Güneş enerjisinde hedef aşıldı
-
Ember'in son raporuna göre, 2024 yılının Ağustos ayında güneş enerjisi kurulu gücü 18 GW seviyesini geçerek, 2025 yılsonunda hedeflenen güneş enerjisi kapasitesini 1,5 yıl önce aşmış oldu.
Enerji alanında çalışan düşünce kuruluşu Ember’in analizine göre, son iki yılda yaşanan kapasite artışında, yeni projelerin yaklaşık yüzde 90’ını oluşturan öz tüketim odaklı güneş enerjisi kurulumları önemli bir rol oynadı. Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesinde bu ivmenin devamlılığı; çatı, hibrit, yüzer ve depolamalı güneş santrali çözümlerinin yüksek potansiyeli kullanılarak sağlanabilir.
Güneş enerjisi kurulu gücünün son iki buçuk yılda yüzde 102 artarak ikiye katlandığı ifade edilen raporda, benzer artışa daha önce 2018-2022 arasında, dört yıldan fazla (51 ay) bir sürede ulaşıldığı hatırlatılıyor.
Ember, Türkiye’nin 2035 yılına kadar güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitesini mevcut seviyenin dört katına çıkararak 120 GW’a ulaşma hedefi doğrultusundaki büyüme eğiliminin önümüzdeki yıllarda da süreceğini öngörüyor.
Güneş enerjisinde yeni fırsatlar yarattı
Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) modeli, 2025 yılında da güneş ve rüzgâr enerjisinde kapasite artışını desteklemeye devam edecek. Ember, 2025 yılında güneş ve rüzgâr için toplam 2 GW’lık yeni bir ihalenin planlandığını belirtirken, Türkiye’nin en az 53 GW olarak tahmin edilen yüzer GES potansiyeline de dikkat çekiyor. Bu projelerin de YEKA kapsamında ihale edilmesi hem yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasına hem de kullanılmayan su yüzeylerinin değerlendirilmesine ve buharlaşma kaynaklı su kaybının önlenmesine önemli katkı sağlayacağı belirtiliyor. Güneş enerjisinde bir diğer potansiyelin batarya depolama alanında olduğunu ifade eden Ember, 2024 itibarıyla Türkiye’de 14 GW’lık depolamalı güneş enerjisi kapasitesinin ön lisans aldığını belirtiyor. Ulusal Enerji Planı’nda (UEP) 2030 yılı hedefi olarak belirlenen toplam 2 GW’lık batarya depolama hedefinin sadece güneş projelerine verilen önlisans ile şimdiden yedi kat aşıldığını ifade eden Ember, bu durumun Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedefl erini daha da yükseltme potansiyelini ortaya koyduğunu dile getiriyor. Ayrıca, depolama teknolojilerinin yenilenebilir enerji sistemlerini şebekeye daha kolay ve verimli bir şekilde entegre edebileceğine dikkat çekerek, bu gelişmenin enerji santrallerinin şebeke entegrasyonunu önemli ölçüde kolaylaştıracağını ve enerji sisteminin esnekliğini artıracağını öngörüyor.