Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Çağlayan: Çinli firmalar Türkiye'ye cimri davrandı

Çağlayan: Çinli firmalar Türkiye'ye cimri davrandı

Ekonomi Bakanı Çağlayan, Çinli firmaların Türkiye'ye cimri davrandığını söyledi

Giriş: 22 Şubat 2012, Çarşamba 13:56
Güncelleme: 23 Şubat 2012, Perşembe 11:24

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çin ile Türkiye arasındaki ticaret rakamlarının son derece önemli olduğunu belirterek, ''Ama bu biraz tek taraflı aşka benziyor aslında. Bunu karışılıklı hale getirmek lazım'' dedi.

Çağlayan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen ''Türkiye Çin Ekonomik ve Ticari İşbirliği Forumu''nda Türkiye ile Çin ilişkilerinin yeni tarihi bir dönemece girdiğini kaydetti.

Dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Çin Devlet Başkan Yardımcısı Şi Cinping ile gerçekleştirdiği görüşmede nisan ayının ilk haftası içinde, 9 veya 10 Nisan gibi Çin'e bir ziyarette bulunulması konusunda mutabık kalındığını anlatan Çağlayan, bu ziyarette iş adamlarının da olacağını ve iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerinin daha da gelişeceğini ifade etti.

Bakan Çağlayan, bir Çin atasözünun ''Tarih eskileri anlatmaz, yenileri yaratır'' dediğini ifade ederek, bu Çin atasözünde olduğu gibi Çin ile Türkiye arasında yeni imkanların, yeni fırsatların oluşturulması gerektiğini kaydetti.

İki ülke arasında her geçen gün kuvvetlenerek devam eden siyasal ve ekonomik ilişkilerin bundan sonra da güçlenerek devam edeceğine işaret eden Çağlayan, ''Çin Asya'nın en doğusunda, Türkiye Asya'nın en batısında. Dolayısıyla Asya'nın iki yakasını bir araya getirecek çok önemli ülkeleriz. İki yakanın bir araya gelmesi son derece önemli'' dedi.

Bakan Çağlayan, Türkiye ve Çin'in bundan sonraki dönemde dünyada çok daha önemli bir konuma geldiğine değinerek, dünya ticaretinde önemli bir eksen kayması olduğunu, dünyanın ekonomik ekseninin kaydığını belirtti.

Bundan 10 yıl önce dünyanın ticaret akımının kuzeyden güneye doğru olduğunu ifade eden Çağlayan, 10 yıl önce gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere dünya ticaretinin yüzde 60'ını yaptığını, bugün ise bu rakamın eşitlendiğini anlattı.

Çağlayan, gelecek 10 yılda gelişmekte olan ülkelerin dünya ticaretinden aldığı payın yüzde 62'ye çıkacağını dile getirerek, bunun da ticaretin eksenin güneyden kuzeye kaydığını gösterdiğini söyledi.

Çin ile olan ilişkileri çok daha fazla geliştirmek istediklerini dile getiren Çağlayan, ''Sayın Başbakanımız dün de söylediler. Ancak ben de ifade etmek istiyorum ki; Çin ile Türkiye arasındaki ticaret rakamları son derece önemli rakamlar. Ama bu biraz tek taraflı aşka benziyor aslında. Bunu karışılıklı hale getirmek lazım. Çin'le olan ticaret hacmimizin 10'da birini bizim yapmamız, 10'da 9'u Çin'in yapması bizi mutlu etmiyor açıkçası. Bunun eşit, dengeli ve sürdürülebilir olmasını istiyoruz'' diye konuştu.

Bakan Çağlayan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2015 yılında 50 milyar dolara, 2020 yılında ise 100 milyar dolara ulaştırma hedefleri olduğunu belirterek, bu rakamlara ulaşabilmek için iş adamlarının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi.

-''Çinli firmalar Türkiye'ye cimri davrandı''-

Yeni açıklanacak teşvik sisteminin Çinli firmaların Türkiye ile ilgili bütün planlarını yeniden değiştireceğine değinen Çağlayan, Çinli firmalardan açıklanacak teşvikleri beklemelerini ve iyi dinlemelerini istedi.

Çağlayan, 1-16 şubat tarihleri arasında Çin'e olan ihracatın, yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artışla 319 milyon dolara ulaştığını bildirerek, iki ülke arasındaki ticaretin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Çin'in dünyanın en büyük ikinci büyük ithalatçısı olduğunu anımsatan Çağlayan, ancak Çin'in ithalatından Türkiye'nin yeterince pay alamadığını belirtti.

Çağlayan, Türkiye'nin müteahhitlik sektöründe, Çin'in ardından dünya ikincisi olduğunu hatırlatarak, ''Türkiye ihracatının yarısını Avrupa'ya yapıyor. Yaptığı ihracatın yüzde 95'i sanayi ürünlerinden oluşuyor. Rekabet gücü yüksek ürünler ihraç ediyoruz. Çin dünyaya 2011 yılında 61 milyar dolar yatırım yaptı. Ancak Türkiye'ye maalesef Çinli firmalar cimri davrandı. Kanalistanbul projesinin Çinli firmalarca dikkatli incelenmesi gerektiğini ifade ediyorum. Yaklaşık 10 milyar dolarlık bir yatırım için Çinli firmaları, Türk firmaları görmek isterim. Üçüncü boğaz köprüsü ihalesine de Çinli firmaların ilgi göstermesini bekliyoruz'' diye konuştu.

Bakan Çağlayan, bugün Çinli ve Türk şirketlerinin yapacağı anlaşmaların çok önemli olduğunu belirterek, ''Bugün imzalanacak 28 anlaşma yaklaşık 1 milyar 380 milyon dolara yakın olacaktır. Bu anlaşmanın 308 milyon 500 bin dolarlık kısmı ise enerji yatırımları için oluşacak pakettir. Bu da son derece önem arz ediyor'' dedi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Merkez Bankası'nın şimdi zamanında girilmesi gereken piyasaya girdiğini belirterek, ''Zamanında alınması gereken tedbiri alıyor. Adeta bir balans ayarı çekiyor, balans yapıyor. Zaten Merkez Bankası'ndan da beklenen bu'' dedi.

Çağlayan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen ''Türkiye Çin Ekonomik ve Ticari İşbirliği Forumu''nda gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Türkiye ile Çin arasında ticaret hacminin iyi, rakamların yüksek olduğunu dile getiren Çağlayan, ancak her iki ülke arasındaki ticaret hacminde Türkiye'nin aleyhine dengesizlik olduğunu kaydetti.

Bakan Çağlayan, Çin ile ticaretin geliştirilmesinde yoğun çabalar gösterdiğini belirterek, Çinli firmaları ve Çin devletini Türkiye ile işbirliği için şimdiye kadar hiç bu ölçüde istekli görmediğini söyledi.

Çin'in, Türkiye'de yatırım yapacak Çinli firmaların her türlü yatırım finansman desteğini sağlamaya karar verdiğini bildiren Çağlayan, bu durumun Türkiye açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.

Çin Eximbank'ının Türk müteahhitlere, Türk enerji sektöründeki yatırımcılara exim desteği de vermesi istediklerini dile getiren Çağlayan, ''Bugün yapılan anlaşmaların bir kısmı 318,5 milyon dolarlık kısmı Türkiye'de yapılacak olan bir termik santral bir de iki hidroelektrik santralle ilgilidir. 570 milyon dolar Türk Telekomla yapılan anlaşma çerçevesinde finansman desteği verecekler. 500 milyon dolarlık da biz mal sattık'' dedi.

-''Merkez Bankası balans ayarı yapıyor''-

Çin'in Türk tahvillerini alması ve iki ülkenin kendi paraları ile ticaret yapması talebinin nihayet karşılık bulduğunu belirten Çağlayan, dün merkez bankaları arasında yapılan anlaşma ile Çin'in isterse Türk tahvillerini alabileceğini anlattı. Bakan Çağlayan, bu miktarın yıl sonuna kadar 3 milyar doları bulabileceğini ifade etti.

Zafer Çağlayan, Merkez Bankası'nın kararlarına ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:

''Merkez Bankası bir regülatör kuruluş. Merkez Bankası'na verilmiş olan kanuni görev fiyat istikrarı. Bende her fırsatta Merkez Bankasının sadece fiyat istikrarı bacağında değil, finansal istikrarı da gözetmesi gerektiğini ifade etmiştim.

Merkez Bankası şimdi zamanında girilmesi gereken piyasaya giriyor, zamanında alınması gereken tedbiri alıyor. Adeta bir balans ayarı çekiyor, balans yapıyor. Zaten Merkez Bankasından da beklenen bu.''

-2012'de cari açık 2011 gibi olmayacak''-

Bakan Çağlayan, 2012 yılının artık cari açığın 2011'deki gibi olmayacağı bir yıl olacağını belirterek, ''Benim ve arkadaşlarımızın yapmış olduğu tahmin, biz 2012 yılı Ocak ayında cari açık rakamı açıklandığında göreceğiz. 4 milyar dolar altında bir rakam bekliyorum ocak ayı için. Yıla inşallah böyle başlayacağız. Cari açık konusunda sadece Merkez Bankasının alacağı pozisyon yeterli olmaz. Türk Lirası'nın değerlenmesi konusunda ben rakam ifade edemem. İhracatçının rekabet edebileceği, ithalatı azdırmayacak, dengeli rekabet edilebilir bir kur yapısı önemli'' diye konuştu.

Avrupa ekonomisinin Türkiye ile direkt irtibatlı olduğunu belirten Çağlayan, şunları kaydetti:

''Yunanistan'ın uzun süredir saç tıraşı konusunda bir türlü berberler karar verememişti, nasıl bir tıraş olsun diye. Geçen gün varılan anlaşma, Yunanistan'ın iflasını önlemiştir. Yunanistan'ın iflas etmesi tek başına Yunanistan'a değil etrafına da zarar verecekti.

Avrupa aslında bir yerde kendini korumaya almıştır. Yunanistan devlet tahvillerine yatırım yapmış olan Almanya, Fransa başta olmak üzere birçok ülke bir yerde kendi alacaklarını garanti altına almak zorunda kalmışlardır.

Türkiye ekonomisinin dinamik olmasından dolayı benim büyüme tahminim bu yıl yüzde 4'lerin üzerinde. Yüzde 5'ler niye olmasın? Avrupa'nın düzelmesi de bizim bu büyümemize ciddi manada destek verecektir.''