Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

ABD merkez bankası Fed, bugün sona erecek toplantısında, küresel zayıflık, ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin ile ticaret savaşı ve Suudi Arabistan'da petrol tesislerine yönelik saldırı gibi jeopolitik riskler ortamında ekonomik büyümenin devamını sağlamak için bu yıl ikinci kez faiz indirimine gidecek gibi görünüyor.

Fed Temmuz ayında gösterge faiz aralığını 10 yılı aşkın bir aradan sonra 25 baz puan düşürerek yüzde 2-2.25'e indirmişti. ABD merkez bankası ayrıca, bu yıl ilave üç faiz indirimine daha gideceği yolundaki beklentileri de güçlendirmişti.

Ancak ekonomistlerin büyük kısmı daha sonra ilave faiz indirimleri için beklentilerini aşağı çekmiş ve bugünden başlayarak bir ya da iki ek faiz indirimi olabileceği öngörüsünde bulunmuşlardı. Ticaret görüşmelerinin tekrar başlaması ve Washington ile Pekin arasındaki tonun yumuşaması bu görüşü güçlendirdi.

Bunun yanında, petrol fiyatlarının yüksek kalacağının düşünülmesi ve enflasyonun nihayetinde Fed'in hedef seviyesi olan yüzde 2'ye ulaşacağı ve ABD ekonomisinin güçlü kalacağı beklentisi de faiz indirimlerine ilişkin beklentilerin geriye çekilmesine yardımcı oluyor.

- Ticaret savaşı ve diğer belirsizlikler

Ancak hiç kimse ve belki de Fed bile önümüzdeki aylarda faiz politikasının nasıl şekilleneceği konusundan emin değil. Çok fazla belirsizlik var ve bunlardan en önemlisi ticaret savaşının sonucunun ne olacağı belli değil.

Trup ayrıca, Powell'ı "düşman" olarak niteleyerek ve Fed'in politika yapıcılarına "mankafa" diyerek merkez bankasının politika oluşturma sürecine kamuoyu önünde sert eleştiriler yöneltmeye devam ediyor. Halen sağlam seyreden işgücü piyasasına ve tüketicilerin güçlü harcamalarına karşın, ABD Başkanı Trump, doları zayıflatma ve ABD ihracatını daha rekabetçi hale getirme çabalarının bir parçası olarak, Fed'in gösterge faizi agresif bir şekilde indirmesi ve Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) yaptığı gibi sıfır seviyesinin bile altına düşürmesi gerektiğini söylüyor.

Ancak hiç kimse Fed'in bu kadar ileri gideceğini düşünmüyor. Fed Başkanı Jerome Powell, politika yapıcıların herhangi bir dış baskıya boyun eğmeksizin büyümeyi sürdürme ve fiyatlarda istikrarı sağlama üzerinde odaklanmaya devam ettiğini söyledi.

Powell, Çarşamba günü karar sonrası düzenleyeceği basın toplantısında muhtemelen,  aralarında petrol fiyatlarında güçlü yükselişe neden olan ve enflasyon beklentilerinin güçlenmesine sebep olabilecek Suudi Arabistan'ın petrol üretim tesislerine saldırılar gibi ekonominin karşı karşıya olduğu risklere ilişkin sorularla karşı karşıya kalacak.

Fed ayrıca özellikle Avrupa'da olmak üzere küresel ekonomik yavaşlamayı ve İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma (Brexit) çabalarını da izliyor. Yıkıcı bir Brexit sadece Avrupa'nın değil ABD ekonomisinin de istikrarını bozabilir.

- Enflasyon hızlanıyor mu?

Uzun bir süredir durgun seyreden ABD enflasyonu, Fed'in yüzde 2 olan hedefine erişebileceği ve bu seviyelerde kalabileği yolunda işaretler göndermeye başladı. Eğer Fed politika yapıcıları enflasyonun daha hızlı bir ivme sürdüreceği sonucuna varırsa, bu durum onlara faizleri çok daha fazla indirme konusunda ara vermeye yöneltebilir.

Büyümeye yönelik en ciddi tehdit büyük ölçüde Trump'ın ticaret savaşı olarak görülüyor. Çin ve Avrupa'dan ithal edilen ürünlere yönelik gümrük tarifelerinin artırılması ve diğer ülkelerin de buna misillemede bulunarak ABD ihracat ürünlerine vergi getirmesi Amerikan şirketlerini olumsuz etkileyebilir ve bu şirketlerin yatırım ve genişleme planlarını askıya almasına yol açabilir.

Son günlerde, Trump yönetimi ve pekin, Ekim ayında Washinton'da gerçekleştirilmesi planlanan ticaret görüşmelerinin yeni turu öncesi gerilimi azaltma yönünde adımlar arttı. Ancak analistlerin büyük çoğunluğu bu sonbaharda, Pekin'in Amerika'nın teknoloji alanında baskın konumunun yerini almaya yönelik agresif çabalarından kaynaklanan sorunun çözülmesine yönelik önemli bir anlaşma beklemiyor.

Ancak ticaret savaşında olası ateşkesin olumlu etkilerini dengeleyerek ekonomiyi zayıflatabilecek olaylar da var. Bunlar arasında General Motors'daki grev ve Suudi Arabistan'ın petrol üretiminde geçici kayıplara neden olan saldırılar yer alıyor.

Ekonomistlerin çoğunluğu, şimdiye dek, Suudi Arabistan'da üretimde görülen geçici aksaklığın ABD ekonomisine zarar vermeyeceğini, zira petrolde küresel arz bolluğunun sürdüğünü kaydediyorlar.

Moody's Analytics baş ekonomisti Mark Zandi, "Yüksek petrol fiyatları, son 10 yıllarda olduğu gibi artık büyük bir ekonomik sorun değil" dedi.

- Politika yapıcılar tahminlerini güncelleyecek

Fed yetkilileri Çarşamba günü faiz kararını duyurumanın yanında, Powell'ın basın toplantısı öncesi, önümüzdeki 3 yıl için ekonomik büyüme, işsizlik, enflasyon ve faiz oranlarına ilişkin tahminlerini de güncelleyecek.

Faiz indirimi için zemin aslında karşı konulamaz denli güçlü değil. Zira işgücü piyasası sağlıklı ve ücretler yükseliyor. Geçen hafta hükümet perakende satışların Ağustos ayında arttığını rapor etti. Michigan Üniversitesi tarafından hazırlanan Tüketici Güven Endeksi sıçrama yaptı.

Ancak halen, devam etmekte olan ticaret savaşı ve Brexit'in sonuçları gibi diğer bilinmeyenler muhtemelen Fed'in karar aşamasında etkili olacak en büyük faktörler olacak.

Muhasebe firması Grant Thornton'un baş ekonomisti Diane Swonk, Bir tweet'in hızı ile değişebilen politikalara reaksiyon vermek durumunda olacaklar" dedi.