Bloomberght
Bloomberg HT Enerji G20 ülkeleri salgında fosil yakıtlara daha fazla finansman sağladı

G20 ülkeleri salgında fosil yakıtlara daha fazla finansman sağladı

G20 ülkeleri Kovid-19 salgınının başından itibaren fosil yakıtlara 205 milyar dolar finansman sağlarken, iklim değişikliğiyle mücadele için kritik önem taşıyan temiz enerji kaynaklarına ise 135,5 milyar dolar destek verdi

Giriş: 15 Eylül 2020, Salı 14:43
Güncelleme: 15 Eylül 2020, Salı 14:43

Küresel iklim değişikliği dünya için giderek daha büyük bir tehdit haline gelirken, birçok ülke ve kurum fosil yakıtların kullanımını azaltmak veya sonlandırmak amacıyla enerji politikalarını gözden geçiriyor. Temiz enerji yatırımları yaygınlaşırken, fosil yakıtlara sağlanan finansman desteği de artmaya devam ediyor. Küresel sıcaklık artışı 1,5 dereceyle sınırlanarak iklim değişikliğiyle mücadele edilebilmesi için temiz enerjiye daha fazla destek verilmesi gerekiyor.

AA muhabirinin uluslararası araştırma kuruluşu Enerji Politikaları Takibi (Energy Policy Tracker) verilerinden derlediği bilgilere göre, G20 ülkeleri salgın sürecinde enerji sektörüne kalkınma programları aracılığıyla şartlı ve şartsız olmak üzere destek sağladı.

G20 ülkelerinin salgının başından beri çeşitli kaynaklara aktardığı finansman toplamda 380,3 milyar doları bulurken, en büyük payı 205 milyar dolarla fosil kaynaklar aldı. Öte yandan, iklim değişikliği kriziyle mücadelede büyük önem taşıyan temiz enerji kaynaklarına bu süreçte 135,5 milyar dolar destek sağlandı.

Söz konusu ülkeler, diğer enerji kaynaklarına ise 39,7 milyar dolar finansman verdi.

- ABD fosil, Fransa yenilenebilir desteğinde lider

Salgının başlangıcından beri fosil kaynaklara en fazla finansman sağlayan ülke 72,3 milyar dolarla ABD oldu. Bu ülkeyi 39,3 milyar dolarla Birleşik Krallık ve 22,3 milyar dolarla Fransa takip etti.

Ayrıca, son yıllarda kömür santrallerini kapatarak fosil yakıt kullanımını sonlandırmak amacıyla çeşitli adımlar atan Almanya da fosil kaynaklara 21,9 milyar dolarlık kaynak ayırdı. Kanada ise 10,2 milyar dolarla fosil yakıtlara en fazla destek veren beşinci ülke oldu.

Fransa, 33,5 milyar dolarla temiz kaynaklara finansman sağlayan ülkerin başında gelirken, bu ülkeyi 27,2 milyar dolarla ABD, 27,1'er milyar dolarla Çin ve Almanya, 13,5 milyar dolarla Birleşik Krallık izledi.

- Fosil yakıt desteğinde emisyon azaltım koşulu düşük seviyede

Enerji Politikaları Takibi Analisti Bengisu Özenç, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, salgın sürecinde devreye alınan ekonomik kalkınma paketlerinin sağlıklı, adil ve sürdürülebilir bir geleceği tasarlamak için kullanılmasının kritik önem taşıdığını ifade etti.

G20 ülkelerinin salgının başından beri 380 milyar dolarlık kaynağı enerji arz ve talebiyle ilgili alanlara aktardığını belirten Özenç, "Bu kaynağın yüzde 54'ü fosil yakıtları desteklerken, fosil yakıt teşviklerinin sadece yüzde 17'si bir emisyon azaltım ön koşuluyla verildi. Yeşil teşvikler ise enerji verimliliğiyle birlikte ele alındığında toplamda yüzde 36'lık paya sahip." dedi.

Özenç, G20 ülkeleri arasında yer alan Türkiye'de de durumun çok farklı olmadığına dikkati çekerek, "Yeşil politikalar alanında Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları ihalesinin ilanı, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması'ndaki uzatma ya da kamuda enerji performans sözleşmesi gibi olumlu adımlar atılsa da salgın döneminde hacmi hızla artan kredilerin koşullandırılmadan verilmesi ve devam eden termik santral yatırımları Türkiye'nin dönüşümünün önünde duran engeller." değerlendirmesinde bulundu.

- "Kaynakları patikayı değiştirmek yönünde kullanmalıyız"

Dünyada, Kovid-19 döneminde bazı yeşil paketler açıklanmasına rağmen kirletici sektörlere destek verilmeye devam edildiğini dile getiren Özenç, şunları kaydetti:

"Bu noktada, hükümetlerin mevcut yatırımlarını korumaya çalışmasının önemli etkisi var. Bu durum, karbon yoğun bir patikada bulunan ekonomilerin bu bağımlılığını daha da artıracak. Krizin derinliği ve buna yönelik destek paketlerinin büyüklüğü dikkate alındığında, bir daha ele geçiremeyeceğimiz dönüştürücü bir fırsatla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. İklim kriziyle mücadelede erteleyemeyeceğimiz bir takvim söz konusu. Bu nedenle kaynakları mevcudu korumak değil, patikayı değiştirmek yönünde kullanmalıyız."

AA