Davos 2012'nin ana teması: Endişe
Dünya Ekonomik Forumu'nda bu yıl küresel ekonomik kaygıların ön planda olduğu tartışmalara sahne oldu
İsviçre'nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu, küresel ekonomik kaygıların varlığında sona ererken, Euro Bölgesi'ndeki krizin kontrol altına alındığına ilişkin umutlar da görüldü.
29 Ocak'ta sonlanan ve dünyanın en zengin ve güçlü adamlarının katıldığı forumda bu yıl finans değil, ekonomik sorunlar ön planda oldu. Ekonomistler ve siyasi liderler geleceğe daha karamsar bakarken, iş dünyasının liderlerinin daha iyimser bir tavırda olduğu dikkat çekti.
"Wall Street'i İşgal Et" eylemcilerinin de gözlerden kaçmadığı toplantılarda, eşitsizlik ve genç nüfus işsizliği tartışılan konular arasında yer aldı.
İngiliz yayın organı BBC'de yer alan bir habere göre, ABD'nin dev bankalarından Citi'nin CEO'su Vikram Pandit, Euro Bölgesi hükümetleri ve Avrupa Merkez Bankası'nın borç ve finansal sektördeki sorunların çözümüne ilişkin yapıcı hamlelerde bulunduğunu belirtti.
Diğer yandan Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İngiltere Başbakanı David Cameron, krizin çözümüne ilişkin birbirlerinden farklılaşan yaklaşımlarını bir kez daha gözler önüne koyarken, planlarını detaylandırmaktan kaçındı.
Genel olarak bakıldığında ise yalnızca Euro Bölgesi liderleri değil, finans dünyasının liderleri de borç krizinin kontrol altına alındığına ilişkin net sinyallerin olduğu konusunda birleşti.
Davos'taki forum Batı ekonomileri için önümüzdeki 10-15 yıl yavaşlama ya da büyümeme kaygılarıyla başlasa da, beklentilerde, Perşembe gününden sonra, ABD'den gelen olumlu ekonomik veriler ve Euro Bölgesi hükümetlerinin borç krizini çözme hamleleriyle, iyimserleşmeye başladı.
"HİÇBİR ÜLKENİN BAĞIŞIKLIĞI YOK"
Öte yandan liderler tarafından yapılan uyarılar da toplantılara damga vurdu. Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde, Davos liderlerine, "bunun yalnızca Euro krizi değil, tüm dünyaya sıçrayabilecek bir kriz" olduğunu söyledi. Lagarde, IMF rakamlarının hiçbir ülkenin, krize karşı "bağışıklığı" olmadığını gösterdiğini savundu.
İş dünyası liderleri ise gelişen piyasalardaki büyümeye ilişkin umutlatrını korudu.