"Finansal okuryazarlık kamusal bir ihtiyaç niteliğinde"
-
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, "Bilinçli yatırımcı, sadece kendi kazancını değil, piyasanın sağlığını da artırıyor. Kötü kararlar, sadece bir kişinin portföyünü değil, tüm yatırım ekosistemini etkileyebiliyor. Bu yüzden finansal okuryazarlık artık sadece "kişisel bir gelişim alanı" değil, aynı zamanda kamusal bir ihtiyaç niteliğindedir" dedi.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, TKYD Kurumsal Yatırımcı Dergisi'nde yer alan makalesinde, finansa olan ilginin arttığı bir dönemden geçildiğini, yatırımcı sayısının tarihi
zirvelerini görüyorgördüğünü, yeni nesil finansal araçlara ilginin büyüdüğünü ve ve bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolay olduğunu kaydederek, "Ancak burada önemli bir ayrım var: Bilgiye ulaşmak başka, bu bilgiyi doğru şekilde anlamak ve kullanmak başka bir konudur. Tam da bu noktada finansal okuryazarlığın önemi daha fazla öne çıkıyor" dedi.
Gönül makalesinde, finansal okuryazarlığın, bireylerin finansal konularda bilgi ve bilinç düzeyini
artırarak, daha sağlıklı ve doğru yatırım kararları almalarını sağladığını belirterek, "Bu durum yatırım piyasalarına katılımın artmasını ve sermaye piyasalarının gelişimini destekliyor. Finansal kuryazarlığın yaygınlaşması hem finansal risklerin azaltılmasını hem de ekonomik büyümenin toplumun tüm kesimlerine daha adil ve kapsayıcı bir şekilde dağılmasını sağlıyor" ifadelerini kullandı.
Dünyadaki finansal okuryazarlık algısına dikkat çeken Gönül, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların, finansal okuryazarlığın artırılmasını kalkınma stratejilerinin önemli bir parçası olarak değerlendirdiğini belirtti.
"İstenilen boyutta değil"
Son yıllarda Borsa İstanbul’daki yatırımcı sayısının hızla artış gösterdiğini dile getiren Gönül, "Bu gelişme, sermayenin daha geniş kesimlere yayılma eğiliminde olduğuna işaret ediyor. Ancak bu tabloyu kalıcı bir başarıya dönüştürmek için yatırımcıların finansal okuryazarlık seviyesinin yükseltilmesi büyük önem taşıyor. Yapılan araştırmalar finansal okuryazarlık seviyemizin hâlâ arzu edilen düzeyde olmadığını gösteriyor. Yatırım araçlarına olan ilgi artarken, bu araçların nasıl çalıştığına dair bilgi ve anlayışın geride kaldığı gözlemlenebiliyor. Bu durum, finansal okuryazarlık alanında atılacak adımların hem bireysel hem de toplumsal açıdan ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
Gönül son söz olarak şu noktalara dikkat çekti:
"Bilinçli yatırımcı, sadece kendi kazancını değil, piyasanın sağlığını da artırıyor. Kötü kararlar, sadece bir kişinin portföyünü değil, tüm yatırım ekosistemini etkileyebiliyor. Bu yüzden finansal okuryazarlık artık sadece “kişisel bir gelişim alanı” değil, aynı zamanda kamusal bir ihtiyaç niteliğindedir.
Türkiye’nin bu konuda kararlı ve yapıcı adımları, sadece iç piyasaya değil, bölge ülkelerine de örnek olacak düzeydedir. Şimdi bu adımları daha çok kurumun, daha çok bireyin sahiplenmesi gerekiyor. Çünkü bu iş, gerçekten herkesin meselesi."