Gelecekte eğitim alanında hangi yeniliklere adapte olmamız beklenecek?
Bloomberg HT'de 'İşin Geleceği' programına konuk olan Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ve Expertera ve Future of Work Türkiye Kurucusu Alp Sezginsoy, gelecekte eğitimde karşımıza çıkacak yeni uygulamaları ve teknolojileri değerlendirdi
Teknolojinin yapay zeka kavramını hayatımıza sokmasıyla birlikte birçok sektörde olduğu gibi eğitimde de köklü değişimler yaşanmaya başladı. Ülkelerin bir kısmı bu değişimlere öncülük ederken, bir kısmı ise eğitim politiklarını reforme ederek yeni dünya düzenine adapte olmaya çalıştı.
Eğitim konusunda çalışmalar yapan fütüristlere göre, önümüzdeki 20 yıl içerisinde öğrenciler kendilerinin karar verdiği yerde ve zaman diliminde eğitim alacak. Böylelikle, günümüzde halihazırda devam eden okula gitme ve sınıfta ders dinleme uygulamaları sona erecek. Bu uygulamalardan biri olan sınav sistemi de ilerde kalkacak ve bunun yerine öğrencilerin verileri analiz etme kabiliyetleri ölçülecek. Dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından biri olan Harvard Üniversitesi eski Rektörü Larry Summers’a göre, gelecekte öğrenciler sınava girmeyecek, hatta iki dönem aynı uzunlukta olan dersler almayacak.
Gelecekte sağlık ve ilaç sektöründe uygulanması beklenen yeniliklerde olduğu gibi eğitimde de kişiye özel tekniklerin ve araçların kullanılması bekleniyor. Bu sisteme göre, öğrenci kendi yetenekleriyle paralel ilerleyen bir alanda eğitim alacak ve bu süreçte yetenekleriyle uyumlu kişiselleştirilmiş öğrenme tekniklerinden faydalanacak.
Türkiye’de bu alanda öncülük eden kişiler bu gelişimi nasıl değerlendiriyor?
Bloomberg HT’de "İşin Geleceği" programına konuk olan Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ve Expertera ve Future of Work Türkiye Kurucusu Alp Sezginsoy bu konuda merak edilen soruları Hande Berktan’a cevapladı.
Eğitim sektörünü bütün sektörlerin lokomotifi olarak gören Enver Yücel’e göre, bir ülkenin ve toplumun gelişmesi sürdürülebilir eğitimle mümkün. Her sektörde olduğu gibi eğitim sektörü de değişiyor ve değişmeye devam ediyor. Özellikle son 20 yılda eğitim sektörüne teknolojinin girmesiyle birlikte, eğitim sisteminin Sanayi Devrimi’nden kalma anlayışla yönetilmeye devam etmesi mümkün gözükmüyor. Yücel’in görüşüne göre, bu değişim ancak kişiye özel eğitim sistemiyle gerçekleştirilebilir. Teknolojinin desteğiyle, öğrencilerin hangi yönde yetenek ve kabiliyetinin olduğuna bakılmalıdır.
Enver Yücel, Kovid-19 salgını sürecinde eğitime uzun soluklu bir ara verilmesinin mümkün olmadığının anlaşıldığını vurguladı. Pandemi sebebiyle dünyada neredeyse 1,5 milyar öğrenci okullarına gidemedi. Bu durum da uzaktan eğitim sisteminin önemini ortaya çıkardı. Konvensiyonel anlayışlarla eğitimde fırsat eşitliğini sağlayamayacağımızı düşünen Yücel’e göre, teknolojiyi kullanarak en ücra bölgelerde yaşayan öğrencilere uzaktan eğitim sistemiyle ulaşım sağlamalıyız.
Eğitimciler, geleceğin eğitimindeki dönüşüme hazır mı?
Öğrencilerin eğitimdeki yeni teknolojilere ne kadar hazır olduğunun sorgulanmasının yanı sıra, eğitimcilerin bu yeniliklere ne kadar adapte olabildiği de merak konusu. Yücel, geleceğin öğretmenlerini yetiştirirken, eğitim fakültelerimizden başlayarak teknolojiyi işin içine dahil etmemiz gerektiğini ve her okulda eğitim teknoloğunun bulunmasının şart olduğunu dile getirdi. Çünkü yapay zeka ve 5G teknolojilerinin sisteme dahil olmasıyla birlikte öğretmenlerimizin de rolü değişecek. Örneğin, öğretmen öğrencisine her gün bilgi transfer eden birinden daha çok öğrenciye mentorluk eden biri haline gelecek. Gelecekte, öğrenciler bilgiye dünyanın her yerinden ulaşabilme olanağına sahip olacağından dolayı, öğretmenler bir sorunu nasıl çözümleyebilecekleri hakkında öğrencileri yönlendirecek. Haliyle, gelecekte öğretmenlerin eğitimdeki rolü bugünkünden daha fazla olacak.
Eğitim ve teknolojinin uyumlu çalışması iş dünyasında nasıl bir dönüşüm sağlayacak?
Expertera ve Future of Work Türkiye Kurucusu Alp Sezginsoy’a göre, dijitalleşme demek yeni yeteneklerin ve yeni yetkinliklerin çok hızlı bir şekilde adaptasyonu demek. Dolayısıyla firmalar bu yeni yetkinlikleri kullanabilmek için farklı teknolojilere, yazılımlara ve analiz gücüne ihtiyaç duyacaklar.
Pandemi nedeniyle firmaların 2025’de uygulamayı planladıkları teknolojileri öne çektiklerini ve bu yenilikleri 2020 yılı itibariyle uygulamaya koyduklarını söyleyen Sezginsoy, uzaktan çalışmanın bunun bir örneği olduğunu düşünüyor. Bu uygulamayla birlikte firmalar zamanla dünyanın her yerinde yaşayan ve alanında yeteneği olan insanlara kolaylıkla ulaşabilecek. Bu durum da fırsat eşitliğinin sağlanmasında büyük rol oynayacak.
İş hayatında yeni nesil liderlelerde hangi özellikler aranacak?
Gelecek nesil liderlerde iki tip yetkinlik ön plana çıkacak. Bunlardan ilki dijital yetkinlik olacak. İş hayatında liderlerden kodlama gibi bir çok teknik bilgiye hakim olması ve bu becerileri en etkin şekilde uygulaması beklenecek. Diğer bir yetkinlik ise, liderin sosyal becelerini yenidünyaya adapte edebilmesi istenecek. Örneğin, emir komuta zincirinde ilerleyen dikey organizasyon yapılarında liderlik yapan kişilerden daha çok, işbirlikçi ve çalışanları doğru yönlendirebilen liderler ön plana çıkacak.