Bloomberght
Bloomberg HT Haberler 'Fintechlerle yol arkadaşlığı bankalar için kaçınılmaz'

'Fintechlerle yol arkadaşlığı bankalar için kaçınılmaz'

Bankacılıkta dijital inovasyonun değişim elçilerinden birisinin de fintechler adı verilen finansal teknoloji şirketlerinin olduğunu vurgulayan Akbank Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce, bu şirketlerle işbirliğine gitmenin, yol arkadaşlığı yapmanın bankalar için kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Giriş: 23 Mayıs 2019, Perşembe 15:52
Güncelleme: 23 Mayıs 2019, Perşembe 15:52

Akbank İnsan Kaynakları ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce, iş dünyası hızlı bir dönüşümden geçtiğini, bankacılık sektörünün de yalnızca finansla ilgili olmanın çok ötesine geçtiğini söyledi. Bloomberg HT televizyonunda Finansal Teknoloji programına katılan Yüce, bugünün bankacılığının pek çok farklı disiplinin paslaşmasının bir ürünü olduğunu vurgulayarak, "Bankacılığı büyük bir takım oyunu olarak görmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Teknolojik gelişmelerin yalnızca teknoloji şirketlerinin tekelinde olduğu bir dünya algısı da artık gerçekçi değil. Bankalar teknolojiyi tüketen değil üreten kurumların başlarında geliyor" diye konuştu. Bankalarda dijital dönüşüm konusunda Türkiye'nin son derece gelişmiş bir coğrafya olduğunu ve Kıta Avrupası ya da Kuzey Amerika ile kıyaslandığında gelişmişliğin çok daha ileri seviyede olduğunun rakamlarla da görüldüğünü kaydeden Yüce, Kuzey Ülkeleri ile kıyaslandığında ise daha gidilebilecek yolun olduğunu belirtti.

Bankacılıkta dijital inovasyonun değişim elçilerinden birisini de fintechler adı verilen finansal teknoloji şirketlerinin olduğunu vurgulayan Yüce, bugün dünyada sayılarının 10 bini aştığı ifade edilen fintechlerin, değer zincirinin hemen her noktasında yeni ürün ve hizmetler ürettiğini söyledi. Bu şirketlerle işbirliğine gitmenin, yol arkadaşlığı yapmanın bankalar için kaçınılmaz olduğunun altını çizen Yüce, "Yeni dönemde bankacılık sektörünün ‘bigtech’ firmalar tarafından oluşturulan ekosistemler ile rekabet edebilmesi için, kendi ekosistemlerini yaratması gerekecek. Bu da bankacılığa bakış açımızın tümüyle değişmesi anlamına geliyor. Eskiden banka denilen momolitik yapıyı, uçtan uca kendisinin geliştirdiği ön yüz, ürün ve altyapı bütünü gibi görürken, artık bankayı bu farklı katmanları lego parçaları gibi birleştiren bir üst yapı gibi değerlendirmek mümkün" diye konuştu.

'AKBANK LAB'DE FINTECHLERLE YAKINDAN ÇALIŞIYOR'

Müşterilerin bekledikleri bankacılık deneyimini yaşatmak için onlara yenilikçi uygulamaları sürdürülebilir bir şekilde sunmak gerektiğini vurgulayan Yüce şöyle devam etti: "Ve bahsettiğim parçalı iş modelini hayata geçirebilmek için bu parçalara hızlı şekilde entegre olabilecek hazır parçaları üreten iş ortaklarıyla yani fintechlerle de yakın çalışmak gerekiyor. İşte bunun için biz Akbank LAB’i kurduk. Akbank LAB, müşterilerimizin ihtiyaçlarından yola çıkarak dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen fintechleriyle iş birlikleri yapabildiğimiz, kendi içinde özerk süreç ve iş yapış şekline sahip bir inovasyon merkezi. Yeni fikirlerin uygulanabilirliklerinin test edildiği “proof of concept” adı verilen süreci bu şirketlerle kısa sürede tamamlıyoruz ve ihtiyaçlara ne kadar yanıt verebileceğimizi görüyor, buna göre yeni servisleri müşterilerimizin hayatına sokuyoruz."

'ASIL FARKI TEKNOLOJİ İLE İNSANIN GÜCÜNDEN EN İYİ HARMANI YAPAN YARATACAK'

Dijital dönüşümün iş yapış biçimlerine yansıması ve çalışanların da değişimini beraberinde getirmesi konusuna da değinen Burcu Civelek Yüce, makinelerden, akıllı yazılımlardan, yazılım robotlarından oluşacak yeni iş gücünü, iş sonuçlarına daha az riskle ve hızla ulaşmak için takım arkadaşları olarak görmenin en doğru yaklaşım olduğunu söyledi. Yüce, geleceğin iş dünyasında asıl fark yaratacak konunun ise insan ile teknolojinin gücünden en iyi harmanı yaratmak olduğunun altını çizdi.

Teknolojinin gelişebilmesi için insanların makineleri eğitmesi, verdiği sonuçları anlamlandırması ve sürdürülebilirliğini sağlaması gerektiğini belirten Yüce, "Hepimiz bugün olduğumuzdan daha ötesini yapabilecek varlıklarız. Ve teknoloji, bu kapasitemizi, tabii ki sınırlarımızı zorlayarak, açığa çıkarabilir. Bu tür bir takım ilişkisi kurgulandığında teknoloji ve insan birlikte çok daha yüksek katma değer üreterek çalışabilirler" diye konuştu.

Akbank’ta teknoloji ile insanın takım çalışmasını etkin kılabilmek için hem teknolojiye, hem insana, hem de bu iki faktörün ortak başarısına eş zamanlı olarak yatırım yaptıklarını kaydeden Yüce şöyle devam etti: "Bir örnek olarak Robotik Proses Otomasyonunu ele alalım. Şu an itibariyle bankamızda 5 tane robot yazılımı çalışıyor. Çok kısa zaman içinde sayı 10’a ulaşacak, sene sonuna kadar ise 20’yi aşacağımızı tahmin ediyoruz. Bu açıdan bakıldığında bu bir teknoloji yatırımı. Ama konunun bir de insana yatırım bacağı var. Bu robotların yapacakları işin modellenmesini, robota öğretilmesini ve işin devrini farklı birimlerden çalışanlarımız bir araya gelerek çalışıyor. Bu, özel bir yetkinlik seti. Kendi içimizde bir robotik uzmanlık ekibi oluşturduk. Gittikçe de genişleyen bir kitle. Böylelikle az katma değerli işleri yapmaktansa bu işleri robota nasıl devredebileceklerini öğrenen Akbank'lılardan bahseder hale geliyoruz. Özetle, dijital dönüşüm, teknolojik dönüşüm, adına ne derseniz deyin, bu alanlarda değişimin her iki bacağına, hem teknolojiye hem insana eş zamanlı ve koordineli bir yatırım planı yapmak kaçınılmaz hale geliyor."