OECD'den "fonlama" uyarısı
Bu ay içinde borçlanma görünümü raporunu açıklayacak olan OECD, üye ülkeleri küresel finansman sıkıntısına karşı uyarıyor
Financial Times gazetesinde yer alan habere göre, son verilerin sanayileşmiş ülkelerdeki borçlanmanın bu yıl 10 trilyon doları aşması ve 2012'de daha da tırmanması beklenirken, Euro Bölgesi ve küresel ekonomideki aşırı belirsizliklerin sonucunda piyasalar ve hükümetler de önümüzdeki yılda fonlama sıkıntısıyla karşı karşıya kalacak gibi görünüyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD, bu ay yayınlanacak olan son borçlanma görünümü raporunda, ülkeleri ve piyasaları finansal zorlukların ve belirsizliklerin devam edeceğini söyleyerek, uyaracak.
OECD'nin kamu borcu yönetimi müdürü Hans Blommestein, piyasalardaki gelişmelerin durumu yansıttığını, bunun da ülkelerin borçlanma maliyetlerini, istikrarı tehdit edecek düzeyde tehlikeli boyutlara yükselttiğini söyledi.
Habere göre, öngörülebilir gelecekte, birçok OECD ülkesi, özel piyasalardaki hacimlerin oldukça yükseltilmesini gerektirecek düzeyde çetin mücadeleyle karşılaşacak ve bu durum da hükümetlerin ve ekonomilerin istikrarı için sorun oluşturacak.
Ekonomilerin finansman kabiliyetini yitirmesi riski, Euro Bölgesi ülkelerini Avrupa Merkez Bankası'na ya da acil durum kredilerine başvurmak gibi seçeneklere zorlayabilir. Diğer yandan OECD, örgüte üye olan ülkelerin toplam borçlanma ihtiyaçlarının 2011'de 10.4 trilyon dolar, 2012'de de 10.5 trilyon dolar olarak gerçekleşeceğini söylüyor. 2007'deki finansman ihtiyacının 1 trilyon dolar üzerinde olan bu rakamlar, 2005'deki fonlama gereksiniminin ise 2 katına karşılık geliyor. OECD'nin açıklamakarı, İtalya ve İspanya gibi en gelişmiş ülkelerin de piyasalara girişlerinin kapanabileceğine dikkat çekiyor.
Financial Times, bir yanda 2009 ve 2010'daki borçlanmaların daha yüksek seviyelerde olduğunu belirtirken, diğer yandan artan borçlanma maliyetlerinden ve belirsizliklerden kaynaklanan risklerin hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu ifade ediyor.
OECD, kendi bölgesindeki kısa vadeli tahvil payının yüzde 44'le 2007'den önceki seviyelerin çok üzerinde olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda bu oran, hükümetlerin sürekli olarak yeni finansman kaynakları bulmasını gerektireceğinden ötürü yatırımcılar için büyük bir sorun teşkil ediyor.
OECD'nin yıllık raporunda son olarak da İtalya, İspanya, hatta Fransa ve Avusturya gibi hâlen daha "risksiz" olarak adlandırılan ülkelerde oluşabilecek tehditlere karşı uyarıyor.