir oransal bozulma söz konusuydu. Ben kendi olağan mecrasına döneceği kanaatindeyim bunu görmek gerekir. Kurdaki çözülmeyle enflasyona etki edeceğini düşünüyorum. Enflasyondaki azalmayla beraber faiz oranları ve genel ekonomik büyümeye, istihdama bir bütün olarak sirayet edeceğini düşünüyorum.” diye konuştu.

TL ya da döviz mevduatı olan başvurabilecek

3.4 trilyon TL'lik gerçek kişi mevduatın tamamının bu ürüne kaymasını beklemediğini aktaran Çakar, “Kısa bir süre bekleyip göreceğiz. Birçok insan TL'de olup da vadeli olan mevduatlarını bozmayacaklar. Bu ürüne Türk Lirası cinsinden ya da yabancı para cinsinden mevduatı tasarrufu olan müşterilerimiz müracaat edebilecekler. Finansal olarak bu hareketlik içerisinde yer alan müşterilerin yoğunlukla geleceğini ve yabancı parada ciddi bir çözülme olacağını öngörüyorum.” ifadesini kullandı.

Çakar yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması konusunda da şunları kaydetti: “Kamu bankaları olarak İstanbul Altın Rafinerisi ile bir kaç yıldır yürüttüğümüz çalışma var. Vatandaşın altınını alıp menkul kıymetleştiriyoruz. Sisteme kattıklarında kendilerine bir hesap açıp onu mevduat olarak değerlendiriyoruz ve bunu sisteme katıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu konuda agresif olacağız. Özel bankaların da katılacağını ümit ediyoruz. Yastık altındaki altınların sisteme katılması, finansal sistem içinde yer alması için önümüzdeki süreç içerisinde vatandaşlarımızın biraz daha hayatlarını kolaylaştırıcı onların finansal erişimini kolaylaştırıcı bazı aksiyonlar alacağız.”

Çakar, ihracatçı firmalara Merkez Bankası aracılığıyla verilecek ileri vadeli kur rakamıyla ilgili de şöyle konuştu: “Merkez Bankamız herhangi bir ithalatçı müşterimiz 3 ay sonra yapacağı ödemeyi bugünden gelip kur yükselebilir endişesiyle yabancı para almak zorunda değil. Merkez Bankası bugünkü kur üzerinden onun durumunu koruyacak.”

Bankacılık sektöründe bütün parametrelerin yerinde olduğunu belirten Çakar şöyle devam etti: “Uluslararası normların çok ilerisindeyiz. Çok daha iyiyiz. Sektörü ciddi anlamda fonlama kabiliyetine sahibiz. Turizmde 35 milyar dolar bir beklenti var. Biz de (Ziraat Bankası)104-105 milyar civarında 740 bin civarında müşterimize kredi kullandırmış durumdayız. Bunlardaki geri dönüş oranı yüzde 99. Buradaki problem maalesef ekonomide beklenti yönetimi olduğunun farkındayız. Gerek ulusal gerek uluslararası manipülatif spekülatif farklı mülahazalarla fiyatlama mekanizmasında maalesef bazı olumsuz kavramlar ön plana çıkmaya başladı. Cumhurbaşkanın açıklamasıyla dengelerin yerine oturacağını, ekonominin hak ettiği yere geleceğini TL'nin hak ettiği değere kavuşacağını biliyoruz. Kısa sürede TL'de bu kadar değer kaybını yapacak bir yapısal problemimiz yok.”

Çakar kurdaki bu akşamki düşüşün kalıcı olup, olmayacağı sorusuna şu yanıtı verdi: “Çok dışsal bir etki olmamak kaydıyla ben zaten ilk günden bu tarafa kurdaki bu yükselmenin rasyonel bir ekonomik temeli yoktu. Dolayısıyla kendi mecrasında bu ürün süreci hızlandıracak. Bu ürün olmasaydı yeniden bir dengeye geleceğini düşünüyordum. Bu ürünle makul bir dengeye geleceği kanaatindeyim.”

Çakar sistemin kredi faizlerini nasıl etkileyeceği sorusunu da şöyle yanıtladı: “Kamu bankaları olarak uyguladığımız faizlere bakıldığında Merkez Bankası'nın politika faiz oranına yakınsak bir noktada konumlanmış durumdayız. Özel bankalar faiz oranlarına bakıldığında onlarda müşteri grubu bazında fiyatlamalarını yapıyorlar. Kur enflasyonu etkileyen bir kavram. Enflasyon oranının düşüşüne sebebiyet vereceği için dolaylı olarak bir süre sonra bunun da aslında genel fiyat mekanizmasına etki edeceğini ve genel faiz oranlarını aşağı getireceği kanaatindeyim.”

Cumhurbaşkanlığı KabineToplantısı’nın sona ermesinin ardından kameraların karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamada, "Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz. Bu yeni araç şöyle işleyecektir; insanlarımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak. Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın kur daha yüksek olacak diye mevduatını TL'den dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak." ifadelerini kullandı.

Bloomberg HT’ye konuk olan İstanbul Portföy Yönetici Ortağı Tufan Deriner, Erten& Erten Danışmanlık Kurucusu Mehmet Erten ve İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamaları yorumladı.

"En önemli konu: Piyasada bir dengenin oluşması"

İstanbul Portföy Yönetici Ortağı Tufan Deriner, Erdoğan’ın yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin ton altın bulunduğunu söylemesine ilişkin olarak yorumda bulundu.

Deriner değerlendirmesinde, yastık altı altın miktarının çok uzun zamandır bilinen, konuşulan ve dönem dönem dile getirilen konulardan bir tanesi olduğunu söyledi. Bu süreç içerisinde bunu ortaya çıkarabilecek mekanizmanın geliştirilmesin fayda sağlayabileceğini düşündüğünü dile getiren Deriner, “Yeter ki bu enstrüman piyasaya düzgün bir şekilde gelsin.” dedi.

Deriner, piyasada bir dengenin oluşmasının en önemli konulardan biri olduğunu vurguladığı konuşmasında, bu dengenin “bir an evvel” sağlanabilmesine ihtiyaç olduğunu söyledi.

"Bunun belirli bir öngörüyü sağlayacağını düşünüyorum"

Erten& Erten Danışmanlık Kurucusu Mehmet Erten, konu hakkında yaptığı açıklamada, Merkez Bankası’nın daha önce de ihracata yönelik uzlaşmalı ve uzun vadeli kur uygulamasına geçtiğinin altını çizdi. “Bunun belirli bir öngörüyü sağlayacağını düşünüyorum.” diyen Erten, özellikle kurun gideceği yer açısından ihracatçının bir fikri olacağını söyledi.

Erten, bu enstrümanın nasıl işlediğine bağlı olarak, detayların belli olması durumunda öngörülebilirliği artıracağını dile getirdi. Erten konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Bütün TL mevduat sahipleri, mevduatlarına verilen faiz, o dönem için kur farkının altında kalırsa, otomatik olarak kur farkı kadar getiri sağlayacaklarsa, o zaman bankacılık sitemindeki büyün mevduat, döviz fiyatlarına endekslenmiş olur. Bu bankaların topladıkları kaynakları nereye satacaklarıyla ilgili bir sorun yaratıyor. Orada verecekleri kredilerde de birebir uyum sağlamak amaçlı kredi faizleri de kura endeksli hale gelirse bu dezavantajlı bir durum da yaratır.”

Bugünlerdeki kur artışının arkasındaki temel neden, vatandaşın TL faizde kalırken, kendini enflasyon ve beklenen enflasyona göre korumaması nedeniyle döviz talebi yaratmasıydı. Bu eğer o talebi engellerse kurda da bir miktar gerileme olur.”

“Yeni strateji ihracatçılarımıza mutlaka faydası olacak””

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, açıklamaların reel sektör genelinde yaratacağı etki hakkında öngörülerini paylaştı.

Akyüz, sanayicilerin ve ihracatçının şu anda içinde bulunduğu en büyük sıkıntının öngörüsüzlük olduğunu vurguladığı konuşmasında, “Gerçekten hepimiz kör olduk, çünkü bu kurun nerede sabit kalacağı konusunda hiçbir fikrimiz yok.” dedi.

Bu süreç içerisinde sektörün en çok zorlandığı konunun, 2022 yılının ihracat fiyatlarını belirlemek olduğunu belirten Akyüz, sözlerine şöyle devam etti:

“Şu anda biz kendi şirketlerimizde bile gelecek senenin ekim ayında vereceğimiz ürünün kurla tanımlamasını yapıyoruz. Bunların içerisinde ne gibi riskler var? 1200 dolara aldığınız bir hammadde bir anda 2400 dolara çıkarsa çok ciddi bir kaybınız oluyor.

Verilecek fiyatları da, bu sefer çok kısa vadelerde vermeye başladık. Kısa vade dediğimiz, gelecek 3 ayda yapılacak ihracatlardı fiyatları veriyorduk, fakat daha sonrasını veremiyorduk. Bu yönüyle açıklanan bu yeni strateji ihracatçılarımıza mutlaka faydası olacak. Bunu zamanında Çin oldukça fazla şekilde yaptı. Piyasa fiyatlarının çok daha üzerinde bir kurla dövizi bozarak yine ihracatçısına verdi.

Mevcut koşullarda piyasada bu şekilde yükselmeler olmadan ihracatçılarımız ve sanayicilerimiz hayatlarını sürdürsünler. Yani suni bir yapı ve söylem olmasın. Gerçekten piyasanın dengesinin mevcut koşullara göre sağlanmasını isteriz.”

Türk lirası tarihi bir hafta yaşıyor. Pazartesi akşam saatlerinde 18,36 ile tarihi yüksek seviyeye çıkan kur, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TL'yi özendirme paketinin ardından adeta çakıldı.

Dolar/TL, pazartesi günü kabine toplantısı öncesinde 18 seviyesini aşarak rekor kırdıktan sonra TL’yi özendirici önlemlerin açıklanmasıyla gerileyerek 12,27 seviyesine kadar düştü.

Dolar kuru salı günü sabah saatlerinde yüzde 14'ten fazla düşüşle 11,09 seviyesini test ettikten sonra yeniden yükselişe geçerek yeniden 14 seviyesinin üzerine çıktı. 14,37 ile gün içi zirvesini gören dolar/TL, sonrasında yeniden gerileyerek 12,70'in altına indi.

Türkiye’nin CDS’i 592 baz puan seviyesinde bulunurken 10 yıl vadeli tahvil faizi yüzde 23,04 civarında seyrediyor.

Türk lirasının 1 aylık ima edilen oynaklığı salı günü 62,62’ye ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Gösterge en son 13 Ağustos 2018’de 61,47 seviyesine kadar tırmanmıştı.

TL'yi özendirme paketi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Konuşmasında, ekonomideki son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlara yeni bir finansal alternatif sunacaklarını belirterek, "Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın 'kur daha yüksek olacak' diye mevduatını Türk lirasından Dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak." dedi.

Erdoğan, "Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz. Bu yeni araç şöyle işleyecektir; insanlarımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak" diye ekledi.

TBB/Çakar: Cumhurbaşkanının açıklaması sonrasında 1 milyar dolar bozduruldu

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı TL mevduata 'kur farkı' sistemine kamu ve özel bütün bankaların dahil olabileceğini söyledi. Çakar açıklamasında, "Cumhurbaşkanının açıklaması sonrasında şu ana kadar 1 milyar dolar bozduruldu." dedi.

Habertürk TV'de Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan Çakar, kamu ve özel, bütün bankaların dahil olabileceğini söylediği sistemi şöyle anlattı: “Sabah bizim şubeye geldiğinizde sizin 100 bin dolarınız olsun. Size belli bir vade vereceğiz. Buradaki vade konusu sizin tercihiniz çerçevesinde şekillenecek husus. O vade sonuna geldiğinde kur hangi seviyedeyse biz o günkü kurdan paranızı değerlendiriyor olacağız. Vade sonundaki faizli bakiyenizle o günkü kur seviyesinde paranızın geldiği noktada hangisi yüksekse onu alacaksınız. Yabancı para mevduatınız bozdunuz bugünkü kurdan yine belli bir vadeyle o ürünü aldınız. O ürünün vade tarihindeki kur bugünkü kur ya da o zamanki kur hangisi yüksekse o zamanki kurdan paranızı alırsınız.”

Avrupa’da doğalgaz fiyatları havaların soğumasından dolayı artan tüketim ve Rusya’dan gelen doğalgaz miktarının azalmasıyla yükselişini sürdürdü. Hollanda 1 ay vadeli TZT doğalgazın fiyatı megavatsaat başına 151,6 euroya tırmandı.

Rusya’nın Yamal üzerinden Almanya’nın Mallnow kompresörüne aktardığı doğalgaz miktarı salı günü sıfıra indi. Avrupa’da bu hafta havaların soğuması ve doğalgaz aktarımının azalmasıyla enerji piyasasındaki kriz giderek derinleşiyor.

Almanya’da yer alan ve Yamal-Avrupa boru hattının son bulduğu Mallnow kompresörünün yüzde 30 kapasitesi geçen hafta seri olarak yapılan ihalelerle Gazprom tarafından ayırtılmıştı. Fakat Gazprom pazar gününden beri Yamal üzerinden aktardığı gaz miktarını yarıya indirerek 35 milyon metreküpten 17 milyon metrekübe düşürdü.

Borsa İstanbul'dan Kamuyu Aydınlatma Platformu'na yapılan açıklamaya göre, Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası'nda (VİOP) işlem gören USD/TL, EUR/TL, RUB/TL ve CNH/TL döviz vadeli işlem sözleşmeleri ile Gram/TL altın vadeli işlem sözleşmelerinde uygulanan yüzde 10 oranındaki alt fiyat limiti bugün için yüzde 80'e çıkarıldı.

BIST 50'de bugün de açığa satışa yukarı adım uygulanacak

BIST 50 Endeksinde yer alan paylara dün getirilen açığa satış işlemlerinde yukarı adım kuralının bugünkü seansta da uygulanmasına karar verildi.

Buna göre, açığa satış işlemi yapılabilen paylarda açığa satış işlemi, açığa satışa konu olacak sermaye piyasası aracının en son gerçekleşen işlem fiyatından daha yüksek bir fiyat üzerinden gerçekleştirilebilecek.

Altın fiyatları haftaya 1.800 doların üzerinde başladıktan sonra yatırımcıların Omikron varyantından kaynaklanan belirsizliklere odaklanmasıyla geriledi. Gram altın ise pazartesi günü 1.060 TL’ye kadar tırmandıktan sonra dolar kurundaki gerilemeyle 800 TL’nin altına indi.

Dolar/TL’nin pazartesi günü 18,36 seviyesine kadar tırmanmasıyla 1.000 TL’nin üzerine çıkan gram altın, TL’yi özendirici önlemlerin açıklanması sonrasında gerileyen dolar kurunu takip ederek 700 TL civarına kadar indi. Gram altın, dolar kurunun yeniden yükselmesiyle yeniden 800 TL'nin üzerine çıktı.

Doların en çok işlem gördüğü 10 para birimine karşı performansını ölçen Bloomberg Dolar Spot Endeksi yatay bir seyir izlerken 10 yıl vadeli ABD Hazine tahvil faizleri yüzde 1,42 seviyesinde bulunuyor.

Ons altın fiyatı

Ons altın, Fed toplantısının yarattığı belirsizliğin kalkmasıyla geçen haftaki kayıplarını silerek haftayı 1.800 doların üzerinde kapatmıştı. 4 haftanın ardından ilk defa haftayı kazançla kapatan ons altın, yeni haftaya düşüşle başlayarak 1.792 dolar seviyesinde işlem görüyor.

Gram altın fiyatı

Gram altın, küresel altın fiyatlarının 1.800 dolara çıkması ve dolar/TL’deki yükselişe geçen haftayı 950 TL civarında kapatmıştı. Haftaya dolar/TL’deki yükselişten destek bularak 1.000 TL'nin üzerinde başlayan gram altın, salı günü 700 TL'ye kadar geriledikten sonra kurun yeniden yükselmesiyle 804 TL civarında işlem görüyor.

Analistlerin yaptığı tahminlerin ortalamasına göre, Stoxx 600 Europe Endeksi gelecek 12 ayda yüzde 16 civarında yükseliş kaydedebilir. Merkez bankalarının parasal genişlemeyi azaltmaya başlamalarına rağmen analistlerin borsalar için fiyat tahminlerini yukarı yönlü güncellemeye devam etmesi piyasalardaki iyimser görünümün de habercisi.

Goldman Sachs ise Senatör Joe Manchin'in Biden'in sosyal harcama ve vergi planına destek vermeyi reddetmesi sonrasında ABD ekonomisi için büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etti.

"Yeniden Daha iyi İnşa Et" tasarısının Kongre'den geçmemesinin 2022 yılında ABD'de GSYH büyümesini azaltacağını savunan Goldman Sachs, daha önce yüzde 3 olarak açıkladığı 2022 ilk çeyrek büyüme tahminini yüzde 2'ye indirdi.

Goldman Sachs ekonomisti Jan Hatzius yaptığı değerlendirmede, "Senatör Manchin'in Yineden Daha İyi İnşa Et tasarısına destek vermeyeceğini açıkça ifade etmesi sonrasında bu tasarıya ilişkin öngörülerimizi ekonomik tahminlerimizden çıkardık" dedi.