Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Endüstri Devrimi’yle birlikte birçok sektörün büyümesi, çalışan personel sayısının artması ve departmanların çeşitlenmesiyle birlikte, şirketler daha büyük ofis binalarına gereksinim duydu. 21. yüzyılın ilk yıllarında internet ve mobil telefonların kullanımının artmasıyla birlikte, günlük operasyonların ofis dışında da gerçekleştirebileceğini gözlemledik, ta ki 2020 yılında yaşanan pandemi krizine kadar.

Günlük hayatımızda birçok aktiviteyi sekteye uğratan Kovid-19 salgınıyla birlikte eğitimden çalışma hayatına kadar birçok sektörün değişime uğrayacağı artık biliniyor. Salgının çalışma alışkanlıklarını hızlı bir dönüşüme uğratmasıyla birlikte, insanlar evden de gerçekleştirebildiği işler için neden ofis binalarına gitmesi gerektiğini sorgulamaya başladı. Peki, bu yeni anlayış geleceğin mimarisinde nasıl bir değişikliğe sebep olacak?

Bloomberg HT’de İşin Geleceği programına konuk olan Tabanlıoğlu Mimarlık Ortağı Melkan Gürsel ve Nurus Yönetim Kurulu Başkanı Güran Gökyay, teknolojinin mimari tasarımları nasıl şekillendireceğini anlattı.

- Pandemi dönemi sonrası mimari tasarımlarda nasıl bir değişim oldu?

Doğal afetler, binaların havalandırma sistemlerinden sığınakların yapımına kadar mimariye düzenlemeler getiren önemli çevresel etmenlerdendir. Salgın hastalıkların da bunun bir parçası haline geldiğini belirten Melkan Gürsel’e göre, Kovid-19 bizlere gelecekte daha yerel ve daha doğal malzemelerin kullanılmasının gerektiğini öğretti. Biz uzun bir süredir bunu unutmuştuk, çünkü son zamanlarda sektör genelinde en çok mega projelerden bahsediyorduk.

Pandemi süreciyle birlikte hiç önemsemediğimiz balkonlar ve hatta havalandırma sistemleri bizim için önemli hale geldi. Bu sebeple, pandemi kendimizle yüzleşeceğimiz ve daha doğru mekanlar yaratacağımız bir geleceğe vesile olacak. Gürsel’e göre, belki de artık bir toplantı için yurt dışına gitmek zorunda kalmayacağız, çünkü salgın hepimize karbon ayak izimizi kontrol ederek bu dünyayı daha yaşanabilir hale getirdiğimizi gösterdi.

Dünyanın teknolojik gelişmelerle artık daha küçüldüğünü düşünen Gürsel, bu sürecin bizi daha doğala ve akıllı davranmaya yönelttiğini düşünüyor. Mimari çözümlerde ve kamu alanlarının tekrar dizaynında da bunu gözetmemiz gerekli.

Teknolojik gelişimler ofis tasarımlarını nasıl değiştirdi?

İyi bir mimar olabilmek için hayatın bir parçası olmak gerektiğini savunan Gürsel, mimarinin sadece okuyarak öğrenilmediğini, insanın içindeki yaratıcı hissin kuvvetli olması gerektiğini düşünüyor. Bu pandemi süreci bize gösterdi ki, artık seyahat etmek zorunda kalmadan bilgiye istediğimiz zaman ve istediğimiz yerde ulaşabileceğiz. Bu sebeple, mimari alanında kalifiye bir çalışan olabilmek için hem yaşayarak hem de sanal ortamda tecrübe kazanmak gerekir.

- İş hayatında teknolojik dönüşümle birlikte mobilyaların tasarımlarında neler değişti?

Dijitalleşirme hayatımıza girmişken bunu mekandan ve fonksiyondan ayırmanın mümkün olmadığını düşünen Nurus Yönetim Kurulu Başkanı Güran Gökyay, son 4-5 yıldır ‘nesnelerin interneti’ hakkında çalıştıklarını söyledi. Söz konusu elektronik uygulamalarla istenilen mekanda toplantı rezerve edilebilir, hijyen koşulları hakkında bilgilendirme yapılabilir ve hatta mekanın yoğunluğu hakkında içerideki trafik bile ölçülebilir. Gökyay, bu uygulamalar dışında uzun zamandır doğa dostu ve anti-bakteriyel malzemeler kullandıklarını fakat salgın sonrası özellikle kumaşların üzerinde anti-viral malzemeler üzerine çalışmalar yaptıklarını belirtti.

- Geleceğin ofis tasarımlarında neler göreceğiz?

90’lı yıllarda insanlar ofislerde bölmeleri olan (cubical) alanlarda çalışıyorlardı ve zamanla açık ofis yapısına geçildi. Teknolojinin değişimiyle birlikte, insanların büyük bir kısmının farklı çalışma alışkanlıkları ön plana çıktı. Bu da ofislerden ziyade daha rahat ortamlarda çalışılmaya başlanmasına neden oldu. Gökyay’ a göre, gelecekte belki her yerde masalar ve sandalyelerden daha çok hareketli sessiz odacıklar olacak, çünkü ileride video konferansların kullanım alanları artacak. Bu sebeple çalışanlar dönüşebilen; bazen sessiz, bazen de sosyal alanlara ihtiyaç duyacak.