Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Dış piyasalar haftayı kırmızıda geçirdi

Dış piyasalar haftayı kırmızıda geçirdi

  • Yabancı piyasalar geçtiğimiz hafta ABD'deki ve Avrupa'daki bütçe sorunları sebebiyle çoğunlukla ekside seyretti

Giriş: 27 Kasım 2011, Pazar 10:30
Güncelleme: 28 Kasım 2011, Pazartesi 11:34

Uluslararası piyasalarda bu haftaya ABD'de ''Süper Komite''nin bütçe açığının azaltılması konusunda anlaşma sağlayamaması, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının kredi notu indirimleri, Avro Bölgesi borç krizinin giderek yayılması ve bölge ülkelerinin borçlanma maliyetlerinin artması damgasını vurdu.

ABD Kongresi'nin federal bütçe açığını 1,2 trilyon dolar azaltmanın yollarını bulmakla görevli Süper Komitesi, komitedeki Cumhuriyetçi ve Demokratlar arasındaki görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığını açıkladı.

Süper Komite'nin eşbaşkanları Cumhuriyetçi Jeb Hensarling ve Demokrat Patty Murray, yaptıkları ortak açıklamada, ''aylar süren yoğun çalışma ve müzakerelerde sona gelindiği, ancak görüşmelere katılan taraflar arasında anlaşmaya varılamadığı, her ne kadar komite üyeleri arasındaki fikir ayrılıkları aşılamasa da, ABD'nin içinde bulunduğu finansal krizin çözülmesi gerektiği, sorunun gelecek nesillere bırakılamayacağını'' belirtti.

ABD Başkanı Barack Obama, Beyaz Saray'da, ''zenginlere vergi artışını düşünmeyi reddederek görüşmeleri mahvetmekle suçladığı Cumhuriyetçilerin, Kongre'nin bütçe açığını azaltmada anlaşmaya varılamamasının önündeki asıl engel olduğunu'' söyledi. Obama, Kongre'nin bütçe açığını azaltmanın yollarını bulamaması halinde 2013 yılında devreye girecek aynı miktardaki otomatik kesintileri yok etme çabalarını veto edeceği uyarısında bulundu.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Standard & Poor's (S&P) ve Moody's, Süper Komite'nin federal bütçe açığını azaltmada anlaşma sağlanamaması nedeniyle ABD'nin kredi notunda hemen indirime gitmeyeceklerini açıkladı.

ABD Ticaret Bakanlığı, Temmuz-Eylül çeyreğinde yıllık bazda gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyüme tahminini 0,5 puan düşürerek yüzde 2'ye revize etti. Büyümenin aşağı yönlü revize edilmesinde işletmelerin stoklarını hızla azaltması etkili oldu.

ABD Merkez Bankası (Fed), 31 büyük bankayı, kayıplara direnmek için yeterli sermayeye sahip olduklarını garanti etmek amacıyla derin resesyona karşı kredi portföylerini test etmeye karar verdi. Bankalar ayrıca Avrupa'da piyasa şokuna karşı da test edilecek.

Testin parametrelerinin sadece ABD'de değil, aynı zamanda küresel ekonomide önemli düşüşü yansıtacağını belirten Fed, testin ekonominin görünümünü temsil etmediğini, bankaların, ekonominin derin bir sıkıntılı dönemin ve finansal piyasa şokunun üstesinden gelip gelmeyeceğini göstererek sermaye yeterliliklerini daha şeffaflaştırmayı amaçladığını kaydetti.

KREDi DERECELENDİRME KURULUŞLARI İŞ BAŞINDA

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Standard & Poor's, Moody's ve Fitch bu haftayı da boş geçmedi.

Fitch, Türkiye'nin ''BB '' olan yerel ve yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notunu teyit ederken, not görünümün ''Pozitif''ten ''Durağan''a çevirdi. Fitch, not görünümünün revize edilmesinde, yüksek düzeydeki cari açığını azaltmaktaki güçlüklerle karşı karşıya bulunan Türkiye'nin makroekonomik istikrarında kısa vadeli risklerde artış olmasının etkili olduğunu ifade etti.

Moody's, borçlanma faizlerinde son dönemdeki yükselişin, Fransa'nın kredi notunu olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu. Kredi notunun olumsuz olmasının, Fransa'nın halen ''Aaa'' olan kredi notunun düşebileceği anlamına geldiğini belirten Moody's, 2012'de yüzde 1 büyümenin beklendiği ülkede, borçlanma faizlerinin artmasının, borçların azaltılması hedefine ulaşmayı daha da zorlaştıracağına dikkat çekti.

Fransa'ya bir uyarı da Fitch'den geldi.

Fitch, istikrarlı ve geniş vergi tabanıyla desteklenen, ekonomisi çeşitlilik arz eden Fransa'nın ''AAA'' olan kredi notunu halihazırda hak ettiğine dikkat çekerek, ancak Avro Bölgesi'ndeki borç krizinin derinleşmesi halinde Fransa'nın kredi notunun riske girebileceğini ifade etti.

Fitch, Portekiz'in yerel ve yabancı para cinsinden ''BBB-'' olan uzun vadeli kredi notunu ''BB ''ya çekti, kredi notu görünümünün ise ''negatif'' olduğunu bildirdi. Kuruluş, ülkenin büyük mali dengesizlikler, tüm sektörlerdeki yüksek borçlanma seviyesi ve makroekonomik görünümün kötü olması nedeniyle ülkenin kredi notunun uzun süre yatırım yapılabilir seviyesini sürdüremeyeceğini gösterdiğini belirtti.

S&P, Belçika'da daimi hükümetin eksikliği ve ülkenin ihracatını tehdit edecek Avrupa'da olası resesyon nedeniyle bu ülkenin uzun vadeli kredi notunu ''AA ''dan ''AA''ya indirdi. Uzun süren siyasi belirsizliğin ülkenin kredibilitesini riske attığını, geçici hükümetin mali ve yapısal reformları uygulama yetkisinden yoksun olduğunu belirten kuruluş, Belçika hükümetinin yüksek seviyelerdeki genel hükümet borcunun artmasını önleme kapasitesinin zorlaştığına işaret etti.

Moody's, Macaristan'ın ''Baa3'' olan devlet tahvillerinin yerel ve yabancı para cinsinden notunu ''Ba1''le yatırım yapılamaz seviyeye indirdi, kredi notlarının görünümlerini ise ''negatif'' olarak belirledi. Moody's, not indiriminde, borçlanma maliyetlerindeki artış ve zayıf ekonomik büyüme göz önüne alındığında Macaristan hükümetinin mali konsolidasyon ve orta vadede kamu sektörü borç yükünün azaltılması hedeflerini karşılama kabiliyetine yönelik belirsizliğin etkili olduğunu vurguladı.

S&P, Mısır'ın ''BB-'' olan yerel ve yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notunu ''B ''ya çekti, kredi not görünümünü ise ''negatif'' olarak belirledi. S&P, not indiriminde, ülkede süregelen politik çalkantılar ve zayıf ekonomik görünümün etkili olduğuna dikkat çekti.

S&P ayrıca, Euro Bölgesi'nin büyük bölümünün gelecek yıl beklendiği gibi resesyona girmesi halinde bölgedeki kredi notlarının baskı altında kalacağı uyarısında bulundu.

Fransa Ekonomi Bakanı François Baroin, Fransa'nın kredi notunu yanlışlıkla düşüren S&P için yaptırım istedi. Baroin, önemli zararlar verme riski taşıyan yanlışlığın kabul edilemez olduğunu, sorumlulara yönelik yaptırım uygulanması gerektiğini kaydetti.

Avrupa'nın borç krizi

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Almanya Başbakanı Angele Merkel ve İtalya Başbakanı Mario Monti, Euro bölgesi borç krizini görüşmek üzere Strasbourg'da toplandı.

Sarkozy, Merkel ve Monti ile yaptığı görüşmeden sonra, Fransa ve Almanya'nın, Avro Bölgesi borç krizini daha iyi yönetilebilmesi için ilgili AB sözleşmesinde değişikliğe gidilmesini önerdiğini açıkladı. Sarkozy, üç ülkenin Avrupa Merkez Bankasının (ECB) bağımsızlığına saygı göstereceklerini, ECB'den olumlu ya da olumsuz talepte bulunmaktan kaçınacaklarını söyledi.

Merkel de, AB sözleşmesinde düşünülen değişikliğin, ECB'nin yapısıyla ilgili olmadığını söyledi.

Sarkozy ve Merkel, düzenlenen üçlü zirvede, İtalya Başbakanı Monti'ye ''İtalya'nın çöküşü, euronun sonu olur'' mesajını verdi.

AB Komisyonu Avro Bölgesi'ndeki borç kriziyle mücadele için ortak tahvil (eurobond) çıkarılmasını önererek, üye ülkelerin bütçelerine müdahale hakkı istedi.

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, avro kullanan ülkelerden yapısal reform taahhütlerini yerine getirmelerini ve ekonomik bütünleşmeyi derinleştirmelerini isteyerek, bütçe disiplininin güvence altına alınması halinde Euro Bölgesi'nin ortak tahvil çıkarmasının yolunun açılacağını kaydetti.

Euro Bölgesi'ndeki tüm ülkelerin eşzamanlı olarak bütçe disiplinini güçlendirme iradelerini göstermeleri halinde eurobond olarak adlandırılan ortak tahvil projesinin arzulanır ve uygulanır hale geleceğini vurgulayan Barroso, ayrıca AB'nin yayılan borç krizine uygun cevap verememesi halinde dağılabileceği uyarısı yaptı.

Fransa Maliye Bakanı François Baroin, mevcut krizin İtalya ya da İspanya gibi ülkelere yayılmasının önlenmesi için en iyi çözümün ECB'nin müdahalesi ya da müdahale olasılığı olduğunu bildirdi.

ECB'nin iki nedenle müdahalede bulunamadığına dikkat çeken Barroso, ilk olarak ECB'nin AB anlaşmalarının buna izin vermemesi nedeniyle müdahalede bulunamadığını, ikinci nedenin ise Almanya'nın aşırı borçlanma ve enflasyon gelişiminin ortaya çıkardığı politik risklerle dolu 70 yıllık tecrübesi olduğunu vurguladı.

Yunanistan Başbakanı Lucas Papademos, ilk yurt dışı ziyaretinde Brüksel'den güvenoyu aldı.

Papademos'u kabul eden AB Komisyonu Başkanı Barroso, yeni Yunan hükümetinin AB ve IMF'nin istediği ikinci kurtarma paketini harfiyen uygulamaya koyacağına inancının tam olduğunu açıkladı.

Avrupa Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu komiseri Olli Rehn ise Yeni Demokrasi Partisi Başkanı Antonis Samaras dahil tüm Yunan siyasi liderlerinden AB/IMF programına yazılı taahhüt beklentilerini yineledi.

Lüksemburg'da Avro Grubu Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker ile görüşen Papademos, ''Eurobondlar ya da benzer araçlar krizin üstesinden gelmeye yardımcı olabilir'' dedi.

Papademos, ulusal birlik hükümetindeki üç partinin, Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonunun (IMF) 110 milyar euroluk kurtarma paketinin 6'ıncı dilimi olan 8 milyar euroyu almak için tasarruf önlemlerini destekleyeceğine dair krediyi veren uluslararası kuruluşlara yazılı garanti vermesi gerektiğini ifade etti.

AB, ECB ve IMF temsilcilerinden oluşan troyka heyetinin, AB liderlerinin geçen ay anlaştığı Yunanistan için ikinci kurtarma paketiyle ilgili görüşmeler yapmak için 12 Aralık'ta Atina'ya döneceği kaydedildi.

BORÇLANMA MALİYETLERİ ARTTI

Euro Bölgesi üyesi İspanya ve İtalya'nın borçlanma maliyetleri arttı.

İspanya'da muhafazakar Halk Partisi'nin (PP) genel seçimi kazanmasından sonra Hazine ilk kez düzenlediği 3 ve 6 ay vadeli tahvil ihalesinde 2,98 milyar euro borçlandı. Hazine'nin 3 ay vadeli tahvil ihracında ortalama getiri oranı yüzde 5,1'e yükseldi. Hazine'nin 25 Ekim'de düzenlediği benzer ihalede ortalama faiz oranı yüzde 2,3'tü.

Hazine'nin 6 aylık tahvil ihracında ise daha önce yüzde 3,3 olan ortalama faiz oranı yüzde 5,2'ye çıktı.

İtalya'nın 10 yıllık hazine tahvillerinin ortalama faiz oranı yüzde 7'yi geçerek, yüzde 7,081'e ulaştı. Bu ülkenin 10 yıl vadeli hazine tahvillerinin ortalama faiz oranı 9 Kasım'da yüzde 7,483'e ulaşarak, Euro Bölgesi'nin kuruluşundan bu yana en yüksek seviyeyi görmüştü.

İtalya Hazinesi'nin düzenlediği 6 ay vadeli bono ihalesinde ortalama faiz oranı yüzde 6,504'e yükseldi. Hazine'nin 26 Ekim'de düzenlediği 6 ay vadeli bono ihalesinde ortalama faiz oranı yüzde 3,535 düzeyindeydi. İtalya'nın 2 yıl vadeli tahvillerinin ise ortalama faiz oranı yüzde 4,628'den yüzde 7,814'e çıkarak yeni bir rekor kırdı.

Ayrıca hafta içinde Almanya'nın düzenlediği 10 yıllık tahvil ihalesi başarısız olarak değerlendirdi.

Almanya, ihalede 6 milyar euro satmayı hedeflerken yüzde 1,98 faizle 3,9 milyar euroluk satış yapabildi.

Bu arada Almanya İstatistik Ofisi, ülkenin GSYH'sinin temmuz-eylül dönemini kapsayan üçüncü çeyrekte çeyrek bazda yüzde 0,5, yıllık bazda ise yüzde 2,6 oranında büyüdüğünü açıkladı. Almanya ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 büyümüştü.

DÖVİZ PİYASASI

Londra döviz piyasasında pazartesi günü 1,3457 dolardan açılan euro, cuma kapanışta 1,3232 dolara geriledi.

Aynı borsada pazartesi günü 1,5707 dolardan açılan İngiliz sterlini ise cuma kapanışta 1,5448 dolar oldu.

New York borsasında, altının ons fiyatı pazartesi günü 1.678,30 dolardan kapanırken, cuma günü kapanışta 1.685,50 dolara çıktı.

ABD, AVRUPA VE ASYA BORSALARI

Avrupa borç krizine güvenilir çözüm bulunamaması yatırımcıları riskli yatırımlardan uzak tuttuğu için ABD'de borsa iki aydaki en kötü haftalık sonuçla karşı karşıya kaldı.

ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 0,23 (25,77 puan) değer kaybederek, haftayı 11.231,78 puandan kapattı. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 0,27 (3,12 puan) azalarak 1.158,67 puan ve Nasdaq Bileşik Endeksi de yüzde 0,75 (18,57 puan) düşerek 2.441,51 puan oldu.

Dow Jones Endeksi haftanın tamamında yüzde 4,8, Standard & Poor's 500 Endeksi yüzde 4,7 ve Nasdaq Bileşik Endeksi yüzde 5,1 oranında değer kaybetti.

Amerika kıtasında ayrıca Meksika Borsası'nda IPC Endeksi yüzde 2,12, Brezilya Borsasında Bovespa Endeksi yüzde 0,70, Arjantin Borsasında Merval Endeksi yüzde 0,01 ve Kanada Borsası yüzde 0,20 geriledi.

Avrupa'da ise borsalar haftanın son işlem gününde yükselişle kapandı.

Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi yüzde 0,72 (37,08 puan) değer kazanarak 5.164,65 puandan, Frankfurt Borsası'nda Dax Endeksi yüzde 1,19 (64,76 puan) artarak 5.492,87 puandan ve Paris Borsası'nda Cac 40 Endeksi de yüzde 1,23 (34,72 puan) artarak 2.856,97 puandan haftayı tamamladı.

Avrupa'da ayrıca İspanya'da Madrid Borsası'nda IBEX 35 Endeksi yüzde 0,54, İtalya'da Milano Borsası yüzde 0,12, Hollanda'da Amsterdam Borsası'nda AEX Endeksi yüzde 1,02, İsveç Borsası'nda OMX 30 Endeksi yüzde 0,31 ve İsviçre'de Zürih Borsası yüzde 0,72 değer kazandı.

Asya'da ise Japonya'da Tokyo Borsası'nın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 0,06 düşüşle haftayı 8.160,01 puandan kapattı.

Asya'da ayrıca Tayvan Borsası yüzde 1,16, Avustralya Borsası yüzde 1,40, Hong Kong Borsası yüzde 1,37, Çin'de Şanghay Borsasında SE Composite endeksi yüzde 0,72, Güney Kore Borsası yüzde 1,04, Singapur Borsası yüzde 1,24, Tayland Borsası yüzde 1,36, Hindistan Borsası'nda BSE Sensex 30 Endeksi yüzde 1,03 ve Endonezya Borsası yüzde 1,59 düştü.

PETROL FİYATLARI

ABD ham petrolünün Ocak ayı teslimi varil fiyatı haftayı 96,77 dolardan ve Londra Brent tipi ham petrolün Ocak ayı teslimi varil fiyatı da 106,40 dolardan tamamladı.

ABD Batı Teksas tipi ham petrolünün varil fiyatı Ocak ayı teslimi dün haftanın son işlem gününde 60 sent artarak 96,77 dolardan kapandı. Geçen hafta 103 doların üzerine çıkan ABD ham petrolünün varil fiyatının haftalık kaybı ise yüzde 0,7 oldu.

Londra Brent tipi ham petrolün Ocak ayı teslimi varil fiyatı ise haftanın son işlem gününde 1,38 dolar düşüşle 106,40 dolara indi.