Advertisement
HABERLER ABONE OL

Altyapı konusunda yatırımların yetersizliğinden doğan olumsuz sonuçların yanında gezici mobil istasyonların kapasitesi de tartışılan konuların başında geldi.

Uzmanlar afet zamanlarında, özellikle depremlerde GSM üzerinden iletişimin ilk 5-6 saatte yoğunlaşacağını, bu saatlerde 'tıkanma' tabir edilen yoğunluğun zirveye çıktığına dikkat çekerken, tedbirler alındıkça 5-6 saat sonra iletişimin normale dönmeye başladığını ifade etti.

Bu kapsamda ilk tedbir araçlara yüklü baz istasyonlarının bölgeye sürülmesi olarak öne çıkıyor.

Operatörlerin gezici baz istasyonları olması gerektiğine vurgu yapan uzmanlar bu araçların ülkenin çeşitli yerlerinde hizmete hazır bulundurulması gerektiğini belirtirken mobilize araçların tamamının operatörlerin merkezi olan büyük şehirlerde bulunması durumunda Türkiye'nin diğer bölgelerine ulaşmanın 15-16 saati bulacağına, bunun da sürecin en başında ihtiyaç duyulan iletişim ihtiyacını karşılamaktan uzak olacağına dikkat çekti.

Depremin ilk günleri, bu gezici istasyonların yeteri kapasiteye ulaşamadığını ve bölgedeki gezici istasyonların da enerji sıkıntısı çektiğini gösterdi.

Bu konuda uzmanlar GSM operatörlerinin yatırım eksikliğine dikkat çekerken, "GSM operatörleri 10 saat içinde iletişimin sağlıklı bir şekilde kurulabileceği hizmeti sunabilirlerdi. 1999’dan bu yana bu ürünleri geliştirecek zamanları vardı. Bu teknolojiyi sunabilecek kapasiteleri var. Depremde o kritik 48 saattin ilk 10 saatinde iletişimin sağlıklı bir şekilde kurulabilmiş olmasının önemini düşünün" diye konuştu.