Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Time Dergisi Editörü Fareed Zakaria, Türkiye'nin son 10 yıldaki en büyük başarısının ekonomik reformları gerçekleştirmek olduğunu belirterek, ''Dünyada her ülke bunları yapmakta zorlanır. Bunları yapmak, kısa vadede acıdır. Biz bunları ABD'de yapmakta zorlanıyoruz ama Türkiye bir yolunu buldu'' dedi.

Türkiye Tekstil İşverenleri Sendikasının düzenlediği ''Bölgedeki Fırsatlar ve Tehditler'' konulu seminer, Antalya'nın Kemer ilçesine bağlı Tekirova beldesinde başladı.

Seminerde konuşan Time Dergisi Editörü Fareed Zakaria, yurt dışına çıkmak için çok fırsatı olmadığını ancak Türkiye'nin kendisi için özel bir ülke olduğunu ifade ederek, ''Türkiye için kalbimde büyük bir sevgi var'' dedi.

Zakaria, Mısır'da Hüsnü Mübarek'in ardından da Libya'da Kaddafi'nin iktidarlarının sona erdiğini belirterek, dünyada yaşanan değişime dikkati çekti. Kaddafi'nin 2 yıl önce ABD'nin New York şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler toplantısına katılarak burada ''Kahraman gibi'' konuşma yaptığını hatırlatan Zakaria, ''Tanıştığım en tuhaf dünya lideriydi. Libya Büyükelçiliğinde buluştuk. Tuhaf korumalarla geldi. 12 çarpıcı Afrikalı hanım. Askeri üniformalı ve sırtlarında kalaşnikof silahlar vardı. Libya'da son aylarda kaçarken acaba onlar ne yapıyordu merak ettim doğrusu'' diye espri yaptı.

Dünyada yaşananların olumlu olduğunu söyleyen Zakaria, son 20 yıl içerisinde dünyada savaş ve şiddet olaylarında soğuk savaş dönemine göre bir azalma olduğunu söyledi. Zakaria şöyle konuştu:

''Buna inanmak zor gelebilir ama Irak'taki her bomba, Afganistan'daki her patlama, depremler bize bir belirsizlik ve korku hissi veriyor. Tabii bu televizyonun da bir ürünü. Bunu söylemem lazım, CNN gibi kanallarda gördüğünüz her şeye de inanmayın. Biraz abartma eğilimi var. Biz sizi seyirci olarak tutmak zorundayız. Bu da her bombayı çok daha büyükmüş gibi göstermekten geçiyor.''

Türkiye'nin başarısı

Türkiye'nin bütün güçlerin kesiştiği noktada yer aldığını, bir yandan Arap dünyasında yaşanan gelişmeleri izlerken bir yandan Çin ve Hindistan'dan gelen büyük ekonomik baskıyı, diğer taraftan da batıyı izlediğini dile getiren Zakaria, Türkiye'nin yeni dünya düzeninden büyük ölçüde yararlandığını kaydetti.

Bu gelişmelerin Türkiye'nin kendi konumunu almasını sağladığını belirten Zakaria, ''Türkiye bu yeni düzenden yararlandı. Güçlü bir ekonomik gelişme gerçekleştirdi'' dedi.

Türk iş dünyasının 20 yıl önce daha içe dönük olduğunu, son gelişmelerin ardından dışa açıldığını vurgulayan Zakaria, Atatürk tarafından kurulan Türkiye'nin güçlü devlet yapısının dünyadaki değişime ayak uydurduğunu söyledi. Bölgede süreklilik açısından Türkiye'deki istikrara yaklaşacak bir siyasi istikrar görünmediğinin altını çizen Zakaria, şunları söyledi:

''Türkiye'nin son 10 yıldaki en büyük başarısı, ekonomik reformları gerçekleştirmenin bir yolunu bulması. Dünyada her ülke bunları yapmakta zorlanır. Bunları yapmak, kısa vadede acıdır. Biz bunları ABD'de yapmaktan zorlanıyoruz ama Türkiye bir yolunu buldu.

Son 5 yıllık geçmişe baktığımızda, Türkler anladı ki AB, Türkiye'yi tam üye olarak almak konusunda pek istekli değil. Ama Türk ekonomisindeki bu faydalı reformlar sayesinde AB Türkiye'yi almak istediğinde Türkiye, 'Teşekkürler, biz sizin işçin fazla güçlüyüz' diyecek.''

''İş aleminin düzenini korumaya çalışırız''

Türkiye Tekstil İşverenleri Sendikası Genel Başkanı Halit Narin, dünyanın fırsatlarla dolu olduğunu, kendilerinin de işadamları olarak bu fırsatları yakalamak için biraraya geldiklerini kaydetti. Türkiye'nin son yıllarda büyük bir sıçrama politikasıyla ekonomisini büyütmeye çalıştığını ifade eden Narin, ''Biz iş aleminin liderleri olarak hükümetimizin bütün kademelerindeki bütün arkadaşlarla, iktidardakine biraz daha fazla yakın, muhalefettekine biraz daha uzak kalmak suretiyle iş aleminin düzenini korumaya çalışırız'' dedi.

Türkiye'nin en güvenilir ülkeler arasında bir numarada yer aldığını belirten Narin, kendilerini siyasi kavgaların değil dünyanın Türkiye'ye bakışının alakadar ettiğini kaydetti.

Türkiye'nin yükselen bir yıldızı olduğunu, Rusya ve Çin'in ardından ekonomisi büyüyen ve kalkınma hızı devam eden 3 ülke arasında yer aldığını söyleyen Narin, bu süreçte dayanışmaya herkesten fazla ihtiyaçları olduğunu dile getirdi. Narin, ''Ben kavgayı çok severim, huyumu biliyorsunuz. Benim çok kavgacı bilinen bir sıfatım var. Ama kavganın yeri değil artık. Türkiye'nin bir fırsatlar ülkesi olduğunu bizler çalışarak gösteriyoruz. Bunu zedeleyecek her türlü olay için hepimiz yek vücut olmalıyız'' dedi.

Türkiye'nin hedeflenen noktaya ulaşması için birlikte hareket edilmesinin önemine işaret eden Halit Narin, ''İşçisiyle, işvereniyle, bürokratıyla bir nar gibi olmalıyız. Narın bütün özelliği iç içe girmiş binlerce parçanın birbirine kenetlenmiş düzenidir. Bunun bizlere verilmiş bir görev olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.

Clinton'un mesajını okudu

Bu arada seminerin ilk oturumunun moderatörlük yapan Amerikan Kongresi Dış İlişkiler Eski Komite Üyesi ve Türk Dostluk Grubu Üyesi Michael McMahon da, dinleyicileri Türkçe ''Merhaba, nasılsınız?'' sözleriyle selamladı.

Konuşmasını İngilizce sürdüren McMahon, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin dünya barışı açısından son derece önemli olduğunu vurguladı. McMahon, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajı okudu.

Seminer, yarın sona erecek.