Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Merkez, banka ekonomistlerine sunum yaptı

Merkez, banka ekonomistlerine sunum yaptı

TCMB'nin ekonomistlere yaptığı sunumda kredi, çıktı açığı, döviz, rezerv konularına ve Euro Bölgesi kaynaklı sorunlara değinildi

Giriş: 06 Aralık 2011, Salı 12:19
Güncelleme: 06 Aralık 2011, Salı 14:31

Merkez Bankası, özellikle tüketici kredilerinde gözlenen yavaşlamanın önümüzdeki dönemde ülkede özel tasarruf eğiliminin artmasını sağlayarak cari açıktaki düzelmenin daha hızlı ve daha sağlıklı gerçekleşmesine katkıda bulunacağını değerlendirdiğini bildirdi.

Merkez Bankası yetkilileri bugün Ankara'da düzenlenen toplantıda, banka ekonomistleriyle bir araya geldi.

Toplantıda, Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğü ile Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü ve Piyasalar Genel Müdürlüğü birer sunum yaptı.

Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğünün sunumunda, kur etkisinden arındırılmış kredi büyümesinde yakın zamanda gözlenen yavaşlama eğiliminin yılın geri kalan kısmında da sürmesi halinde kur etkisinden arındırılmış yıllık kredi artışının yıl sonunda yüzde 25 dolayında gerçekleşeceğinin öngörüldüğü belirtildi.

Cari açıktaki iyileşmenin kalıcı olabilmesi için kredilerin makul seviyelerde büyümeye devam etmesinin önemine dikkat çekilerek, özellikle tüketici kredilerinde gözlenen yavaşlamanın önümüzdeki dönemde ülkede özel tasarruf eğiliminin artmasını sağlayarak cari açıktaki düzelmenin daha hızlı ve daha sağlıklı gerçekleşmesine katkıda bulunacağının değerlendirildiği belirtildi.

20 Ekim 2011 tarihli Para Politikası Kurulu toplantısında, Kurul'un, yurt içi piyasalardaki istikrarı sağlamak için gerekli politika tedbirlerini gecikmeksizin almaya devam edeceğini vurguladığı, bu çerçevede Ekim ayında TL zorunlu karşılıkların yüzde 40'a kadar olan kısmının döviz olarak, yüzde 10'a kadar olan kısmının da altın olarak tutulabilmesine imkan sağlandığı hatırlatılarak, bu şekilde 10,1 milyar dolar tutarında yabancı para, 1,8 milyar dolar tutarında (31,7 ton) altın tutulduğu kaydedildi.

Sunumda, YP zorunlu karşılıklar için de 1,8 milyar dolar tutarında (31,6 ton) altın tutulduğu bildirildi.

Bu kararların, bankaların fonlama ihtiyaçlarını kalıcı olarak ve önemli ölçüde azalttığı, bu nedenle bankaların maliyet ve likidite kanalı üzerinden olumlu yönde etkilendiği ifade edildi.

Merkez Bankasınca tanınan döviz depo piyasasında borçlanma limitleri (10,8 milyar ABD doları) ile döviz ve altın cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklar (13,7 milyar ABD doları) birlikte dikkate alındığında; bankaların önümüzdeki yıl boyunca yurt dışı yükümlülüklerini karşılama konusunda sorun yaşamayacaklarının düşünüldüğü belirtildi.

Piyasalar Genel Müdürlüğünün sunumunda da bankacılık sistemi likidite ihtiyacının Kasım ayında ortalama 47 milyar lira seviyesinde gerçekleştiği, uygulanan para politikası stratejisi gereği haftalık repo ihaleleriyle yapılan TL fonlamanın azaltılması sonucu oluşan likidite ihtiyacının büyük ölçüde piyasa yapıcı repo imkanı ile karşılandığı dile getirildi.

TCMB faiz koridorunun genişletilmesi ve repo ihaleleri ile yapılan fonlamanın azaltılması sonucunda yükselen gecelik faiz oranlarının Kasım ayında da mevcut yüksek seviyesini sürdürdüğü ifade edildi.

Sunumda, Euro Bölgesi kaynaklı belirsizlik ve gecelik faiz oranlarındaki artışın etkisiyle yükselen gösterge kıymet faiz oranlarının; AB'ye ilişkin beklentiler ve gelişmiş ülke merkez bankalarının koordineli olarak ABD doları swap faizini indirmesinin etkisiyle oluşan risk algılamasındaki iyileşmeyle yüzde 10,20 seviyesine gerilediğine dikkat çekildi.

Yurtdışı yerleşiklerin Devlet İç Borçlanma Senedi stoku içindeki paylarının, Kasım ayının ilk yarısındaki sınırlı artışın ardından, Kasım ayının ikinci yarısında düşüşünü sürdürdüğü, TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeksinin 2011'de görülen gerileme sonrası, Eylül ayında başlayan sınırlı yükselişini Kasım ayında da devam ettirdiği belirtildi.

İncelenen dönemde diğer gelişmekte olan piyasa ekonomilerine oranla TL'deki değer kaybının daha sınırlı olduğunun görüldüğüne işaret edildi.

Rezervler 95,5 milyar dolara ulaştı

2010 yılı başından, döviz alım ihalelerine son verilen 25 Temmuz 2011 tarihine kadar geçen sürede 21,3 milyar dolar satın alındığı, Ağustos ayında başlanan döviz satım ihaleleriyle de 8,63 milyar dolar döviz satıldığı belirtilerek, 29 Kasım 2011 tarihinden itibaren, her iş günü, takip eden iki iş günü içerisinde ihaleler yolu ile satılabilecek toplam azami döviz miktarının ilan edilmesine başlandığı anımsatıldı.

TL cinsi zorunlu karşılık yükümlülüklerinin döviz cinsi tesis edilebilme imkanının yüzde 40'a yükseltilmesi ve söz konusu yükümlülüklerin yüzde 10'una kadar kısmının altın cinsinden tesis edilebilme imkanının sağlanması ile birlikte 25 Kasım itibarıyla TCMB döviz rezervlerinin altın dahil 95,5 milyar dolar seviyesine yükseldiği belirtildi.

AB Liderler Zirvesi

Piyasalar Genel Müdürlüğünün sunumunda, gelişmiş ülke merkez bankalarının eşgüdümlü hareketi ve AB ülkeleri liderlerinin görece olarak kararlı tutumlarının, 9 Aralıkta gerçekleştirilecek AB liderler zirvesi öncesinde çözüm umudunu kuvvetlendirdiği de kaydedildi.

Bankacılık sistemi likidite ihtiyacının Kasım ayında önemli ölçüde azaldığı, 20 Ekim 2011 tarihli Kurul kararı ile TCMB borç verme faiz oranlarının yükseltilmesi sonrasında bir hafta vadeli repo ihalesi ile fonlanan tutarın azaltılması sonucunda likidite ihtiyacının piyasa yapıcılara tanınan repo imkanı ve Merkez Bankasının İMKB ve Bankalararası Para Piyasasındaki borç verme kotasyonları üzerinden karşılandığı bildirildi.

Merkez Bankasının, bankaların likidite yönetimlerini kolaylaştırmak ve toplam fonlama maliyetlerini öngörebilmelerine yardımcı olmak amacıyla her bir zorunlu karşılık tesis dönemindeki her hangi bir günde sağlanacak haftalık vadeli fonlama miktarı için planlanan alt sınırı ilan etmeye başladığı hatırlatıldı.

Bir hafta vadeli repo ihaleleri ile sağlanan TL fonlamanın azaltılması sonucu yükselen gecelik faiz oranları Kasım ayında da yüksek seviyesini koruduğu ifade edildi.

Gelişmiş ülke merkez bankalarının koordineli olarak ABD doları swap maliyetini indirmesi ve 9 Aralık'ta gerçekleştirilecek AB liderler zirvesine yönelik iyimser beklentilerle AB borç sorununa yönelik kaygılarda belirgin azalma gözlendiği belirtildi.

Bankacılık sistemine gerekli likiditenin sağlanması hususunda mevcut uygulamanın önümüzdeki dönemde devam edeceği, kredi büyüme hızının yakından izleneceği ve gerekli politika tedbirlerinin gecikmeksizin alınacağı ifade edildi.

Çıktı açığı

Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğünün sunumunda ise parasal ve finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte krediler ve iç talebin yavaşlamaya devam ettiği belirtildi. Yılın son çeyreğinde cari dengedeki iyileşmenin daha da belirginleşeceği ifade edildi.

Son aylarda döviz kuru hareketleri, yönetilen/yönlendirilen fiyat ayarlamaları ve işlenmemiş gıdadaki baz etkisi nedeniyle enflasyonda belirgin bir artış gözlendiğine işaret edilerek, toplam talep koşullarındaki yavaşlamayla oluşan çıktı açığının orta vadede ikincil etkileri sınırlayacağının tahmin edildiği bildirildi.

Sunumda, enflasyonun önümüzdeki aylarda hedefin belirgin olarak üzerinde seyrettikten sonra 2012 sonlarında hedefe yaklaşacağı vurgulandı.