Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Sigorta sektörü karsız büyüyor

Sigorta sektörü karsız büyüyor

Sigorta sektöründeki yoğun rekabet nedeniyle karlılık oranlarının düşük seyri devam ediyor

Giriş: 08 Aralık 2011, Perşembe 13:49
Güncelleme: 09 Aralık 2011, Cuma 11:04

SİGORTA SEKTÖRÜNDEKİ BÜYÜME KARSIZ DEVAM EDİYOR

Sektördeki yoğun rekabet nedeniyle karlılık oranlarının düşük seyri devam ediyor.

Prim üretimi dikkate alındığında 2001 yılından bu yana yıllık ortalama %24 büyüme gerçekleştiren sigortacılık sektörü, yurtdışı ile kıyaslandığında halen yüksek büyüme potansiyeline sahip bir sektör olarak öne çıkıyor. 2010 yılı sonunda Türkiye’de sigortacılık sektörünün prim üretimi GSYİH’nin %1,3’ü seviyesinde gerçekleşirken bu oranın Avrupa’da %7,5, Türkiye’nin benzerleri olarak nitelendirilebilecek Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan ve Rusya’da sırasıyla %4,0, %3,7, %3,0 ve %2,3 olduğu düşünüldüğünde sektörün büyüme potansiyeli daha iyi anlaşılıyor. 2012 yılına ilişkin beklentilere ilişkin yapmış olduğu değerlendirmede İş Yatırım Sigorta Analisti Kutluğ Doğanay, sigorta sektörünün iktisadi faaliyetle çok yüksek korelasyona sahip olduğunu belirtirken 2012 için %2,5 olan GSYİH büyümesi beklentisi ile 2012 yılı prim üretiminin %12 artacağını söyledi. EFG Istanbul Securities Sigorta analisti Duygun Kutucu prim üretiminin ekonomi ile birlikte yavaşlayarak 2012 yılında %10-15 aralığında bir prim artışı beklediklerini söylerken, Tera Menkul Değerler Analisti Hasan Demir ise bireysel emekliliğe ilişkin %11-13 bir katılımcı artışı öngördüğünü ifade etti.

Genç nüfus yoğunluğu ve düşük olan tasarruf oranın artış eğiliminde olması Türkiye pazarını cazibesini artırırken, cazibe artışı nedeni ile sektörde yıllar itibariyle birçok satın alma ve yabancı yatırımcı girişi gözlendi. Ne var ki, sektörde görülen yüksek büyüme karlılık oranlarına yansımıyor, aksine kar marjları düşmeye devam ediyor. Hayat branşında teknik kar marjları sabit bir şekilde %6 civarında seyrederken, prim üretiminin ağırlığını oluşturan hayat dışı branşın teknik kar marjı 2008’deki %4’lük seviyesinden 2011 yılında negatif bölgeye gerilemiş görünüyor.

Hayat dışı branşın prim üretiminin %83’ünü oluşturduğu sektörde, özellikle bu alandaki yüksek fiyat rekabeti ve düşürülemeyen operasyonel giderler kar marjlarını baskılayan unsurlar olarak öne çıkıyor. Sektördeki oyuncu sayısının artmaya devam etmesi ve her yeni oyuncu girişi ile artan rekabetin marjları aşağı çektiği görülürken, daha önce fiyat rekabetinin marjlardaki negatif etkisini hafifleten finansal gelirlerdeki yüksek seyrin, devlet tahvil faiz oranlarındaki düşüş ile zayıflaması marjlardaki düşüşü hızlandırıyor. İş Yatırım Sigorta Analisti Kutluğ Doğanay konuya ilişkin değerlendirmesinde, daha önce prim üretiminde büyüme ile fon toplayıp bunları yüksek getirili devlet tahvillerinde değerlendiren sektörün düşük faiz ortamına halen uyum sağlayamadığına dikkat çekerken, büyümenin düşük getirili ve yüksek rekabetin varolduğu oto ağırlıklı segmentlerde görülmesi ile tek haneli faiz döneminde sektörün faiz kazancının azalması nedeniyle marjların olumsuz etkilendiği yorumunu yaptı. Doğanay ayrıca son iki yılda fiyatlarda görülen artışa rağmen pazar paylarını artırmak isteyen yabancı oyuncuların doğal olarak fiyat rekabetini önplana çıkarması ile marjların düşük seyrettiğini ekledi. EFG Istanbul Securities Sigorta analisti Duygun Kutucu sektör karlılığının düşük olmasında başlıca sebebin kasko ve trafik segmentlerindeki yoğun rekabetin olduğunu belirtirken, uygulamaya ilişkin yapmış olduğu değerlendirmede, ayrıca tutanaklarındaki suiistimallerin hasar tutarlarını şişiren bir etmen olarak söylenebileceğini ekledi.

Fiyattaki rekabete ek olarak, pazar payını artırmak isteyen şirketlerin acenteler yoluyla pazara hakim olmak istemesi bu şirketlerde operasyonel giderlerin marjları düşürücü etkisinin yüksek olmasına neden oluyor. Özellikle banka iştiraki şirketlerin henüz yeterince yararlanmadığı banka şube ağı kullanımını artırıyor olması, bu şirketlere maliyet anlamında avantaj olarak geri dönebilir gibi görünüyor.

Ayrıca yurtdışındaki uygulamalar dikkate alındığında sigorta şirketlerinin ayırmış olduğu karşılık oranları sektör finansallarını olumsuz etkiliyor. EFG Istanbul Securities Sigorta analisti Duygun Kutucu konuya ilişkin Türkiye’deki uygulamaların yurtdışındaki uygulamalarla daha uyumlu hale gelmesi ve karşılıkların ihtiyatlılık prensibine uygun olarak ayrılmasının sektör için olumlu olacağı yorumunu yaptı. İş Yatırım Analisti Kutluğ Doğanay, 2014 yılında Avrupa Birliği’nde fiili olarak uygulanacak olan Solvency-II olarak adlandırılan yeni sermaye yeterlilik kriterinin, Türkiye’de Avrupa Birliği normlarına uyum sürecinde, sektörde daha fazla konuşulacağını ifade ederken, sermaye yeterliliği zayıf olan birçok şirketin olduğu sektörde bu gelişmenin sektörde satın alma ve birleşmeleri hızlandıracağı yorumunu yaptı. Doğanay, iyi nakit yaratan sektörün karşılıklar nedeniyle bunu karlılığa dönüştüremediğini sözlerine ekledi.

Şirketlerin faaliyet karlılığına bakıldığında, İMKB’de işlem gören şirketlerden Anadolu Hayat 2ç11 döneminde gerçekleştirdiği %32,4 ile öne çıkarken, oto ağırlıklı segmentin nispeten düşük olduğu Yapı Kredi Sigorta %13,5 ile Anadolu Hayat’ı izledi. Prim üretiminde sektörün önde gelen şirketlerinden Ak Sigorta ve Anadolu Sigorta’nın faaliyet karlılıkları ise sırasıyla 2ç11 döneminde %7,8 ve %2,8 olarak diğer şirketleri geriden takip etti. Kısa vadede sigorta şirketlerinde marjlardaki baskının devam edeceği öngörülürken, Tera Menkul Değerler Analisti Hasan Demir, bireysel emeklilik için Orta Vadeli Plan’da belirtilen teşvikin çıkması halinde bu durumun bireysel emeklilik şirketlerinin prim üretimine önemli katkıda bulunacağını ifade etti. Demir ayrıca emeklilik fonlarına ilişkin yapmış olduğu değerlendirmede, İMKB’deki değer kaybının ve faiz getirilerindeki oynaklığın fon gelirlerini olumsuz etkilediği yorumunu yaptı. İş Yatırım Sigorta Analisti Kutluğ Doğanay, mevcut konjonktürde karlılıkları daha iyi olan emeklilik ve hayat sigortası şirketlerinin ön plana çıktığını söylerken, Merkez Bankası’nın özellikle tüketici kredilerine ihtiyatlı bakışı hayat sigortacılığının en karlı ürünü olan vefat teminatlı poliçelerin büyümesini olumsuz etkileyecek, dedi. Doğanay, ancak emeklilik fonlarındaki artış ve yüksek faiz ortamı buradaki kayıpları telafi etmeye yetecek, yorumunu yaptı.

Sonuç olarak, sektörün büyüme potansiyeli Türkiye pazarının cazibesini artırırken bu faktör sektör oyuncularının arasında rekabeti artırıcı bir unsur olarak öne çıkıyor. Kısa vadede sigorta şirketlerinin marjlarında önemli yükselişler beklenmezken, orta ve uzun vadede gerek ülke vatandaşlarında tasarruf alışkanlığının artış gösterme potansiyeli gerekse piyasanın olgunlaşmaya başladığı dönemde rekabetin fiyat temelli olmaktan ziyade diğer etmenlerin öne çıkacağı beklentisi ve portföy çeşitlendirmesinin etkisi ile sektörün karlılığının artacağı öngörülüyor. İMKB-100 ve benzer ülke sigorta hisselerine nazaran 2011 yılında daha sert düşüş gösteren sigorta hisseleri, geçtiğimiz haftalarda Aksigorta’da olduğu gibi hisseyi destekleyen ortakların hisse alımları gibi hareketlerin devamının zaten zayıf performans gösteren sektör hisselerindeki olası düşüşü sınırlayıcı etkide bulunacağı düşünülebilir

BloombergHT Araştırma Servisi

Cihan Başkal

cbaskal@bloomberght.com