Gedik Yatırım 2020 Yılı Strateji Raporu'nu açıkladı
Gedik Yatırım 2020 yılına dair Strateji Sunumu'nda, Türkiye ekonomisinde toparlanmanın 2020 yılının ilk yarısı itibariyle daha gözle görülür hâle geleceği belirtti.
Raporda, baz etkilerinin destekleyici olacağı, enflasyonun önemli bir süre düşük çift haneli seviyelerde dengelenip, 2020’nin ikinci yarısı itibariyle tek haneli seviyelere yakınsamaya başlayacağı, cari dengenin tarihsel ortalamalara kıyasla daha sürdürülebilir/yönetilebilir seviyelerde olacağı, beklenen toparlanma eğiliminin bütçe görünümünü de bir miktar destekleyeceği ancak baz etkilerinden bağımsız olarak potansiyel büyüme rakamlarına yaklaşmadıkça iş gücü göstergelerinde kalıcı ve sağlıklı bir iyileşme görülmesinin kolay olmayacağını bildirdi.
Kurum, olumlu baz etkilerinin Ekim 2019 itibariyle sona ermesinin ardından 2019 yılını %11,8 ile düşük çift hanelerde tamamlayan TÜFE’nin 2020 yılının ilk 6 ayında ağırlıklı olarak %10-12 bandında dengeleneceğini; yılın ikinci yarısında ise hafif aşağı yönlü bir eğilimle birlikte enflasyonun yüksek tek haneli seviyelere yönelmesini beklemekte olduğunu bildirdi.
2020 Yılsonu TÜFE tahmini %9,6 seviyesinde
Kurum tarafından, İktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin henüz enflasyonist baskı oluşturacak seviyelerde olmadığını; baz etkisi kaynaklı özellikle yılın ilk yarısında potansiyele yakın/potansiyelin üzerinde kaydedilmesi muhtemel görünen ekonomik büyüme rakamlarına karşın iç talep kaynaklı enflasyonist baskının sınırlı kalacağını değerlendirerek; kur-enerji fiyatlarında görece dengeli bir seyir gözlenmesinin beklenildiği belirtildi. Yılsonu TÜFE tahmini ise 2020 için %9,6 seviyesinde.
Küresel risk iştahının yüksek kalmaya devam etmesi muhtemel
"Küresel risk iştahının yüksek kalmaya devam etmesi ve gelişmekte olan ülkeler açısından destekleyici kalmaya devam etmesi muhtemel. 2019 yılı başında küresel para politikasına ilişkin aşırı sıkılaşma yönündeki endişeler, yılın ikinci yarısında yerini, özellikle ABD-Çin arasındaki ticaret gerginliğinin küresel büyüme üzerinde artırdığı aşağı yönlü riskler sonrasında, genişleyici para politikası adımlarına bıraktı."
Gedik Yatırım 2020 Strateji Raporu’nda, 2020 yılı başında küresel çapta birçok merkez bankasının, son 6 aylık dönemdeki genişleme adımları sonrasında, «bekle-gör» politikasına geçtiğini ve faizlerin kayda değer bir süre daha düşük seviyelerde kalacağı yönünde iletişim kurduğu ve ABD-Çin arasında dış ticaret konusunda, ne kadar kalıcı bir çözüm olacağı soru işareti olsa da, ara bir anlaşmaya varılmış olması ve Kasım 2020’de gerçekleşecek olan ABD Başkanlık seçimleri göz önüne alındığında, yakın dönemde artan küresel risk iştahının 2020 yılında da yüksek kalmayı sürdürmesi; bununla birlikte küresel finansal koşulların da gelişmekte olan ülkeleri destekleyici olmaya devam etmesinin muhtemel göründüğü belirtildi.
Kurum tarafından yayımlanan raporda, “Türkiye Ekonomisi için 2019 yılındaki dengelenme sonrasında 2020’nin toparlanma yılı olmasını bekliyoruz. Türkiye Ekonomisinde 2018’in ikinci yarısından 2019’un ilk yarısına kadar devam eden dengelenme eğilimi, 2019 yılının ikinci yarısı itibariyle yerini kademeli bir iyileşmeye bıraktı. TCMB’nin yılın ikinci yarısında gerçekleştirdiği önden yüklemeli faiz indirimlerinin finansal koşullardaki sıkılığı azaltıcı etkisi reel ekonomiye gecikmeli olarak yansıyacağından, 3Ç19 dönemi itibariyle ilk sinyallerini aldığımız toparlanmanın özellikle 2020 yılının ilk yarısı itibariyle daha gözle görülür hâle geleceğini değerlendirmekteyiz.
Önümüzdeki süreçte, ekonomik büyüme tarafında baz etkilerinin de destekleyici olacağı, enflasyonun önemli bir süre düşük çift haneli seviyelerde dengelenip, 2020’nin ikinci yarısı itibariyle tek haneli seviyelere yakınsamaya başlayacağı, cari dengenin tarihsel ortalamalara kıyasla daha sürdürülebilir/yönetilebilir seviyelerde olacağı, beklenen toparlanma eğiliminin bütçe görünümünü de bir miktar destekleyeceği ancak baz etkilerinden bağımsız olarak potansiyel büyüme rakamlarına yaklaşmadıkça iş gücü göstergelerinde kalıcı ve sağlıklı bir iyileşme görülmesinin kolay olmayacağı görüşümüzü korumaktayız. Dengelenmeden toparlanmaya geçiş sürecinin hızı ve kalıcılığı açısından ülke risk priminin, güven endekslerinin, (yakın dönemde iyileşme eğilimi gösteren) jeopolitik gelişmelerin ve dış ilişkilerin seyrinin önemli belirleyiciler olmasını beklemekteyiz. BIST’in orta-uzun vadede önemli bir potansiyel taşıdığı yönündeki görüşümüzü koruyor; bu doğrultuda model portföyümüzün betasını yüksek tutmayı sürdürüyoruz.
2019 ve 4Ç19 Strateji Raporlarımızda, 2019 yılında Türkiye ekonomisinin pozitif büyüme gerçekleştireceği; BIST-100 endeksinin 110-115 bin seviyesinde, dolar/TL’nin ise 5,95-5,98 seviyesinde yılı tamamlayacağını öngörmekteydik. BIST-100 endeksi 114.425 ve dolar/TL 5,95 seviyelerinden kapanış yaparken; öncü göstergeler 2019 yılı için pozitif büyümeyi işaret etmekte. Son dönemde gözlenen yükselişe karşın, emsallerine kıyasla anlamlı bir pozitif ayrışma göstermeyen TL varlıkların iskontosu hâlen yüksek seviyelerde. Küreselde yüksek seyreden risk iştahı, gelişen piyasaları destekleyici finansal koşullar, Türkiye Ekonomisinin dengelenmeden toparlanmaya geçiyor oluşu, Türk Varlıkların değerlemeler açısından cazip seviyelerde olmayı sürdürmesi, TL’nin görece istikrarlı bir görünüm sergilemesi, ülke risk primindeki düşüşün sürme potansiyeli gibi gerekçelerle Borsa İstanbul’un orta-uzun vadede önemli bir getiri potansiyeli taşıdığını düşünüyoruz.” İfadeleri yer aldı.
2020 Strateji Raporunda, endekse dair yer alan öngörülerde ise, 2020’de endeksin 140.000 ve üzeri seviyelere hareketlenmesinin olası görüldüğü bildirildi. Raporda, “Endeksle korelasyonu yüksek olan ve uzun süredir iskontolu seviyelerde işlem görmekte olan hisselerin öne çıkabileceğini değerlendiriyoruz. Bu doğrultuda, model portföyümüze Mayıs 2019’da eklediğimiz ve %28 rölatif (%81 nominal) getiri sağlayan Tofaş’ı, Ford-Otosan ile değiştiriyoruz. Böylece, otomotiv sektöründeki ağırlığımızı korurken daha yüksek potansiyel taşıdığını düşündüğümüz bir hisseyi portföye dahil ediyoruz. Ayrıca, risksiz faiz oranı varsayımını %15’den %13.5’a indirip hedef fiyatlarımızı yükseltiyor; Otokar, Petkim, Tofaş ve Zorlu Enerji’de tavsiye değişikliğine gidiyoruz.” denildi.
Baz etkileri 2020’de büyümeyi destekleyecek
Raporda büyüme beklentilerine dair “4Ç18, 1Ç19 ve 2Ç19 dönemlerinde üst üste 3 çeyrek daralan ve 3Ç19 döneminde yeniden büyümeye geçen Türkiye Ekonomisine dair öncü göstergeler 4Ç19 döneminde de toparlanmanın sürdüğünü işaret ediyor. TCMB’nin önden yüklemeli faiz indirimlerinin ekonomik aktiviteye gecikmeli yansıyacak olması ve baz etkileri 2020’de büyümeyi destekleyecek. Baz etkileri nedeniyle, 2020 yılı hissedilen büyüme performansının, kaydedilen büyüme performansından daha düşük olacağını değerlendiriyoruz. Büyüme bileşenleri tarafında iç talebin öne çıkmasını, yatırımların yılın ilk yarısında görece zayıf kalmaya devam etmesini, net ihracattan gelen katkının azalmasını bekliyoruz.” görüşleri yer aldı.