Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

McKinsey'nin Almanya'daki ofisi tarafından hazırlanan çalışmaya göre, euronun, Euro Bölgesi varlığını 332 milyar euro ya da GSYH'nın yüzde 3.6 oranında artırdığı 2010'da, eurodan en fazla Almanya yararlandı.

Düsseldorf'taki McKinsey, bazı ülkelerin ekonomilerini artan rekabete uydurma konusunda diğerlerinden daha yavaş olmasından ötürü 16 euro ülkesinin eurodan farklı seviyelerde yararlandığına dikkat çekti. GSYH'sının yüzde 6.6'sına denk gelen 165 milyar euro ile Almanya'nın kazancı, bölgenin toplamının yarısına eşit oldu.

McKinsey'nin raporunda, "Euro Bölgesi içinde nominal döviz kurlarının kalkması işlem maliyetlerini azalttı, Euro Bölgesi ülkeleri arasındaki ticaret arttı, şirketlerin büyük ölçekli ve kapsamlı ekonomiden yararlanması ile rekabet yükseldi ve düşük faizler sayesinde yatırım ve tüketim arttı" şeklinde bilgi verildi.

Yunanistan'da 2 yıl önce başlamış olan borç krizinin, bölgenin merkezine doğru kaymasıyla şimdi Avrupalı liderler 17 ülkeli Euro Bölgesi'ni ayakta tutmaya çalışıyor. Yunanistan Başbakanı Lukas Papademos geçtiğimiz hafta vatandaşların kemer sıkma programlarını kabul etmemesi hâlinde eurodan çıkış ya da ekonomik iflas ile karşı karşıya kalınılabileceğini belirterek uyardı.

İtalya eurodan GSYH'sının yüzde 3.1 oranında yarar sağlarken, bu oran Fransa için yüzde 0.7 oldu.

Çalışmada, istikrar mekanizmalarına odaklanan bütçe disiplini politikalarının, bölgenin yeniden eski durumuna dönmesi için en iyi seçenek olduğu belirtildi.

McKinsey, çift ayaklı yaklaşımın, Euro Bölgesi'ndeki borçları 2016 itibariyle azaltacağını ve Avrupa Merkez Bankası'nın likidite desteği sağlamasından daha yararlı olduğunu söyledi.